Tarih: 06.04.2017 19:48

´Asya ülkeleri Çin ile ABD arasında seçim yapmak istemez´

Facebook Twitter Linked-in

 

Hong Kong merkezli South China Morning Post gazetesi, Çin Devlet Başkanı Şi Cingping ve ABD Başkanı Donald Trump´ın Mar-a-Lago´daki görüşmelerin özellikle Çin´in komşuları tarafından yakından takip edileceğini yazdı. Bu ülkelerin büyük kısmı, ABD´nin güvenlik alanındaki kilit öneme sahip oyuncu rolünün büyük oranda zayıflamasından korkuyor.

Şi Cinping ve Donald Trump arasındaki ilk görüşme, Çin-ABD ilişkilerinin yeniden biçimlendirilmesine yol açabileceği kadar Asya-Pasifik bölgesinde derin değişikliklere de yol açabilir. 

TAVİZLER VERİLMESİNDEN KORKULUYOR

Gazetenin haberine bakılırsa, Asya ülkeleri en çok ABD´nin bölgedeki liderliğinin görüşmelerde pazarlık konusu olmasından korkuyor. Bazı uzmanlar, Şi Cingping´in ticaret alanında ciddi tavizler vermesi veya ABD´nin altyapısına büyük yatırımları kabul etmesi durumunda, Trump´ın müttefiklere desteğini azaltması ve ABD´nin başta Pekin için en hassas bölge Güney Çin Denizi olmak üzere bölgedeki varlığını kısıtlaması sözünü vermesinden korkuyor.

TRUMP DÖNEMİNDE İLİŞKİLER NE KADAR DEĞİŞEBİLİR?

Büyük hızla yapılan hazırlıklar, Çin yönetiminin Trump´ın Pekin´e yönelik olası ani eylemlerinden büyük endişe duyduğunu gösteriyor. Eksantrik işadamının başkanlık seçimlerini kazanması, ABD toplumunun ve seçmenlerin eski oyun kurallarını reddetmesi sayesinde mümkün oldu. Kafaları kurcalayan soru: Trump döneminde bu oyun kurallarının, ABD´nin en büyük rakibi ve aynı zamanda partneri olan Çin ile ilişkilerde ne kadar değişebilir?

Çin, Barack Obama başkanlığında açıkça belli olan çatışmaların Trump döneminde, yeni nitelik kazanarak askeri gücün kullanıldığı doğrudan çatışmanın mümkün hale gelmesini istemiyor. ABD´nin Güney Çin Denizi´ndeki askeri varlığı veya Tayvan´la ortak askeri tatbikatlar böyle çatışmalara yol açabilir. Bunun yanında Çin ve ABD, ekonomik olarak birbirine o kadar bağımlı ki, siyasi ve askeri gerilimin güçlenmesi kaçınılmaz olarak ticarete yansıyacak. Böyle bir gelişme kimsenin yararına değil, her iki ülkede ekonomik sorunlara yol açabilir ve sonuçta Trump´ın ABD ekonomisinin dayanıklılığını yükseltme ve ülkeyi güçlü yapma vaadiyle çelişiyor. 

İTTİFAKLAR SİSTEMİNDE YENİ BİR ÇATLAK MI?

Bu yüzden karşılıklı taviz olasılığı var. Gerçi birçok uzman, böyle bir değiş tokuşun derin ve stratejik nitelik kazanmasına şüpheyle bakıyor. Zira Trump´ın ciddi politik tavizleri, bölgede ABD´nin zafiyeti, Washington´un Asya-Pasifik bölgesindeki askeri ittifaklar sisteminde yeni bir çatlak olarak algılanacak. Bu tavizler, şimdiden Dışişleri Bakanı Rex Tillerson´u eleştirenler tarafından da olumsuz karşılanacak. Eleştiriler, Tillerson´un Pekin ziyareti sırasında, Çin´in ABD´yle ilişkilerle ilgili olarak meşhur politik formüllerini tekrarlayarak ‘Çin´in ağzıyla´ konuştuğunu savunuyor.

ÇİN POLİTİKASI HENÜZ NETLEŞMİŞ DEĞİL

Şunu kaydetmek gerekir ki, Trump idaresinin Çin yönündeki gerçek politikası henüz biçimlendirilmedi ve henüz sadece danışmanların doğaçlamasından oluşuyor. Bununla birlikte hükümetin Çin uzmanları, karar alma sürecinden izole edildi.

Tüm bunlar, tarafların Mar-a-Lago´daki 2 günlük görüşmelerde anlaşmaya varmama olasılığını güçlendiriyor. Bu da Çin´in bölgedeki komşuları için baş ağrısına dönüşebilir. Zirvenin başarısızlıkla sonuçlanması da büyük endişeye yol açacak. Çin-ABD cepheleşmesinin güçlenmesi kaçınılmaz olarak Asya-Pasifik bölgesi ülkelerinin çıkarlarını etkileyecek ve onları Çin ve ABD arasında seçim yapmaya zorlayacak. Elbette bunu istemezler. ABD´nin güvenliğin garantörü olarak rolünün korunmasının Çin´le ekonomik işbirliğinin hızla gelişmesiyle birleştiği statükonun korunması onlar için ideal olurdu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —