Dilgem Ahmet
İşgalci Ermenistana baskı yapılması istendiğinde her seferinde dostluk, barış ve uzlaşma yoluyla çözüm gibi kelimeler devreye koyuluyor.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Anne Brasseur, yaz dönemi genel kurul toplantısında, bazen yaptırımlar uygulanmasının gerekliliğine dikkati çekti.
Ancak ilerici dünyanın diğer temsilcileri gibi o da ne bir yaptırım ne de bir baskı olacağını söyledi.
Azerbaycan ve Türkiye artık yıllardır bu duruma alışık. Birleşmiş Milletlerin 1992-1993 yıllarında Azerbaycan topraklarının işgaliyle ilgili kararları yerine getirilmemişse bundan sonra Ermenistana herhangi bir baskı yapılması imkânsız görünüyor.
Bir ülkenin bütün dünya tarafından kabul edilen sınırları ihlal ediliyor, topraklarının yüzde 20si işgal ediliyor, bir milyon insan ata yurtlarından kovuluyor fakat ne işgalcilere baskı yapılıyor ne de işgali gerçekleştiren ve hâlihazırda iktidarda olan askerî cuntaya herhangi bir yaptırım uygulanıyor.
Karşılığında ise Azerbaycanı da etkileyen Türkiyeye karşı sözde soykırım iddialarıyla ilgili olarak Avrupa Parlamentosunda karar tasarısı kabul ediliyor. İsa Peygamberin savaşmayın düşüncesine karşı çıkan Papa adil karar vermek yerine durumu daha da gerginleştiriyor.
Ne bu tasarı, ne de 24 Nisanda Ermenistana yapılacak ziyaretler Türkiyenin imajına zarar verecek.
Devletlerarası ilişkiler, kâğıt üzerinde olan karar veya bildirilerle düzenlenmiyor. İlişkiler, ülkelerin ekonomik ve askerî gücüne göre kuruluyor. Bu nedenle ABD Başkanı Barack Obama da Orta Asyaya giriş kapısı olarak gördükleri Türkiye ile ilişkileri bozmamak için soykırım ifadesini kullanmayacak. Yine de büyük bir trajedi yaşandığını ve hayatını kaybedenler için dua ettiğini söyleyecek. Zaten biz de Kristof Kolombdan bu yana Amerika Kıtasında ölen Aborjinler için her zaman dua ediyoruz.
Söz konusu karar tasarısı, Doğu halklarının Batı değerlerine olan inancını sarsacak. Batı için bunun bir önemi olup olmadığı ayrı bir konu tabii. Ancak gerçek şu ki Müslüman ve Türk halklarının Papanın timsalinde Hristiyanlığa, Avrupa Parlamentosunun timsalinde Batı`ya olan güvensizlik daha da artacak.
Son iki olay Azerbaycanda da Batı yanlısı teşkilatları ve partileri bir hayli üzdü. Onlar artık sosyal medyada Batı demokrasisini övemiyor, uluslararası yasalar hakkında konuşamıyorlar. (Azerbaycan, Günlük Telgraf - 21 Nisan 2015)