Tarih: 01.12.2017 12:29

Başbakan´ın BBC Mülakatı

Facebook Twitter Linked-in

LUCY HOCKINGS (SUNUCU): GMT programına hoş geldiniz, ben Lucy Hockings. Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, kendi iddiasına göre ABD´nin Suriye´deki Kürt milisleri finanse etmeyi durdurma kararını sıcak karşıladı. Onlar, İslam Devleti´yle mücadelede kilit oyunculardı, ancak Ankara, Kürt YPG´yi, Türkiye´nin kendi içindeki yasadışı Kürt muhalefetiyle bağlantılı bir terör örgütü olarak görüyor. Sayın Yıldırım´la Amerikalıların bu belirgin strateji değişikliği dahil olmak üzere birçok konuda görüştüm.

     BİNALİ YILDIRIM (Türkiye Başbakanı): Sayın Trump Türkiye için neyin önemli olduğunu anladı. Ve en başından beri Türkiye´nin DEAŞ´la mücadele politikası açıktır. Söylediğimiz şey şu, DEAŞ´la mücadele etmek istiyorsanız, doğru ortak seçmelisiniz. Bir terör örgütüyle, başka bir terör örgütünü kullanarak mücadele edemezsiniz.

     HOCKINGS: Fakat bu Washington için büyük bir değişiklik olur. Çünkü YPG´yi, DAEŞ´in, yani İslam Devleti´nin yenilmesinde etkili bir biçimde yardımcı olması nedeniyle destekliyorlardı. Bunu bilemeyeceğiz… Çünkü Beyaz Saray açıklamasında Suriye içindeki ortaklarıyla düzenlemeler yaptıklarını söyledi. Dolayısıyla Beyaz Saray ve Başkan Trump´ın açık bir biçimde YPG´den söz edip etmediğini bilmek isteriz.

     YILDIRIM: YPG veya PYD ile işbirliğinin bir seçim değil, bir gereklilik olduğunu söylediler. Tamam, kabul etmesek de bunu anlıyoruz. Bunun geçici bir ilişki olduğunu anlıyoruz. Artık bunu bitirme vakti geldi. Çünkü DEAŞ artık yenilmiş durumda. Biz de Suriye ve Irak´ta DAEŞ´e karşı mücadele ediyoruz. İngiltere de DEAŞ´a karşı mücadele ediyor. Artık DEAŞ yenildi. Başkan Trump silah sağlamanın yanlış olduğunu söyledi. Bu açıkça ifade edildi.

     HOCKINGS: O halde Suriye´nin geleceğini konuşabilir miyiz? Çünkü Soçi´deki yeni açıklamayı gördük. Yeni bir plan var. Bu plan Esad´ın görevde kalmasını içeriyor. Sizin bu plana verdiğiniz destek, Suriyeli Kürtlerin gelecekteki sürece dahil olmaması şartına mı bağlı?

     YILDIRIM: Bizim tavrımız son derece net. Terör faaliyetlerine karışmış olan hiçbir örgüt dahil edilemez.

     HOCKINGS: Yani Suriyeli Kürtler geleceğe dair hiçbir düzenlemeye dahil edilemez, öyle mi?

     YILDIRIM: Elbette, elbette. Bizim Kürtlerle hiçbir sorunumuz yok. Kürtler bizim kardeşlerimizdir, bizim komşularımızdır. Bizim sorunumuz Kürt insanını kullanan terör örgütüyle, yani PKK ve YPG ile.

     HOCKINGS: Telefon görüşmesine dönebilir miyiz?

     YILDIRIM: Elbette.

     HOCKINGS: Başkan Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki telefon görüşmesine… Hepimiz o görüşmeyi dinlemiş olmayı dilerdik. Merak ediyorum Gülen´in iadesini görüştüler mi, ya da bu konuyu görüştükleri halka açıklandı mı?

     YILDIRIM: İade için bazı tedbirler almak zorundalar,  çünkü biz gereken tüm kanıt ve belgeleri sunduk.

     HOCKINGS: ABD´ye Gülen´in darbe girişimiyle bağlantılı olduğunu gösteren kanıtlar mı sundunuz?

     YILDIRIM:  Evet. Bu bizim için aşikar. O konuda hiçbir tereddüdümüz, hiçbir şüphemiz yok.

     HOCKINGS: On binlerce insanın derdest edilmesi ve cezaevine konması hakkındaki eleştirileri duymuş olacaksınız. Yargıdaki ve diğer alanlardaki bu insanlar, işlerini kaybeden akademisyenler… Bir zamanlar Türkiye´yi gerçekten İslam dünyasındaki bir demokrasi timsali olarak gören fakat artık ülkenin otoriter bir tek parti devleti olduğundan endişelenen insanlara bunu açıklayabilir misiniz?

     YILDIRIM: Böyle bir suçlama var, bunu kabul ediyorum. Fakat bizi suçlayanlar 15 Temmuz´da ne olduğunu bir düşünmeli. Meclis binamız bombalandı, 250 masum insanı öldürdüler. 2194 kişi ağır yaralandı. O zaman ne yapabiliriz? Bu suçu kimin işlediğini bulmak zorundayız.

     HOCKINGS: Gerçek şu ki aydınlar, yargı, gazeteciler… Türkiye dünyanın en çok sayıda gazeteciyi hapse atan ülkesi.

     YILDIRIM: Hayır, bu da yanlış, size bunu söyleyebilirim. Gazeteci başka bir şeydir, ama gazeteci kimliği taşıyan bir kişi aynı zamanda bir terör örgütüyle birlikte çalışıyorsa o kişi gazeteci olarak kabul edilmez. Türkiye´deki durum budur. Biz insanları kanıt olmadan gözaltına almayız, bu kesin. Size şunu söyleyebilirim, burası bir hukuk devletidir, Türkiye´de güven bizim demokrasimizdir. İngiltere, AB ve diğer Avrupa ülkeleri gibi Türkiye de bir hukuk devletidir.

     HOCKINGS: Ama İngiltere´de biz Mecliste temel insan hakları güvenceleriyle ve uluslar arası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerimizle çelişen kararnameler çıkarmıyoruz.

    YILDIRIM : Siz hiç darbe girişimi yaşadınız mı? Buckingham Sarayı´na uçakla saldırıldı mı? Bu tür şeylerle karşı karşıya kaldınız mı? Hiçbir uçak Buckingham Sarayı´na veya Başbakanlık binasına bomba attı mı? Eğer siz de bu tür şeylerle karşı karşıya kalırsanız, o zaman ne yapacağınızı görürüz. Dostlarımızın empati yapmasını istiyorum.

     HOCKINGS: Fakat insanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın otoriter hale geldiğinden endişeleniyor.

     YILDIRIM: Nasıl?

     HOCKINGS: Onu Victor Orban´a, Başkan Putin´e benzetiyorlar.

     YILDIRIM: Nasıl?

     HOCKINGS: Daha önce bahsettiğim hususlar nedeniyle efendim, insanları hapse atarak, yargı mensuplarından kurtularak, gazeteci ve muhalefetin düşüncelerini bastırarak.

     YILDIRIM: Kimin hapse gireceğine, kimin serbest kalacağına Erdoğan karar vermiyor, mahkeme karar veriyor. Bizde özgür medya var. PKK yanlısı gazete bile çıkarılıyor.

     HOCKINGS: Efendim, ya kapatılan bu 160 medya kuruluşu? Hatta Twitter bile en fazla sayıda insanın sansürlenmesini talep eden ülkenin siz olduğunuzu söylüyor. Türkiye bunu dünyada en çok yapan ülke.

     YILDIRIM: Bugün Twitter´da şahsen benim hakkımda yazdıklarını görseniz çılgına dönersiniz. Fakat ben bu konuda hiçbir şey yapmıyorum.

     HOCKINGS: Çok teşekkürler Sayın Başbakan

     YILDIRIM: Rica ederim.

       HOCKINGS: Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım dün akşam benimle Londra´daki Türk Büyükelçiliğinde görüştü.( BBC World News TV -27.11.2017,İngiltere)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —