Tarih: 09.12.2016 19:34

Bu Coğrafyanın Kültürü Hayatımın Bir Parçası

Facebook Twitter Linked-in

 

Amina Şeçeroviç Kaşlı

Ülkesinin tanıtımını Orta Doğu, Bulgaristan, Avusturya, İspanya ve Yunanistan´daki diplomatik misyonlarda yaptı ve şimdi de Bosna Hersek´te Türkiye Cumhuriyeti´nin yeni büyükelçisi olarak görev yapıyor. Haldun Koç, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığında yüksek görevlerde bulunan tecrübeli bir diplomat. 1968´te Ankara´da doğdu, (Bosna Hersek´teki) Büyükelçilik görevini ise Cihad Erginay´dan devraldı. 'Stav' dergisi için diplomatik planları hakkında konuştu, ülkemize ve Balkanlar´a karşı derin bağlarını anlattı.

STAV: Büyükelçi görevinize yeni başladınız. Bu, Bosna Hersek´i ilk ziyaretiniz mi?

HALDUN KOÇ: Öncelikle bu güzel ve eşsiz ülkede Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi olarak görev yapmaktan duyduğum gururu ve mutluluğu vurgulamak isterim. Benim için Balkan coğrafyası her zaman ayrı bir anlam taşımaktadır. Ayrıca eşim de Boşnak asıllı olduğu için Balkan kültürü kendine has birçok özelliğiyle her zaman hayatımızın bir parçası oluşturmuştur. Tarihi ve kültürel yakınlığımızın yanı sıra sosyal anlamda duyduğumuz bu gönül bağı bizlerin Bosna Hersek´i ikinci vatanımız olarak görmemizi sağlamaktadır. Daha önce değişik vesilelerle bulunduğum Balkanlar´da bölgenin güzide ülkelerinden Bosna Hersek´te bu defa Türkiye´nin temsilcisi sıfatıyla görev yapmak özel önem taşımaktadır.

STAV: İki ülkenin oldukça iyi uluslararası ilişkilere, birçok benzerliğe, kültürel ve sanatsal bağlara sahip olduğunu biliyoruz. Sizin bu konudaki görüşleriniz neler ve Bosna Hersek bakımından sizi özellikle etkileyen bir husus var mı?

KOÇ: Balkanlar; siyasi, coğrafi ve ekonomik açıdan olduğu kadar sosyal, kültürel ve tarihi bağlar nedeniyle de Türkiye için öncelik taşıyan bir bölgedir. Türkiye de bir Balkan ülkesidir. Ülkemizde Balkan kökenli birçok vatandaşımız bulunmaktadır. Bu bağlamda bölgede olup biten her şeyden ülkemiz de etkilenmektedir. Bölge ülkelerinin barış, huzur ve refah içinde olması bizim için büyük önem taşımaktadır. Bölge ülkeleriyle ilişkilerimizi, Türkiye´nin de bir Balkan ülkesi olduğu bilinciyle geliştirmekte ve yürütmekteyiz. Bosna Hersek, savaş sonrasında işleyen bir devlet mekanizması kuran, Avrupa-Atlantik entegrasyonunu sürdürmekte olan ve reform gündemini başarıyla uygulamak için gayret gösteren bir ülkedir. Bu kapsamda birleştirici ve bütünleştirici bir yaklaşım sergilenerek halkın refahının artırılmasına ve ekonomik gelişmelere odaklanılmalı, istikrarın ve ekonomik gücün karşılıklı olarak birbirini besleyen unsurlar olduğu unutulmamalıdır.

Bosna Hersek halkının ülkeye ilk adımımı attığım andan itibaren gösterdiği samimiyet, sıcak ilgi, ev sahipliği ve içten dostluk beni ve ailemi çok etkiledi. İstisnai düzeydeki bu özel durum ilişkilerimizi daha da geliştirmek için ilave itici güç olmakta ve yapılabilecek yeni projeler için uygun zemin yaratmaktadır.

STAV: Bosna Hersek bir süre önce Türk piyasasına et ihracatına başladı. Sizce iki ülke arasındaki iş birliğini nasıl geliştirebiliriz?

KOÇ: Ülkemiz, Bosna Hersek´te 2014 yılında yaşanan seller sonrasında Bosna Hersek ekonomisine destek olabilmek amacıyla Gümrük Birliği yükümlülüklerine bir istisna tanıyarak Bosna Hersek´ten et ithal edilmesi sürecini başlattı. Bu iş birliğimiz, Bosna Hersek´in ekonomisine katkıda bulunmakta hem Federasyon hem de RS´teki kesimhaneler ve üreticiler böylelikle ticari faaliyetlerini artırmakta ve çeşitlendirmektedir.

Türkiye, doğrudan yatırımlarının yanı sıra Bosna Hersek´e sağladığı yardım ve desteklerle de dolaylı olarak katma değer ve istihdam imkanı sağlamaktadır.

STAV: FETÖ´nün darbe girişimi konusunda şöyle bir algı oluşuyor: Terör örgütü lideri Gülen´in Türkiye´ye iadesi konusunda Türkiye´nin ısrarlarına karşılık insan haklarına dair endişeler gerekçe gösterilerek Türkiye üzerindeki baskılar artmaktadır. Terörün herkes tarafından eşit adlandırılmadığı yönünde çifte standartlar söz konusu değil mi?

     KOÇ: Ülkemiz, 15 Temmuz gecesi hain bir darbe girişimine sahne olmuştur. Esasen bu, darbe girişiminden ziyade bir terör saldırısıdır. Demokrasinin temel direği Türkiye Büyük Millet Meclisimiz ve güvenlik birimlerimiz ile çeşitli kurumlarımız bombalanmış, sivil halkın üzerine ateş açılmıştır. 247 şehidimiz ve 2 binin üzerindeki yaralımız terör saldırısının boyutlarını ve acımasızlığını açıkça ortaya koymaktadır. Ülkemiz, demokrasisine, insan haklarına, hukuk devleti düzenine ve canımıza kastedilmiştir. Kamu görevlilerimiz arasına sızmış teröristlerce hayata geçirilen ve yıllar öncesinden bugüne adım adım planlanmış olan bu hain girişimin lideri şu anda ABD´de bulunmaktadır. Terör örgütü lideri Gülen´in iadesi talebi mevzuatımız çerçevesinde ve gerekli mahkeme kararları ile delillere istinaden yapılmıştır. Unutulmamalıdır ki Türkiye, demokratik bir hukuk devletidir. 15 Temmuz gecesi de halkımız demokrasiye olan bağlılığını en güçlü şekilde bir kez daha göstermiştir. Yaşananlar sonrasında yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar da hukuka uygun şekilde ve adli yargılama esaslarına uygun olarak devam etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi bu durum karşısında empati kurulmalı ve terörizme hiçbir müsamaha gösterilmemelidir. ABD´de yaşanan 11 Eylül saldırısının sorumlularının başka bir ülkede bulunmaları ve bu kişilerin çeşitli gerekçelerle iadesinden kaçınılması nasıl kabul edilemezse terörist başı Gülen´in iadesine karşı çıkılması da mantık dışıdır.

STAV: Batı ülkelerinin darbe girişimini yeterli derecede kınayıp Türkiye´ye destek verdiklerini düşünüyor musunuz? FETÖ´nün ne olduğunu ve 15 Temmuz´da yaşananları bazı Batı ülkeleri gerçekte ne kadar biliyor? Yoksa gerçekler karşısında gözlerini mi kapatıyorlar?

KOÇ: 15 Temmuz sonrasında ilk açıklama Bosna Hersek´teki en üst düzey kurum olan Devlet Başkanlığı Konseyinden gelmiş ve Bosna Hersekli kardeşlerimiz bu acı günümüzde bizleri yalnız bırakmamıştır. Bunun için bir kez daha teşekkür etmek isterim. Öte yandan bazı Batılı ülkelerin maalesef 'bekle ve gör' mantığıyla hareket ettiklerini ve gerekli tepkiyi vermekte geç kaldıklarını da üzülerek gözlemledik. FETÖ´nün ülkemizdeki yapılanmasını, faaliyetlerini ve saldırılarını her fırsatta tüm ülkelerde ve çeşitli düzeylerde anlatıyoruz. Bunu açıklamak bizlerin de birer sorumluluğu. Çünkü bu terör örgütü yalnızca Türkiye´de değil birçok ülkede varlık ve faaliyet gösteriyor. Dost ve kardeş ülkelere FETÖ yapılanmasının kendileri için de tehdit arz ettiğini anlatarak yaşadığımız acı deneyimlerden ders çıkarmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Bu kapsamda FETÖ´nün Bosna Hersek´teki yapılanmasının ve faaliyetlerinin de bir an önce sonlandırılması, Bosna Hersek´in güvenliği ve istikrarı bakımından büyük önem taşımaktadır.(STAV,Bosna Hersek-08.12.2016)

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —