Geçen hafta Çin dışişleri bakanı Wang Yi, Rusya´nın güvenlik endişelerini 'meşru' olarak nitelendirerek 'ciddiye alınması ve ele alınması' gerektiğini söyledi.
Pazartesi günü, Çin´in BM Büyükelçisi Zhang Jun daha da ileri gitti ve Çin´in ABD´nin Rusya´nın uluslararası barışı tehdit ettiği yönündeki iddialarına katılmadığını açıkça söyledi. Ayrıca ABD´yi BM Güvenlik Konseyi´ni toplantıya çağırdığı için eleştirdi ve bunu müzakereler için 'elverişli olmayan' 'megafon diplomasisine' benzetti.
Diplomatik konuşmada, Çin´in krizle ilgili resmi çizgisi temkinli ve nüanslı, Rusya´nın eski Sovyet komşusuna karşı askeri güç kullanmasına fiili destekten yoksun kaldı.
in ve Rusya bugünlerde yakın - bazı uzmanlara göre belki de Stalin ve Mao günlerinden beri hiç olmadığı kadar yakın.
Ukrayna´daki 2014 Kırım krizi, Rusya´yı, uluslararası izolasyon ortasında Moskova´ya ekonomik ve diplomatik destek sunan Çin´in kollarına daha fazla ittiği görülüyordu.
O zamandan beri, ilişki daha da gelişti. Çin, geçen yıl 147 milyar dolarlık yeni bir zirveye ulaşan ikili ticaret ile yıllardır Rusya´nın en büyük ticaret ortağı oldu. İki ülke, geçen yıl ortak askeri tatbikatları hızlandırırken daha yakın askeri ilişkiler için bir yol haritası da imzaladı.
Cuma günü Vladimir Putin, Xi Jinping´in daveti üzerine Kış Olimpiyatlarına katılmak için Pekin´e doğru yola çıktı. Orada, ikisi, yakından izlenen bir toplantı düzenleyecek ve Bay Putin´i, son iki yılda Bay Xi ile yüz yüze görüşen bir dünya gücünün ilk lideri yapacak. Çin lideri yurtdışına seyahat etmeyi reddetti ve pandeminin başlangıcından bu yana çok az yabancıyla görüştü.
En önemlisi, her iki ülkenin de şu anda Batı ile özellikle gergin ilişkileri var.
Tufts Üniversitesi´nde uluslararası tarih yardımcı doçenti Chris Miller, 'Pekin ve Moskova, ABD ve Avrupa´ya karşı geri adım atma ve uluslararası politikada kendilerine daha büyük bir rol kazanma konusunda ortak bir çıkar algılıyorlar' diyor.