Ahmet Mansur
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile geçen sene bir röportaj yaptım. Röportajda, Davutoğlu ile Türkiye’nin dış politikasını ele aldık. Mısır konusu, röportajda çok büyük yer tuttu. Davutoğlu, Türkiye ile Mısır arasında ekonomik ve siyasi iş birliği projesi olduğunu açıkladı. Sonra Türkiye ile Mısır arasındaki tarihî ilişkilerden bahseden Davutoğlu, iki ülke halkı arasındaki kardeşlik ilişkilerine değindi. Türkiye, Batılı ve Doğulu güçlere karşı bölgede Arap ve İslam ülkelerinden oluşan bir siyasi ve ekonomik eksen inşa etme hayali kuruyordu.
Daha sonra Türkiye Başbakan Yardımcısı ve Türk Ekonomi Bakanı Ali Babacan ile bir röportaj yaptım. Röportajda, Babacan; Türkiye’nin, bölge ülkeleriyle birlikte bir ekonomik güç oluşturmaya çalıştığını ifade etti. Türkiye’nin bu projesinde Mısır ile iş birliği konusu ilk sıralarda yer alıyordu.
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’da yapılan darbeyi ilk günden beri eleştiren ve karşı çıkan dünya liderlerinin başında geliyor. Erdoğan, Mursi’nin Tantavi’yi -Mısır’ın eski Genelkurmay Başkanı- azletme kararını doğru bulduğunu ve desteklediğini açıkladı. Ancak Mursi’nin, askeri siyaseten uzaklaştırmak için doğru düzgün bir planı yoktu. Sonunda asker darbe yaptı ve Mursi’nin görevine son verdi.
Doğal olarak bu askerî darbenin ardından Türkiye ile Mısır ilişkilerinde bir kriz ortaya çıktı ve bu kriz her geçen gün tırmanmaya devam etti.
Ancak Mısır hükûmetine en büyük tokat Erdoğan’dan geldi. Erdoğan yaptığı açıklamada, Mısır’ın yeni liderlerine ve devrik Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi destekçilerine yönelik müdahaleye dair eleştirilerini tekrarladı. Erdoğan’ın, “Darbeyle iktidara gelenlere hiçbir zaman saygı duymayacağım.” demesi bence Mısır’daki hükûmete atılmış en büyük tokat olmuştur. (Mısır`da yayınlanan El Vatan adlı Günlük Gazetenin İnternet Sayfası - 25 Kasım 2013)