Tarih: 12.10.2020 10:17

Amerika`nın Tahmini En Zor Seçimi: Trump X Bıden?

Facebook Twitter Linked-in

 

Türker Çelik

Coronavirus nedeniyle birçok insan 2020`yi en talihsiz yıl diye nitelendiriyor, bir an önce bitmesini diliyor. Ancak 2020, insanlığa son büyük gösterisini 3 Kasım Amerikan başkanlık seçimleri ile yapacak gibi görünüyor. Amerikan seçimleri için hep söylenen başkanın kim olduğu önemli değil görüsü bu seçimlerde pek geçerli olmayacak gibi… Bu başka bir yazı konusu ancak yeni Amerikan Başkanının kim olacağı hem Amerika´nın içinde hem de dışında son derece belirleyici olacak. Bu etki ülkemizi de kapsayacak.

 

Artık bu yazının konusuna gelelim: Yeni Amerikan başkanı kim olacak? Bu konuda itibarlı araştırma ve analizlerden hareketle nasıl bir sonuca varabiliriz. Ayrıca sokağın gündeminden seçimlere dair bir öngörü çıkarmak mümkün mü?

 

2016 Trump - Clinton seçim öngörülerinde anketler ve Amerikan medyası fiyasko düzeyinde başarısızdı. Onlarca anketin ancak bir kaçı Trump`un zaferini öngörebildi. Öyleyse bu seçimlerde kimin kazanacağını nasıl öngöreceğiz? Üstelik yine medyanın önemli bir kesimi Demokrat Parti adayını destekliyor. Bu durumda hangi anketlere güveneceğiz?

 

Bir önceki seçimde malum Amerikan medya ve analistleri yansıra ülkemizde bazı uzmanlar dahi seçim öngörülerine aylar önce başlamış ve Clinton`un kazanacağını ilan etmişlerdi. 2016 seçimlerinde yaşadıkları hayal kırık lığının etkisiyle bu seçimlerde Amerika`daki uzmanlar öngörülerini çok daha dikkatli paylaşıyor; Türkiye´den ise öngörüsünü paylasan pek fazla uzman, yazar görmedim. Varsa bana iletirseniz memnun olurum.

 

-Ben gerekçelerimi hemen altta sıralamadan önce kişisel görüşümü paylaşayım: Az farkla Biden kazanacak… Bunu seçim sonucu aksi yönde çıkarsa zaten `az farkla demiştim` diye açık kapı bırakmak amacıyla söylemiyorum

 

Peki neden Biden….

 

1- Coronavirus ve siyah eylemleri dönüm noktası oldu

 

Pandemi başlayıncaya kadar Trump`in 2020 seçimlerini rahat kazanacağına inanılıyordu. Amerika tarihinde en çok can kaybı verdiği II. Dünya Savaşı´nın yarısı kadar kayıp yasadı coronavirus surecinde: 214 bin kişi yaşamını yitirdi.

 

Dolayısıyla ülkenin aktif katıldığı bir Dünya Savaşı ile kıyaslanabilecek etkisi oldu ülkeye, insanların yaşamına. Cumhuriyetçisinden demokratına, Trump destekçisine kadar birçok kişi tanıdıklarını kaybetti.

 

Burada yaşanan kayıplar, olumsuzluklar Trump yönetiminin hanesine eksi yazdı. Öte yandan, Haziran ayında başlayan siyah eylemleri geleneksel siyasal tecrübenin dışında Demokrat Parti`nin hanesine artı puan olarak yazdı. Eylemler başladığında bazı öngörülerde bulunmuştum. Bu yazımı ayrıca paylaşacağım.

 

2- İlk TV tartışması ve Trump`un coronavirus hastalığı

 

Trump ve taraftarlarının Biden`a en büyük saldırı noktası ileri yaşı nedeniyle özellikle bilişsel yetisinin zayıf olma siydi. Trump taraftarları onu nazik olmayan şekilde `Bunak Biden` diye nitelendiriyor. O nedenle 29 Eylül´de gerçeklesen başkan adaylarının katıldığı tek TV tartışmasında birçok demokrat partili dahi Trump`un Biden karsısında açık ara üstün olacağına inanıyordu. Ancak bu beklenti çıkmadı. Biden, tarafsız gözlemcilere ve TV anketlerine göre Trump`tan daha iyi performans gösterdi.

 

Bence de gayet başarılıydı.

 

Ardından Trump`un oldukça hafife aldığı Covid rahatsızlığına yakalanması Başkan için olumsuz bir gelişmeydi. Evet, Trump`un tabanı Demokratlara kıyasla Covid konusunu çok daha az önemsiyor. Ancak yine de Cumhuriyetçi Parti tabanında önemseyen ciddi bir kesim var. Sonuçta 214 bin can kaybında yakınlarını kaybeden veya bu hastalığa yakalanan milyonlarca kişi arasında Trump destekçileri de var. Özellikle ileri yaştakiler ne olursa olsun bu hastalığın ciddiyetle ele alınmasını istiyor.

 

3-Alt demografilere dikkat

 

İlginç şekilde henüz Trump Covid`e yakalanmadan yapılan seçim anketlerinde sürpriz şekilde ileri yaşlı, emekli beyaz seçmenler arasında Biden`e destek beklenenin çok üzerinde çıktı. Örneğin,

Florida`da nispeten orta üst beyaz kesimin yaşadığı emekli sitelerinde bir önceki seçimden farklı olarak ilk defa Demokrat Parti taraftarları kampanya yapmaya başladı.

 

Zaten genel olarak Coronavirus sürecinin başlangıcında Trump bu salgını ciddiye almayan açıklamalar yaptı ardından iş ciddiye binince kendi üslubuna ters bir şekilde daha savunma pozisyonda demeçler verdi. Bu da momentum kaybettiğini işaret ediyor.

 

Evet, Trump`un bir önceki seçimde ülke genelinde rakibinden yaklaşık 3 milyon az oy olmasına rağmen `swing states` diye tabir edilen eyaletlerde sadece 300 bin civarı oy farkı ila kazanması

her demografinin oylarının belirleyici olabileceğini gösteriyor. Üstelik bu yaşlı seçmenler en büyük demografilerden birini oluşturuyor.

 

Burada bizim de dahil olduğumuz bir demografiye dair bilgi aktarayım. Nüfusları 3,5 milyona yaklaşan Müslümanlar. Özellikle swing eyaletlerde bu kitlenin oyları önem kazanıyor. O nedenle Demokratlar ilk günden itibaren bu eyaletlerdeki Müslümanlara yönelik mesajlar paylaşıyor.

 

4- Anket firmaları daha dikkatli…

 

Bir önceki seçimlerdeki fiyasko nedeniyle anket firmaları yeni modellerle çok daha dikkatli hareket ediyorlar. Bu nedenle daha güvenilirler. Yine 2016 seçimini doğru öngörmüş birkaç anket firması da bu seçimlerde Biden`in kazanacağını öngörüyor. Açıkçası Amerikan in kapitalist ortamında anket firmalarının ikinci büyük hata yapma imkânı yok. Yaparlarsa söz konusu firmalar ve uzmanları piyasadan silinirler. Bu nedenle ben anket firmalarının daha dikkatli olacağını düşünüyorum. Ben anketlerin güvenilirliği konusunda su yöntemi seçmeye çalıştım. Hemen genel başlıca anketleri takip ediyorum, ayrıca 2016 seçimlerini başarılı öngörmüş birkaç anket firmasını takip ediyorum. Ayrıca MIT gibi saygın üniversitelerin 2016`da anket yönteminde yapılan hataları dikkate alan firmaları ve Washington Post`tan Philip Bump gibi anketlerde olası yaşanacak hatalar üzerine öngörülerde bulunan uzmanlara bakıyorum. Görünen su: mevcut birçok swing eyalette Trump lehine hata oranı dikkat.

 

5- Swing Eyaletler `de Demokrat parti bütün kartları açtı

 

Amerikan seçimlerinin sonucunda, seçimden seçime farklı partinin adayına oy veren ve bu nedenle `Swing States- Değişken Eyaletler` diye adlandırılan eyaletler ana belirleyici konumunda. Yukarıda aktardığımız üzere 2016`da Trump, ülke genelinde Clinton`dan çok daha az oy almaşına rağmen bu eyaletlerde 300 bin dolayında fazla aldığı oyla seçilmişti.

 

O nedenle Florida, Michigan, Pennsylvania, Iowa, Ohio, Wisconsin, Arizona, North Carolina gibi eyaletlere dair anket sonuçlarını da yukarıda genel olarak yorumladım. Biden`in düzeltilmiş anket sonuçlarına göre dahi birçok söz konusu eyalette önde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak anket dışında birçok veri de Demokrat Parti`nin bu seçimlerde işi daha sağlam tuttuğunu gösteriyor. Mesela 1950 yılında beri sürekli Cumhuriyetçi Parti`yi desteklemiş Arizona bu seçimlerde Biden diyecek gibi. Farklı birçok eyalette de benzer hava hakim. Saha gözlemine dayanan haberler bu durumu destekliyor.

 

Malum basına yansıdı eski New York Belediye Başkanı, Amerika´nın en zengin iş adamlarından Micheal Bloomberg, Florida seçimleri için 100 milyon dolar bağış topladı. Sadece şartlı tahliye olan tutuklular oy kullansın diye 16 milyon dolar bağış yaptı. Öte yandan Cumhuriyetçi Parti elitleri içinde Trump`a yönelik ciddi bir tepki var. Bu belirli ölçüde Trump`un aleyhine çalışacak bir faktör.

 

6- Seçimlere rekor katilim bekleniyor…

 

Amerikalılar şu ana kadar posta yolu ile rekor düzeyde oy kullandılar. Seçimlerin yapılmasına 4 haftadan az sure kaldı ve 4.7 milyonu aşkın Amerikalı oyunu kullandı. Bunda pandeminin büyük etkisi var. Posta yolu ile oyunu kullanan seçmenlerin açık ara Demokrat Partili oldukları biliniyor. Bu katılımdan hareketle genel olarak bu il seçimlere katilim oranı öngörülmeye çalışıyor. Yapılan çalışmalar 1908 yılından bugüne Amerika´nın en yoğun katılımlı seçimini yasayacağımız

yönünde. Bu oranın yüzde 65`i aşması bekleniyor. 1972 seçimlerinden itibaren Amerika`da seçimlere katılım oranı yüzde 50-55 oranında gerçekleşti. Peki, yaklaşık 11 milyon daha fazla seçmen katılımı kime yarayacak. Bir önceki seçimlerden hareketle Trump taraftarlarının sessiz, utangaç ama daha tutkulu olduğu görüşünden hareketle başkana yarayacağını iddia edenler olabilir. Ancak Trump`un 2016 seçimlerinden daha fazla kitleyi mobilize etmesi kolay görünmüyor. Oysa 2016`da rahat davrandıkları için seçimi kaybettiklerine inanan ve o seçimlerde sandığa gitmeden Demokrat Parti tabanının bu artışta daha belirleyici olacağını düşünüyorum. Gerçekten de konuştuğum birçok demokrat partili bu seçimlerde çok endişeli ve bir şekilde sandığa gitmek veya Swing Eyaletlerdeki kampanyaya destek verme arzusunda.

 

Evet, benim değerlendirmelerim bu şekilde…

Umarım secim sonuçları hem Dünya hem Amerika hem de ülkemiz için huzur ve mutluluk getirir.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —