Tarih: 08.09.2017 15:28

Bayer-Monsanto: Cehennemde Bir Maç

Facebook Twitter Linked-in

 

Bayer-Monsanto Şirket Bileşiminin İnsanları ve Gezegeni Neden Tehdit Ettiğine dair Altı Sebep:

  1. Toksik bir bileşke 

Her ne kadar dünya çapında yaygın bir şekilde kullanılsa da, Bayer ve Monsanto´nun birçok ürünü, insanlar ve gezegen için oldukça zehirlidir – bu, bozulan bir küresel gıda sistemimize dair ironik bir örnektir. 

Bayer´in sorunlu böcek ilaçlarından birinin ismi “neonikotinoit”tir ve bunun aktif bileşenleri, arı ve diğer polen taşıyıcıların geniş çaplı ölümünde başlıca etmenlerden biridir. Her ne kadar bunun ekosistem ve gıda üretimi açısından aşırı sonuçları olsa da, Bayer pes etmeye pek istekli değil ve AB´de kısmi bir yasağı tersine çevirmek üzere kapsamlı bir lobicilik savaşı başlattı. 

AB´nin gıda güvenliği ajansı EFSA´nın önerisi üzerine, 2013 yılında üç neonikotinoid için kısmi yasak çıkarıldı ve bu da Bayer´i yasağa ilişkin bilimsel kanıta karşı saldırıya geçmek için “ürün savunma şirketi” Exponent´i, satın almaya yönlendirdi. Şu anda Bayer, bu kısmi yasağı tersine çevirmek için Avrupa Komisyonu´na dava açıyor. Ancak, bilim karşısında açılan savaş, boşuna açılmış bir savaşa benziyor: AB´nin bu sene neonic´lere yönelik topyekün bir yasağa gitmesi bekleniyor. En azından bunların prestijinin sarsılmasını önlemek için ise şirket “Bayer Arı Koruma Merkezleri” kuruyor – bu bariz bir şekilde çevresel sorumluluğa sahip olduğu imajını vermek için yayılan yanlış bir bilgi. 

Monsanto için en büyük endişe kaynağı, aynı zamanda en büyük nakit para kaynağı: Glifosatın, yani otları öldüren RoundUp ürününün içindeki aktif bileşenin, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “insanlarda kansere yol açma ihtimali olduğu” bulundu. Bununla birlikte, bunun yaygın bir şekilde kullanımı, glifosat kalıntısının insanların idrarında ve anne sütünde dahi bulunabiliyor. Bu sene AB, glifosat-temelli ot öldürenler için bir 10 yıl daha piyasa izni verip vermemeye karar verecek. Dünya Sağlık Örgütü´nün bulgularına göre, bu maddeye ilişkin bir AB yasağı, tartışma konusu bile olmamalı. 

Ancak Monsanto, ürününe yönelik bilimsel bulguları ıvır zıvır olarak görmeye çalışıyor ve Dünya Sağlık Örgütü´nün glifosata yönelik araştırmasının “zırva” olduğu konusunda ısrar ederken, “Glifosat Görev Gücü” adlı bir endüstri lobi gücüne de liderlik ediyor. Her ne kadar gıda güvenliği ve kimyasallara yönelik AB kurumları, glifosatın görme yeteneğine ciddi anlamda zarar verdiğini ve su canlıları üzerinde kalıcı toksik etkiler yarattığını kabullenmiş olsa da, insanlar üzerindeki olası kanserojen özelliklerini reddediyor. Şu nokta ise oldukça çarpıcı: AB´nin bu risk değerlendirmeleri, Monsanto´nun bağımsız denetime tam olarak elverişli olmayan ve bağımsız bilim insanları tarafından derlenmemiş olan araştırmalarını temel alıyor. Bilimin şirketler tarafından bu şekilde zaptedilmesine karşı sivil toplumun sesini duyurmak isteyen yaklaşık 1,5 milyon kişi, glifosatın yasaklanması yönünde bir dilekçe imzaladılar ve Avrupa Vatandaşlar Girişimi de aynı hedefe yönelik olarak kuruldu. 

  1. Lobi harcamaları 

AB ve ABD´de, hem Bayer hem de Monsanto, saydamlık kayıtlarında lobicilik harcamalarını beyan etmek zorunda. Ancak bu rakamlar sadece başkentlerdeki doğrudan lobicilik faaliyetlerini kapsıyor. Diğer birçok maliyet ise, sümenaltı ediliyor. 

ABD´nin, dört ayda bir raporlama yükümlülüğü olan, yasal olarak bağlayıcı bir sicili var. Buna karşın, AB´nin saydamlık sicili, yanıltıcı beyanatlara yönelik herhangi bir yaptırım olmaksızın, gönüllü bir araç olup, beyan edilen verileri son derece güvenilir ve genellikle de gerçek-dışı kılıyor. Dahası, beyanatları teyit etmek için çok az kaynak var ve bu da beyan edilen verilere güvenmeyi imkansız hale getiriyor.

Haverin devamı : http://asam.org.tr/bayer-monsanto-cehennemde-bir-mac/

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —