Başbakan Yıldırım´ın El Şark Mülakatı

El Şark

Başbakan Binali Yıldırım, Katar Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti´ni birbirine bağlayan kardeşlik ilişkilerinin derinliğinin altını çizdi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed el Thani´nin bu ilişkileri geliştirmeye kararlı olduğunu söyledi. Yıldırım, Başbakanlığa geldiği günden bu yana Arap gazetesine verdiği ilk röportajda Başbakan ve İçişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Nasır bin Halifa el Thani´nin Türkiye ziyaretinin iki ülke ilişkileri açısından önemli ve temel bir motivasyon kaynağı olduğunu kaydetti.

EL HARMİ: Katar Başbakanı ve İçişleri Bakanı´nın Türkiye ziyaretinin ışığında Türkiye-Katar ilişkilerini nasıl değerlendirirsiniz?

YILDIRIM: Katar Başbakanı´nın Türkiye ziyareti iki ülke ilişkileri açısından temel ve önemli bir motivasyon kaynağı oldu. Türkiye ile Katar´ın uzun süreden beri dost ve kardeş iki ülke olduğu biliniyor. Aynı zamanda her ikisi de birer stratejik ülke konumunda. Ortak yatırımlarımız, geniş kapsamlı bir ticari alışverişimiz var. İktisadi ilişkiler de sürekli gelişiyor. Üstelik bölgesel ve uluslararası meselelerde de -başta bölgede güvenlik ve istikrar sağlamak konusunda- ortak fikirlerimiz var. Katar Devleti´nin bu konuda büyük çaba harcadığını görmekteyiz. Suriye krizinin çözümü ve Filistin meselesi konusunda da Türkiye ile Katar arasında ortak bir çaba var. Geçen yıl stratejik bir ortaklık kurduk. Bu çerçevede ilk toplantı Doha´da yapıldı. Başbakan, Türkiye´yi ziyaret ettiğinde de bu çerçevedeki ikinci toplantı yapılacak.

Biz Türkiye´de Ekselansları Katar Prensi Şeyh Temim bin Hamed el Thani´nin Türk-Katar ilişkilerini geliştirmeye kararlı olduğunu görüyoruz.

Katar, 15 Temmuz´da yaşadığımız darbe girişiminde Türkiye´ye en fazla destek veren ülke oldu. Bu duruşu unutmayacağız. Türk halkı da unutmayacak.

EL HARMİ: Sayın Başbakan, darbe girişiminin izleri ekonomide, turizmde veya diğer alanlarda kendini göstermeye devam ediyor mu?

YILDIRIM: İlk günden itibaren ekonominin etkilenmemesi için gerekli tedbirleri aldık. Bu sebeple ekonomi üzerinde gerçek bir etkisi olmadı. Bugün bu girişimin hiçbir izinin kalmadığı söylenebilir. Zira ekonomi bir kez daha rayına oturmuştur.

Turizm alanında ise bir parça çekimserlik ve tereddüt oldu. Fakat ağustos ayından itibaren bu da ortadan kalktı çünkü insanlar gerçekte ne olduğunu anladı. Bu bağlamda turizm de yatırım hareketi de eski gücüne kavuşmuştur.

EL HARMİ: Darbenin başarısız olmasına üzülenler de oldu mu?

YILDIRIM: Evet, üzülen Arap devletleri oldu.

EL HARMİ: Peki ya Batılı devletlerin tutumu… Bazılarının darbenin başarılı olmasını arzu ettiğini gördük... Bunun doğruluk payı nedir?

YILDIRIM: Batılı devletlerden ve ABD´den darbe girişiminin hemen ardından bir tavır sergilemesini isterdik. Ama beklediğimiz açıklamalar gelmedi. Sonrasında meydana gelen yıkımı ve acıyı gördükten sonra bu devletlerden iyi açıklamalar ve üst düzey ziyaretler geldi.

EL HARMİ: Gülen´i teslim edilmesi konusundaki çalışmalarınız hangi noktaya ulaştı? ABD´den olumlu bir yanıt var mı?

YILDIRIM: ABD´ye teslim ettiğimiz dosyalarda başarısız darbenin arkasında duranın bu terörist olduğunu beyan ettik. Onun yasal yollarla bize teslim edilmesini istiyoruz. ABD bizim dostumuz, onu teslim etmeyeceklerini düşünmüyoruz. Bu amaca ulaşmak için çabalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. ABD, müttefik bir devlet olarak bir teröristi teslim etmeyen bir konumda olmamalı. Bu şahıs, ABD´de yaşıyor ve suçlu bir örgütün başında bulunuyor. Biz de iki ülke arasındaki anlaşmalar çerçevesinde ABD´den onu bize teslim etmesini talep ediyoruz.

EL HARMİ: Olağanüstü hal uygulamasına duyulan ihtiyaç sizce bitti mi?

YILDIRIM: Olağanüstü hal, silahlı bir terör örgütü ile mücadele için önemli. Şimdi bu koşullarda OHAL ilan etmesek ne zaman edeceğiz. Halk tarafından seçilmiş hükümeti yok etmek istediler. Örneğin; Fransa´da bir terör eylemi oldu, OHAL ilan edildi ve süresi üç kez uzatıldı. Biz OHAL´i halkımıza değil kendimize, hükümete ilan ettik çünkü bir terör örgütünü ve mensuplarını kısa bir zamanda ortaya çıkarmak ve bunun izlerini silmek kolay değil. Anayasa da OHAL´e izin veriyor. Bu konudaki icraatlar sona erene kadar da OHAL devam edecek. Şimdi üç ayımız var ve uzatma ihtiyacı duyulursa uzatılır.

EL HARMİ: Darbe girişiminin ertesi günü Mecliste yapılan toplantıya Arap büyükelçiler arasından sadece Katar Büyükelçisi katıldı... Girişime karşı Arap tepkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

YILDIRIM: Ne yazık ki sadece Katar Büyükelçisi katıldı. Bu konuda sadece Katar´a teşekkür ederiz.

EL HARMİ: Sayın Başbakan, Türkiye´nin Cerablus´taki askeri operasyonunu genişletecek misiniz? Türk kuvvetlerinin Suriye´ye girişini bir nevi bataklığa girmek olarak görmüyor musunuz?

YILDIRIM: Hayır, biz bataklığı kurutmak için girdik. Orada zararlı sinekler var. Bunlar DAEŞ ve PKK. Bunlar sadece Türkiye´ye değil herkese zarar veriyorlar. Masum vatandaşları bombalarla öldürüyorlar, Türk topraklarına füze atıyorlar, Suriye ve Irak´ta çözümü geciktiriyorlar.

Türkiye, Özgür Suriye Ordusuna verdiği destekle terör örgütlerinden en kısa zamanda kurtulmayı, mültecilerin tekrar ülkelerine dönmesini, Suriye´nin yeniden eskisi gibi istikrarlı bir devlet olmasını hedefliyor. Biz, Suriye´nin bölünmesini ve mezhep temelli küçük devletçiklere dönüştürülmesini asla kabul etmeyiz çünkü bu, bölge için büyük bir tehlike olur. Allah korusun böyle bir şey olursa istisnasız bütün bölge devletlerinde sonsuza kadar huzur ve istikrar kalmaz. Başta İslam dünyası olmak üzere herkes zarar görür. Bu sebeple bütün dostlarımıza mezhep konusunu kaşımayın diyoruz.

EL HARMİ: Cerablus´ta duracak mısınız?

YILDIRIM: Amacımız iki hedefi gerçekleştirmektir. İlk hedef bu bölgeyi terör unsurlarından arındırıp Suriyeli mültecilerin kendi topraklarına geri dönüşünü hazırlamaktan ibarettir. İkinci hedef ise Türkiye´nin sınırlarını koruyup vatandaşlarımızın canlarını ve mallarını muhafaza etmektir.

EL HARMİ: Suriye halkı için güvenli bir bölge ile mi karşı karşıya kalacağız?

YILDIRIM: Evet, onlar için de bizim için de güvenli bir bölge söz konusu olacak. Buradaki hedef ise bölgeden kaynaklanan tehditleri bertaraf etmektir ki bu, bizim uluslararası hukuktan doğan bir hakkımızdan ibarettir.

EL HARMİ: Siz, bir süre önce önümüzdeki altı ay içinde Suriye´de olumlu gelişmelerin yaşanacağından söz ettiniz. Krizin bir barışçıl çözümünden mi söz ediyoruz yoksa Türkiye´nin bir başka bakış açısı mı söz konusu?

YILDIRIM: Suriye´de çözüm için daha çok çalışıp yorulup çaba sarf etmemiz gerekmektedir ki biz Katar´daki kardeşlerimiz ve uluslararası koalisyon devletleriyle bu çözümün sağlanması için ortak bir şekilde çalışıyoruz. Biz bugün Suriye´de ölüm ve yıkımdan ibaret olan altı yıl ile karşı karşıyayız. 600 bin kişi öldü, 10 milyon kişi ise yurtsuz bırakıldı. Bunun karşısında da daha çok bekleme ve sabır gösterme imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle Rusya, ABD, İran, Katar ve diğer Arap ülkeleri gibi ilgili devletlerin daha aktif olup krizin çözümü bağlamında rol üstlenmesi gerekmektedir. Keza sadece görevimizi yerine getirmekle yetinmememiz ABD, Rusya ve İran´ın krizin çözülmesi ekseninde adımlar atmasını sağlamamız gerekmektedir.

Türkiye, Suriye´de çözümün sağlanması ve uzlaşıya götürecek adımların atılması için bu devletlerle görüşme ve müzakereler yapmaktadır. Bu çerçevedeki görüşme ve müzakerelerimiz devam etmektedir ki sonucun olumlu olmasını diliyoruz.

EL HARMİ: Sayın Başbakan, Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleriyle olan ilişkilerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

YILDIRIM: Biz Körfez ülkeleriyle olan ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz ki Türk halkı onların dostu olarak kalmaya devam edecektir. Türkiye´nin geleceği bölgenin geleceğidir. Zira biz aynı din, iman, tarih, engel ve sorunları paylaşırken sevinçlerimiz de başarılarımız da hepimizin olacak. Amacımız dostlarımızın sayısını artırıp düşmanları azaltmak. Burada Katar´daki kardeşlerimize en derin selam ve sevgilerimizi sunuyoruz.(Katar,El Şark-07.09.2016)