• BIST 100

    10320%1,59
  • DOLAR

    32,28% 0,03
  • EURO

    35,09% 0,05
  • GRAM ALTIN

    2473,22% 0,30
  • Ç. ALTIN

    3948,78% 0,00

Ankara`nın komşularıyla ilişkileri bozuldu

Ankara`nın komşularıyla ilişkileri bozuldu

“Arap baharı” başladıktan sonra Ankara bölgesel politikadaki rolünü arttırabileceğini umuyordu. Şimdi ise tersine tanık oluyoruz. Ankara’nın Suriye’den İsrail’e ve Irak’tan Mısır’a kadar tüm komşu ülkeler ile ilişkileri bozuldu. M

Rusya`nın Sesi Radyosu

Ankara’nın Suriye’den İsrail’e ve Irak’tan Mısır’a kadar tüm komşu ülkeler ile ilişkileri bozuldu. 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü başkanı Prof. Dr.Ümit Özdağ Rusya’nın Sesi Radyosu`na verdiği demeçte bu husustaki fikirlerini dile getirdi:

Soru: Ümit Bey, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun toplandığı New York’ta Mısır Dışişleri Bakanı sayın Nabil Fahmi, Mısır Hükümeti’nin Türkiye ile olan ilişkilerini tamamen kesmeye yönelik bir politika izlediğini söyledi. Mısır’ın bu tutumunu, Ankara’nın yeni Mısır Hükümeti’ne karşı sergilediği tavrına bir cevap olarak değerlendirmek mümkün mü acaba?

Ümit Özdağ: Evet, Kahire’de gerçekleşen askeri darbeden sonra Ankara, Mısır’daki askeri rejime karşı belki de dünyada en sert muhalefeti başlatan ve sürdürmekte ısrar eden ülke oldu. Hatta, bu konuda Suriye konusunda birlikte hareket ettiği Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile de ciddi şekilde ters düştü ve hemen bunun arkasından Körfez’den ve Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye gelen bazı yatırımların arka arkaya kesilmiş olmasını tesadüf olarak görmemek gerekir. Tabi, Türkiye Mısır’a karşı bu sert tepkiyi verirken Mısır’ın da Türkiye’ye karşı bazı adımları atabileceğini düşünmek lazımdı. Sanıyorum, Türk Dışişleri Bakanlığı veya Türk Dışişleri Bakanı bunun değerlendirmesini çok fazla yapmadı. Daha çok meseleye ideolojik yaklaştı. Mısır, sözde Ermeni soykırımı meselesini tanımayı hemen gündemine aldı. Aynı zamanda Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge meselesinde Türkiye’nin menfaatlerini çiğneyecek şekilde hemen Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan’la yapmış olduğu görüşmeleri yoğunlaştırdı. Özetle, Mısır eğer Türkiye’nin bu politikalarına sert tepki vermek ve Türkiye’ye zarar vermek isterse, ne yazık ki, bunu yapabilecek konumda bir ülkedir.

Soru: Mısır’ın Doğu Akdeniz ülkeleriyle yoğunlaşan işbirliğinden söz ettininz. Şimdi New York’taki görüşmelere baktığımız zaman Mısır, Güney Kıbrıs ve Yunanistan üçlü bir işbirliği blokunun temellerini atmışlar. Uzmanlar, bu blokun kuruluş felsefesinde asıl olarak Ankara’ya karşı duruşun yer aldığını söylüyor. Siz de aynı fikirde misiniz? Yani, blokun asıl amacı, Türkiye’ya karşı bir baskı aracı oluşturmak mıdır?

Ümit Özdağ: Hiç şüphesiz, çünkü gerek Lefkoşe’nin gerek Atina’nın Türkiye’ye karşı politikalarının merkezinde yüz yılı aşan bir süreden bu yana Türkiye’nin menfaatleri aleyhine genişleme ve Türkiye’nin menfaatlerini çok boyutlu olarak ihlal etme vardır. Atina’dan ne kadar yumuşak sesler yükselirse yükselsin, mesela bu son ekonomik krizle beraber bazı yumuşak sesler de geldi, bunlar sadece konjönktürle ilgilidir ve Atina’yı temel hedefinden hiçbir zaman vazgeçirmez. Ve Atina Türkiye’ye karşı düşmanlık yapmak için her fırsatı değerlendirir. Tabi, Mısır-Türkiye ilişkileri iyi iken bu meseleyi halletmek daha kolaydı. Yani, Doğu Akdeniz’de dengeyi Türkiye’nin lehine sağlamak, fakat Türkiye Mısır’ı karşısına alınca bu kadar sert bir şekilde Mısır-Türkiye ilişkileri de büyük bir gerilim süreci içerisine girdi.

Soru: Mısır-Yunanistan-KIbrıs blokunun asıl amacı Ankara’ya karşı bir baskı aracı oluşturmak ise, yani kuruluş nedeni situatif ise, bokun sürdürülebilirliği size göre ne kadar sağlamdır?

Ümit Özdağ: Bu, Mısır’da askeri rejimin sivil takipçilerinin iktidarda ne kadar kalacağı ile yakından ilişkilidir. Eğer Müslüman Kardeşler rejimi tekrar kurulursa Türkiye-Mısır ilişkileri, AKP’nin de Türkiye’de iktidarda olması kaydıyla, tekrar bir yumuşama zemini içerisine girecektir. Ama bu arada tabi devletlerde iktidarlar değil devletler sürekliliğe sahiptirler. Ve yapmış oldukları anlaşmalar daha sonra gelen rejimleri de, iktidarları da bağlar. Bu arada eğer Mısır bazı ciddi anlaşmaları yapar, Türkiye’nin aleyhine olabilecek bazı süreçlerin altına imza atarsa bugünkü sürecinden sonra iktidara gelecek hükümetler de isteseler de istemeseler de o anlaşmaları tanımak, o anlaşmaların gereklerini yerine getirmek zorunda kalacaklardır.

Soru: Bu üçlü blok bölgesel sorunlar bakımından nasıl ve ne tür etkiler yaratabilir? Bölgede, mesela, münhasır ekonomik bölge sorunu var, Kıbrıs sorunu var, Türkiye ile Yunanistan arasında Ege ve Akdeniz bölgelerinde Uluslararası Deniz Hukuku’nun uygulanmasına ilişkin birtakım anlaşmazlıklar var. Şimdi Doğu Akdeniz bölgesinde oluşan bu üçlü blok, bölgedeki sorunlar bakımından nasıl ve ne tür etkiler doğurabilir?

Ümit Özdağ: Bunu sadece üçlü bir blok olarak görmemek gerekir. Biliyorsunuz, İsrail de Doğu Akdeniz’de önemli ekonomik stratejik çıkarları olan bir ülke ve Türkiye, İsrail ile de kavgalı. Bütün bu saydığımız ülkeler, Doğu Akdeniz jeopolitik alanının en önemli jeopolitik aktörleridir. Bütün bu aktörlerle kavga eden bir Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de işinin zor olacağını söylemek için dış politika uzmanı olmaya gerek yok.

Soru: Peki bu durumda Erdoğan Hükümeti’nin karşı eylemleri olabilir mi? Olursa ne gibi eylemler olabilir size göre?

Ümit Özdağ: Tabi Türkiye de potansiyeli olan bir ülkedir. Erdoğan Hükümeti, Türkiye’nin potansiyelini bu konuda kullanma yoluna gidebilirler. Ama bunun için hangi adımları atarlar, bunu şimdiden söylemek mümkün değildir.

 



23° / 13.4°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor