Tarih: 26.11.2014 01:51

Boğaz`daki Zor Karar

Facebook Twitter Linked-in

Andre Kühnlenz

Küçük ve Orta Ölçekli Şirketler İçin Türkiye Pazarına Girmek Kolay Değil. Yine de Bazıları Belirli Bir Kitleye Hitap Eden Ürünlerle ve Bölgedeki Doğru Ortakla Bunu Başarıyor.

Karaköy’ün dar sokaklarında, karşınıza bir anda Viyana’dan bir parça çıkıyor. Karabatak Kahveevi yumuşak kasım akşamında ışıldıyor, yeşil yapraklı dalların altında oturan genç kadınlar ve erkekler Melange kahvelerini içerek etrafı seyrettikleri sırada, takım elbiseli insanlar küçük masaların yanından zar zor geçmeye çalışıyor. Bu iş adamları, buraya Viyana’nın Donaustadt bölgesinden geldi ve onlara da çok iyi bildikleri Julius Meinl kahvesi servis ediliyor.

Dar merdivenler, Ali Gökhan’ın üst kattaki ofisine doğru gidiyor. Yönetici Gökhan, Türkiye’deki Meinl kahvesini burada satıyor. Gökhan, İstanbul’daki bu özel olarak tasarlanmış olan kafeyi üç yıl önce açmış hatta “New York Times” burayı “bu semtin en havalı kafesi” ilan etmiş. Viyana Ticaret Odası Başkanı Walter Ruck, eskitilmiş bir görüntü verilen mobilyaların arasında poz veriyor. Bunlar, Ruck’un yanında getirdiği seyahat grubunun önümüzdeki günlerde İstanbul ve Ankara’da çekeceği son fotoğraflar olmayacaktır. Ruck, Ekonomi Odası çalışanları, Avusturya’daki Türk ekonomi derneklerinin başkanları ve basın mensuplarından oluşan yaklaşık 20 kişilik bir grubu kendisine eşlik etmesi için Boğaz’a getirdi.

Soğuyan Politika

Şu anda Ankara ve Viyana hükûmetleri birbiriyle çok iyi anlaşamıyor olabilir. Federal Bakanlar, Türk mevkidaşlarıyla görüşmelerini iptal ediyor, ajandaları bir anda aylarca dolu oluyor. Türk Ticaret Odasındaki meslektaşlarıyla konuşan Ruck, “Ekonomi her zaman öncüydü, şirketlerin ticaret yapması durumunda politika da yapılır.” dedi. Ruck, sadece vatanındaki büyük firmaların yatırım ve ihracat yapmasını istemiyor, aynı zamanda küçük ve orta ölçekli şirketlerin de Türkiye’ye açılmasını diliyor. Ruck’un buraya gelme nedenlerinden biri de bu.

Orta tabakadan insanlar için ticaret yapmak kolay değil. Kafe işletmecisi Gökhan, “Türkiye’de ihtiyacınız olan şey; dürüst, güvenilir bir ortaktır. Çok fazla talimatlar ve düzenlemeler var, ülkemdeki bürokrasi ticaret yapmayı çok da kolay kılmıyor.” dedi.

Avusturya’ya Övgü

Ruck ile Avusturya’nın İstanbul’daki Ekonomi Temsilcisi Marco Garcia, Viyana usulü yapılmış kahvelerinden bir yudum alırken Gökhan da Garcia’nın çalışanlarının yardımından hayranlıkla söz ediyor. Gökhan, “Karınca gibi çalışıyorlar.” diyor. Şirketlerin Türkiye’de karşılaştığı engellerden bahseden Garcia, “Tıpkı makamların talimatları titiz bir şekilde uyguladığı gibi şirketlerin de dünyanın bakış açısına hâkim olması gerekiyor.” dedi.

Garcia, “Viyana’dan işleri yönetmek epey zor, burada her şeyi bilen birine ihtiyaç duyuluyor. Ama çoğu küçük şirketin böyle bir lüksü yok.” dedi.

Ekonomi temsilcisinin aklına, Avusturyalı firmaların, belirli bir kitleye hitap eden ürünlerle Türkiye’de nasıl başarılı olduğuna dair örnekler de geldi. Örneğin Boğaz’da yenilenen villaların pencerelerinin neredeyse tamamını Steiermarklı Kapo şirketi gönderiyor.

Türk ekonomisinin zorluklarından, başarılı olanlar da kaçamıyor. Batıda, Yunanistan ile Bulgaristan’ın hayatta kalmak için mücadele verdiği ihtilaflı bölge bulunuyor, kuzeyde Rus rublesi değer kaybettiğinde çoğu Rus’un Türk ürünlerini alma gücü azalıyor. Güneydeki savaş bölgelerine yapılan ihracat tükendi, Suriye’den mülteciler ülkeye akın ediyor. Büyüme oranları da hedeflenen yılda yüzde 5 oranından çok uzakta.

Katı Vize Uygulaması

Büyük ekonomi meseleleri Gökhan’ı çok fazla ilgilendirmiyor, o daha ziyade ufak çapta bir mücadele veriyor. “Elemanlarımı eğitim için Avusturya’ya göndermem fiilen imkânsız.” diyen Gökhan, bunu, Avusturya Konsolosluklarının vize düzenlemeden önce katı bir inceleme yapmalarına bağlıyor. Aslında Konsolosluklar bir yıllık giriş izini verebilirler ama genelde birkaç günlük veya birkaç aylık izinler veriliyor. Ticaret Odası Başkanı Ruck, “Avusturya’da durgunluk var, böyle bir uygulamayı icra etme lüksümüz yok. Ekonomik nedenlerden dolayı seyahat edenlerin mültecilerle bir tutulması doğru değil.” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz ile bu konuyu görüştüğünü anlatan Ruck, Dış Ticaret Merkezlerinin, bu konuda Konsolosluklara yardımcı olmaya hazır olduğunu söyledi.

Kafe işletmecisi Gökhan, “Rumen pazarı kendi yatırımlarına Türkiye’den daha fazla koruma sağlıyor.” dedi. Buna karşılık heyetteki bir Avusturyalı, Rumenlerin daha fazla yolsuzluk yaptığını söyledi.

Yabancı ziyaretçilerini belki de fazla korkuttuğunu fark eden Gökhan, “Herkes Türkiye’ye gelmeli, ülkenin çok fazla potansiyeli var.” diye konuştu.(Avusturya, Wirtschaftsblatt - 25 Kasım 2014)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —