Casim İbrahim Fahro
Üzerinde durulması ve irdelenmesi gereken çok konu var… Ancak üzerinde mutlaka durmam gereken bir fenomen var. Geçen karanlık günlerde nadir rastlanan bu fenomenin adı “Recep Tayyip Erdoğan”dır. 29 yılı aşkın bir süredir yazıyorum ancak hatırladığım kadarıyla bir makalenin başlığını belirlemek için ilk defa bu kadar kararsız kalıyorum. Neden mi? Çünkü bu büyük isme yakışan bir başlık bulmak imkânsız. Dolayısıyla taşıdığı anlam ve ağırlık nedeniyle makaleme “Erdoğan” isminin en uygun başlık olacağına karar verdim. Biz, çok şey gören ve yaşayan bir kuşağız; gördüğümüz en önemli şey, korkutan ahlaki düşüştür. Zorluklarla dolu, medeniyet ve maddiyatın getirdiği ahlak değerlerinin ve (sözde) Arap baharının olduğu bu karanlık dünyada, Doğu’yu Batı’dan ayıran noktada parlayan bir yıldızın yükseldiğini görüyoruz. Bu yıldız Erdoğan’dır. Allah onu korusun. Ben burada yaptığı iyilikleri ve imza attığı başarıları saymayacağım, zira herkes bu başarıları görüyor ve biliyor.
Erdoğan’ın İslam ve Arap meselelerine -özellikle de Filistin meselesi ve Suriyeli mülteciler konusu- yönelik tutumları açık ve nettir… Ülkesini dipten zirveye çıkardı ve liderliği döneminde Türkiye`yi ekonomik, politik ve insani bağlamda üst sıralara yerleştirdi. Erdoğan, asil bir Osmanlı olduğunu unutmadığı için -bunun en güzel kanıtı da Sultan Abdülhamit’in ve Osmanlı askerî üniformasının resmidir- İslam ve Müslümanları korudu ve kolladı.
Başkan, lider, yönetici, sultan ve insan Erdoğan, her geçen gün asil ve çelik cevherini bize gösteriyor.
Erdoğan, kuşkusuz ki asrının yıldızıdır. Allah ona muasır kültür özellikleri bahşetmiş. Erdoğan aynı zamanda sahabenin ahlakına da sahip. Allah’a hamdolsun ki Erdoğan, ehli sünnettir. O, İslam’ı şaha kaldıran tek umut ışığımızdır.
Ümmetimiz bölünmeler ve kayboluşlar içindeyken Cumhurbaşkanı Erdoğan (Allah onu korusun) çok şey sundu ve sunmaya da devam ediyor. Dolayısıyla elde kalanları kurtarabilmek için onu desteklemenin zamanı geldi çattı. Tutumlarından, kararlılığından ve açık sözlülüğünden dolayı bu şövalyenin maruz kaldığı tuzak ve entrikaların boyutunu bilmiyoruz. İslam ümmetine yöneltilen darbeleri tek başına savuştururken Erdoğan daha ne kadar dayanabilir? Bu sebeple vizyonumuzla uyuşan yeni bir İslami vatan projesinin ana hatlarını belirlemek lazım. Bu konuda tek umudumuz Türkiye’nin Erdoğan’ı ile Suudi Arabistan’ın Salman’ıdır. Ancak bu yüksek iki şahsiyet, ümmeti selamet sahiline çıkarabilir; halkların zirvesine ulaşmış acılarını dindirebilir ve bu umudu gerçekleştirebilir. (Katar, El Şark - 12 Şubat 2015)