Mehul Srivastava
Güneşli bir ağustos günü öğleden sonra yepyeni, 2,5 milyar dolarlık Yavuz Sultan Selim Köprüsü´nün gölgesinde ayakta duran Türkiye Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan mutlu görünüyordu.
1,4 kilometre uzunluğundaki köprüde aynı zamanda Türkiye´nin en büyük şehrinin Avrupa ile Asya taraflarını birbirine bağlayan çift taraflı bir demiryolu da bulunuyor.
Bir aydan biraz uzun bir süre önce Arslan´ın patronu olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbeyi bastırdı ve üç aylık olağanüstü hal ilan ederek ülke çapında kontrolü yeniden sağladı.
Buna rağmen Arslan, Cumhurbaşkanı´nın asma köprüyü resmi olarak birkaç gün içerisinde açmasını bekliyordu. Köprü, İstanbul´da önümüzdeki üç yıl içerisinde Manhattan büyüklüğünde bir havalimanı ve 4,7 milyar dolarlık bir otoyol yaratacak olan kentsel dönüşüm dalgasının bir parçası.
Birçok ülkenin, Türkiye´nin geçirdiği gibi bir yılın ardından duraksama yaşaması affedilebilir bir gelişmedir. Darbe girişimine ek olarak ülke, yükselen şirket borçlarıyla ve değer kaybeden bir para birimiyle karşı karşıya kaldı. IŞİD´li (Irak Şam İslam Devleti) teröristler ve Kürt ayrılıkçılar düzenli saldırılar gerçekleştiriyor; ülkenin büyük şehirlerinde şiddetli ayaklanmalar oluyor ve Suriye içerisine askeri bir harekât düzenleniyor.
Ancak köprü açılışını ertelemek yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan etkinliğin neredeyse bir ay öne çekilmesi talimatını verdi; bunu yaparak vatandaşlarına Türkiye´nin hizmete hazır olduğunu ve kıdemli danışmanlarına söylediği gibi büyük inşaat projelerinde 'bir dakikalık' gecikmeyi bile kabul etmeyeceğini hatırlatmış oldu.
İleriki birkaç yıl içinde en az 100 milyar dolarlık inşaat projelerine başlanacak. Bunların arasında Dubai´ninkiyle rekabet etmesi ve Türk Hava Yollarının piyasaya hâkim olması için tasarlanan 35 milyar dolarlık bir havalimanı ile Gebze sanayi bölgelerini İzmir´e bağlayacak 10 milyar dolarlık bir otoyol da var. Türkiye İstatistik Kurumuna göre bunlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarının ilk 11 yılında inşaat projelerine harcanan 583 milyar dolara ekleniyor.
Arslan, 'Yatırımcılara işi üstlenenlerle bir sorun olduğunda projelere devam edebilmek için sorumluluğu kendi üstümüze aldığımızı söylüyoruz.' derken havalimanları, köprüler ve otoyollardan geçecek asgari trafik konusunda güvence vaadinde bulundu. 'Güvenceler bizim bu projelere olan güvenimizi ortaya koyuyor.' diyen Arslan yeni havalimanı için verilen güvencelerin işleme konulsa bile bunların tutarının, nihai gelirlerin onda birine denk geleceğini tahmin ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın müttefikleri, endişelenecek hiçbir şey olmadığı konusunda ısrarcı. Arslan yap-işlet-devret modeliyle köprü, havalimanı ve otoyollar gibi projelerin Türk vergi mükelleflerine tek bir kuruş maliyeti olmayacağına söz veriyor.
Arslan şu açıklamaları yaptı: 'Kiralama açısından havalimanlarından elde ettiğimiz gelir en az 10 milyar dolar. Bu havalimanları, otoyollar ve köprüler işletme sürecinin ardından bize geri verilecek ve biz de onlardan daha fazla gelir elde edeceğiz. Tek bir finansal kurum bile zarar görmedi ve görmeyecek; tüm borçları ödeniyor.'(İngiltere,Financial Times-28.09.2016)