• BIST 100

    10208,70%1,62
  • DOLAR

    32,39% 0,12
  • EURO

    34,68% 0,01
  • GRAM ALTIN

    2400,66% 0,21
  • Ç. ALTIN

    3877,87% 0,00

Dünya İnsani Zirvesi

Dünya İnsani Zirvesi

Büyük bir bağışçı ülke olmasının yanı sıra Türkiye bugün 2,7 milyon mülteci ağırlıyor ve Suriye savaşı bunun en büyük nedeni. Mültecilerin günlük ihtiyaçlarını karşılamak, Türkiye´nin büyük kısmını tek başına üstlen

 

Mevlüt Çavuşoğlu

Dünya genelindeki şoka ve öfkeye rağmen Aylan bebeğin ölüm şekli işleri az da olsa değiştirdi. Hala bu kavramdan bahsedebiliyorsak bu durum, bütün insanlığın acı bir eleştirisi sayılır.

Görüntülerin ve sosyal medyanın gücü, şansı yaver gidenlere yapılan yardımlardan bahsedilince etkisini kaybetmiş gibi görünüyor. Aslında pek çok masum erkek, kadın ve çocuk, Aylan´ın vefatından sonra hayatını kaybetti; oysa bu ölümler önlenebilirdi.

Son dünya savaşından bu yana en büyük insani krizle karşı karşıya olduğumuz doğru fakat şu anki küresel sessizliğe bir gerekçe bulmamız imkansız.

Büyük doğal afetler ölümlerin ve toplu göç hareketlerinin doğal nedeni sayılırken, çoğu insani kriz, uzun zaman devam eden çatışmalarla ilgili oluyor ve bu durum hiçbir yerde bir katilin ayırt etmeksizin halkını dış güçlerden aldığı destekle öldürdüğü Suriye´deki kadar açık ve net görülmüyor.

Bugün dünya çapında insani yardıma muhtaç yaklaşık 125 milyon insan bulunmaktadır. 60 milyon olan sığınmacı sayısı ise son on yıl içinde iki katına çıkmıştır. Bu sayılar, insani krizin nasıl karışık bir hal aldığının ve verdiğimiz mücadelenin yetersiz kaldığının kanıtı niteliğindedir.

Bir şey yapmalıyız. Türkiye bu konuda sadece model olmakla kalmıyor, uluslararası toplumu harekete geçiren çalışma bağlamında öncü de sayılıyor.

Büyük bir bağışçı ülke olmasının yanı sıra Türkiye bugün 2,7 milyon mülteci ağırlıyor ve Suriye savaşı bunun en büyük nedeni. Mültecilerin günlük ihtiyaçlarını karşılamak, Türkiye´nin büyük kısmını tek başına üstlenmek zorunda kaldığı büyük bir mali yük oluşturuyor.

Öte yandan insani diplomasi, sadece bize yakın bölgelerle sınırlı kalmadı. Nitekim 15. yüzyıldan itibaren Türkiye, ırk ve etnik köken ayrımı gözetmeksizin sivilleri ağırlamakta ve hiçbir insani krizi karşılıksız bırakmamaktadır. Çabalarımız sadece hastalığın belirtilerini ortadan kaldırmaya değil, tedaviye de dönüktür. Bu bütünlükçü yaklaşım, insani yardımların yanı sıra kalkınmayı da içine alır.

Bireysel çabalar da Türkiye´nin çabalarıyla eş değerde. Ancak insanlık, varolan fonlardan mahrum kalıyor ve zaman, bu krizlerden etkilenen insanların aleyhine işlemeye başlıyor. Başka bir deyişle hayatı tehlikede olan çok sayıda insan var ve bunları görmezden gelmek bir seçenek değil.

Tam da bu zorlu zamanda İstanbul, 23 - 24 Mayıs 2016 tarihlerinde BM´nin düzenleyeceği İnsani Zirveye ev sahipliği yapacak. Bu zirve için Türkiye´nin seçilmiş olması tesadüf değil; aksine, izlediğimiz insani diplomasinin başarısının tam da zamanında bir nevi itirafı niteliğindedir.

İnsani Zirve, insanlığın karşı karşıya olduğu meydan okumaların ele alınacağı oldukça önemli bir platform sağlayacak. Zirvede ayrıca süreğen ve güvenilir finansman gibi acil konuların yanı sıra tekrarlayan ve uzun süren krizlerle göç dalgalarına çözüm yolları görüşülecek..

Zirve, uluslararası toplumu ve liderleri, milyonlarca insan uçurumun kenarında dururken harekete geçirmek için uygun bir fırsat olacak. Aylan´ın fotoğrafını ilk kez gördüğümde, masum sivilleri ve henüz yürümeye başlamış çocukları hatırlayarak omuzlarıma büyük bir dert çöktü. Bu fotoğraftan bir şeyler öğrendiğimize ve çalışmaya başlamak için daha fazla benzer fotoğraf görmeye ihtiyacımızın olmadığına inanmak istiyorum.

Yardım için bize bakan bu sivillerin karşı karşıya kaldıkları durumdan hepimiz sorumluyuz. İstanbul zirvesi, harekete geçmek ve bu sorumluluğu almak için bir zemin hazırlayacaktır. Bütün dünya liderlerini bu zirveye katılmaya ve yardıma muhtaç bu insanlara bir çözüm bulmak için ortak çalışmaya davet ediyorum.(Katar,El Şark-30 Mart 2016)



17.7° / 12.2°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor