• BIST 100

    10276,88%0,67
  • DOLAR

    32,34% -0,07
  • EURO

    34,74% 0,06
  • GRAM ALTIN

    2390,37% -0,26
  • Ç. ALTIN

    3880,65% 0,07

Fransa-Almanya Ikilisi: Endüstriyel Çıkarlar Ve Askeri Farklar

Fransa-Almanya Ikilisi: Endüstriyel Çıkarlar Ve Askeri Farklar

Fransa-Almanya arasında AB içinde güvenlik işbirliğinin güçlendirilmesine yönelik tartışmalar, 2016 yılındaki Brexit referandumundan sonra şiddetlendi. Avrupa projesine dair bir krizle karşı karşıya kalan Fransa ve Almanya, AB içinde dah

 

Justyna Gotkowska  

26 Eylül günü, yani Almanya´daki parlamento seçimlerinden iki gün sonra, Fransa cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris´te Sorbonne Üniversitesi´nde yaptığı konuşmada, AB´nin reformuna dair vizyonunu sundu. Konuşmasında ayrıca, Avrupa askeri müdahale gücü ve ortak bir AB savunma bütçesi yaratılması gibi güvenlik ve savunmaya dair öneriler yer alıyordu. Almanya´nın Macron´un vizyonuna dair yanıtı kritik. Bu zamana değin güvenlik ve savunma, Fransa ve Almanya´nın ortak bir zeminde buluşabildiği ve son yıllarda AB´de ortak öneriler sundukları birkaç alandan biri oldu. Bu, iki ülkenin ikili askeri işbirliğini olumsuz yönde etkileyen stratejik kültür farklılıklarına rağmen mümkün oldu. Fransa´nın halihazırda Avrupa askeri işbirliğini güçlendirmeye yönelik önerileri, mevcut tavizlerin ötesine geçiyor ve Almanya´da bir takım ihtilaflar yaratacak. AB´nin reformuna dar Fransa-Almanya arasında olası bir anlaşmaya dahil edilseler bile, Almanya tarafından gerçek anlamda desteklenmeyecek. Aynı zamanda, iki ülke arasında güvenlik işbirliği farklı bir alanda –silah endüstrisinde- gelişecek. 

Fransa ve Almanya´nın Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası´na dair önerileri 

Fransa-Almanya arasında AB içinde güvenlik işbirliğinin güçlendirilmesine yönelik tartışmalar, 2016 yılındaki Brexit referandumundan sonra şiddetlendi. Avrupa projesine dair bir krizle karşı karşıya kalan Fransa ve Almanya, AB içinde daha fazla entegrasyona onay verilebileceğini ve bunun hızla gerçekleşebileceğini göstermek istediler. AB´nin güvenlik ve savunma politikası, Paris ve Berlin´in en düşük ortak paydayı bulabilecekleri sayılı birkaç alandan biri oldu. 2016 yılında, Fransa ve Almanya´nın savunma ve dışişleri bakanları, Avrupa Komisyonu´nun desteğiyle, AB´nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası´nda yeni girişimlerin geliştirilmesini tetikleyen öneriler gündeme getirdiler. Bunun sonucunda, 2017 yılında, Avrupa Konseyi şöyle bir karar aldı: (1) mümkün olduğunca daha küçük bir üye devlet grubu içinde daha yoğun bir savunma işbirliği gerçekleştirmek için kalıcı bir yapısal işbirliğini harekete geçirmek (PESCO); (2) çok-taraflı silahlanma ve Ar&Ge programlarını ortaklaşa finanse etmek için bir Avrupa Savunma Fonu´nun (EDF) başlatılması; (3) AB içinde ulusal askeri yeteneklerin geliştirilmesini koordine etmek için eşgüdümlü bir yıllık savunma değerlendirmesi (CARD) yapılması. 

AB´nin güvenlik politikasının güçlendirilmesine yönelik olarak Fransa´nın hevesleri bunun da ötesine gidiyor ve Macron´un vizyonu bunun göstergesi. Fransa cumhurbaşkanına göre, AB, ABD´nin Avrupa´dan aşamalı ve kaçınılmaz kopuşuyla ve kalıcı hale gelen bir terörizm olgusuyla karşı karşıya kalıyor. Fransa açısından güney komşusu, AB´nin güvenlik ve savunma politikası için öncelik alanı olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla, Fransa, NATO´yu tamamlayacak şekilde askeri eylem için AB´nin otonom kapasitesinin geliştirilmesini destekliyor. Mevcut Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası girişimlerini (PESCO ve EDF) desteklemenin ötesinde, Macron, bir Avrupa müdahale gücü, ortak bir savunma bütçesi ve ortak bir askeri doktrin yaratmayı savunuyor. 

Fransa-Almanya arasındaki askeri işbirliğinin sınırları 

Son iki yılda ortak CSDP önerilerini gündeme getirmesine rağmen, Fransa ve Almanya´nın AB´nin güvenlik ve savunma politikasını geliştirmedeki hedefleri ciddi anlamda değişkenlik arz ediyor. Fransa, güvenlik ve savunma politikasını tamamlamak için, AB´nin güney komşularında (Afrika, Orta Doğu) kriz yönetim operasyonlarında kullanılabilecek finansal ve askeri araç ve mekanizmaların yaratılmasıyla ilgileniyor. Dolayısıyla Paris, CDSP´nin geliştirilmesinde iddialı hedefleri savunuyor. Askeri ve siyasi olarak entegre olmaya hazır olan daha küçük çaplı ve daha münhasır bir üye devlet grubu yaratmayı ve ortaklaşa askeri müdahaleler gerçekleştirmeyi istiyor. Aynı zamanda, ortak AB bütçesinden bu tür operasyonlar için daha fazla finansal destek sağlamayı hedefliyor. Bölgesel krizleri ve çatışmaları çözmede askeri araçları kullanmak konusunda çekimser olan Almanya ise, çok farklı sebeplerle AB´nin savunma ve güvenlik politikasını geliştirmekle ilgileniyor. Bir yandan Berlin Avrupa´nın askeri yeteneklerini güçlendirmeye dönük genel bir ihtiyaç görüyor ve bu konuda ABD´den de baskıyla karşılaşıyor. AB´nin askeri olarak daha fazla entegre olmasını savunan söylem (NATO içinde popüler olmasa da), kısmen içsel sebeplerle kullanılıyor: Bundeswehr´i güçlendirmek için halk desteği yaratmak ve askeri harcamaları artırmak. Öte yandan, (bölgesel) askeri işbirliğinin çekirdeği olarak Bundeswehr´le silahlı güçlerin yapısal entegrasyonuna dair AB kavramlarını teşvik etmek suretiyle Almanya kendi siyasi, askeri ve endüstriyel konumunu güçlendirmek istiyor. Bununla birlikte, görünen o ki Berlin, bu tür entegre yapıları işler hale getirmektense onları yaratmakla (ve kendi konumunu iyileştirmekle) daha çok ilgileniyor. 

Bu farklılıklardan dolayı Paris son yıllarda Birleşik Krallık´ı hem kriz yönetim operasyonları hem de eğitim ve tatbikatlar için öncelikli bir ortak olarak gördü. İkili askeri işbirliği, 2010 yılında Lancaster House Antlaşmaları´nın imzalanmasının ardından hızla gelişti. Aynı zamanda Berlin, Benelüks ülkelerinden ve Kuzey ve Orta Avrupa´dan daha küçük çaplı ortaklarla askeri entegrasyonu sürdürmeye odaklandı. Paris ile Berlin arasındaki stratejik farklılıklar ise, ikili askeri işbirliğinin derinleştirilmesinin önünde bir engel oldu. Fransa-Almanya Tugayı gibi “amiral gemisi” gibi görülen işbirliği projeleri, Berlin açısından çok daha önemli oldu – Avrupa´da barışın sürdürülmesi ve Fransa-Almanya uzlaşısının bir sembolü olarak. Paris açısından, tam operasyonel olarak kullanılmayan bu sembolik projelerin değeri azalıyor. Dolayısıyla 2013 yılında Fransa, Fransa-Almanya Tugayı´nın bir parçası olarak Almanya´da konuşlanmış olan 110. Piyade Alayı´nı lağvetme kararı verdi. 2016 yılında ise, tugayın Fransız ve Alman kısımları, Fransa ve Almanya´nın ulusal birlik karargahlarının emri altına girdi.

 Yazının devamı : http://asam.org.tr/fransa-almanya-ikilisi-endustriyel-cikarlar-ve-askeri-farklar/



17.8° / 9.5°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor