• BIST 100

    10183,38%0,24
  • DOLAR

    32,21% 0,14
  • EURO

    35,08% 0,02
  • GRAM ALTIN

    2473,46% 0,25
  • Ç. ALTIN

    3933,17% 0,00

Almanya ve ABD: Görülmemiş çatlak

Almanya ve ABD: Görülmemiş çatlak

Genel olarak Avrupalıların şimdi ise özellikle Almanya Başbakanı Merkel’in farkına vardığı şey bu. ABD artık güvenilmez bir “ortak” olmaya başlıyor. Artık ABD’ye mi güvenecekler yoksa gerçekten Rusya’ya mı? Ayrıca daha önemlisi,

Immanuel Wallerstein

Temel problem, ABD’nin yaşadığı jeopolitik gerileme. ABD bu durumdan hoşnut değil ve kabullenmek istemiyor. Bu da ABD’yi çok tehlikeli bir aktör yapıyor

Almanya hükümeti 10 Temmuz günü Berlin’deki CIA istasyon şefinin ülkeden acilen ayrılmasını talep etti. Bu tarz talepler müttefik devletler arasında alışılmadık değil. Alışılmadık olan bunun adeta bir tören havasında herkesin gözü önünde yapılması. Peki, 1945 sonrası Amerika Birleşik Devletleri ve Alman Federal Cumhuriyeti arasındaki sıkı ilişkiye rağmen “görülmemiş çatlak” şeklinde adlandırılan şeyin nedeni ne?

Bir gün arayla biri Los Angeles Times’ta diğeri Alman Der Spiegel’de olmak üzere iki başyazı yayınlandı. İki makalede de ABD ve Almanya arasındaki çatlağın hızla büyüyeceğine belki de hiç düzeltilemeyeceğine dair karamsar bir bakış hakim.

Los Angeles Times’daki yazı Jacob Heilbrun tarafından kaleme alınmış ve başlığı da Alman-Amerikan Ayrılığı. Ayrılık kelimesinin anlamı neredeyse çok açık. Heilbrun yazısını önemli değerlendirmelerin ardından bir uyarıyla bitiriyor:

“Eğer Obama Almanya’daki casusluk faaliyetini dizginleyemezse, Almanya’yı müttefik ülke konumundan düşman konumuna getireceği gerçeğiyle yüz yüze gelebilir. Obama için uzun süreli müttefikine Auf Wiedersehn (Hoşça kal) demek Amerikan ulusal güvenliğine yönelik hiçbir gizli bilginin telafi edemeyeceği bir darbeye yol açacaktır.”

Heilbrun’un kendi bakış açısının Washington’ca dikkate alınacağına dair ufak bir umudu var gibiyse, yazısı aynı tarihte Der Spiegel’deki başyazının gölgesinde kalıyor. Bu uzun makalenin başlığı “Almanya’nın tercihi: Amerika mı Rusya mı olacak?” Makalenin ilk bölümünün başlığı da “Bardağı taşıran son damla.” Burada solculardan ya da Rusya ile sıkı ilişkileri savunanlardan değil muhafazakar liberal ve ABD’yle sıkı ilişkileri savunan Atlantik Köprüsü’nü yönetenlerden bahsediliyor. Heilbrun çaresiz bir şekilde şunları söylüyor: “Eğer casuslukla ilgili son iddianın doğru olduğu ortaya çıkarsa, bu noktada durmanın zamanı gelmiştir.” Makalede ek müzakere sürecinden değil de durmaktan bahsedilmesini dikkate almak gerekiyor. Sadece dur.

Son bir etkili detay: ABD’nin Almanya büyükelçisi Almanca bilmiyor. Rusya’nın büyükelçisi de öyle akıcı konuşuyor ki aksanı güç bela fark edilir. ABD büyükelçiliğinin ofisi en yüksek güvenlik önlemleriyle korunması muhtemel, çünkü Beyaz Saray’ın Oval Ofisi’nin girişini kontrol edenlerden daha üstünler. Rus elçiliğinin girişinin rahatlığı ise inanılır gibi değil.

Bu, “görülmemiş çatlak” o kadar ani ve o kadar öngörülemez miydi? Şimdiye kadar, Almanya, ABD, Fransa, Büyük Britanya’da ya da diğer yerlerde yazılanlar bir öykü anlatıyor, nedenleri analiz ediyor ve çözüm öneriyor. Özellikle, makalelerin çoğunluğu suçlayacak şey arıyor. Başlıca şüpheliler NSA (Ulusal Güvenlik Ajansı) ve Obama. Ama bu basitçe NSA ve Obama’nın akılsız kararları mı? Başka bir deyişle, gerçek farklı olabilir mi? Hakikat ayrıntılarda. ABD hükümeti ahmak ve çok beceriksiz. Üstelik bu yapısal bir problem ve hatalarıyla yönetimdeki ahmaklıkları geçici değil.

Temel problem, ABD’de bir süre önce başlayan ve devam eden jeopolitik gerileme. ABD bu durumdan hoşnut değil ve kabullenmek istemiyor. ABD’nin kayıplarının nasıl en aza indirileceği kesinlikle bilinmiyor. Bu nedenle yeniden tesis edilemeyecek sistemi -ABD liderliğindeki dünya- yeniden tesis etmeye çalışıyorlar. Bu ABD’yi çok tehlikeli bir aktör yapıyor. Amerika’da hiç az sayıda olmayan ve mesleği sonuca götüren “eylem” yapmak olan politik ajanlar var ve bu, onların ne olursa olsun yapacakları anlamına gelebilir. ABD seçimleri büyük ölçüde ABD’nin politik aktörlerinin bu oyunu nasıl oynadıklarına bağlı olacak.

Genel olarak Avrupalıların şimdi ise özellikle Almanya Başbakanı Merkel’in farkına vardığı şey bu. ABD artık güvenilmez bir “ortak” olmaya başlıyor. Hatta Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde “özgür dünyanın” sıcak kucaklayışına özlem duyanlar, ABD’nin olmadığı bir jeopolitik düzende nasıl hayatta kalacaklarına karar verme sürecinde daha az özlem duyanlarla zoraki olarak birleşiyorlar. Ayrıca bu durum onları içerisinde Rusya’yı barındıran bir Avrupa çatısına, makul bir alternatife de yöneltiyor.

Almanlarda ve Avrupalıların genelinde, bu karşı konulamaz harekete dair bir kararsızlık var. Artık ABD’ye mi güvenecekler yoksa gerçekten Rusya’ya mı? Ayrıca daha önemlisi, onlar Rusya ile ilgilenirken Rusya bunu faydalı ve denemeye değer bulacak mı? Şüphesiz ki, bugün Alman hükümetinin yakın çevresinde bu konu tartışılıyor ve ABD’ye güvensizliğin yarattığı onarılmaz çatlağın nasıl düzeltileceği bilinmiyor.

Kaynak: http://www.binghamton.edu/fbc/commentaries/archive-2014/381en.htm



23° / 13.4°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor