İngiltere ve Avrupa Birliği`nin (AB) Ukrayna`da patlak veren kriz öncesinde Rusya`nın ruh halini hafife aldığı değerlendirmesi yapıldı.
İngiltere`de parlamentonun iki kanadından birini oluşturan Lordlar Kamarası`nın AB komitesi tarafından yayınlanan raporda, AB`nin Ukrayna`daki krize 'gözü kapalı daldığı' belirtildi.
Lordlar Kamarası komitesinin raporunda, İngiltere`nin, Rusya yanlısı ayrılıkçılarla hükümet birliklerinin çatıştığı Ukrayna`daki durumla aktif olarak ilgilenemediği kaydedildi.
Bunun da Dışişleri Bakanlığı`nda yapılan kesintiler nedeniyle yeterince Rusya uzmanı bulunmamasından ve analize yeteri kadar önem verilmemesinden kaynaklandığı ifade edildi.
AB dışişleri bakanlıklarının da benzeri bir durum nedeniyle, Ukrayna`daki duruma 'güçlü bir karşılık' veremedikleri savunuldu.
Raporda, AB`nin Moskova ile ilişkilerinin çok uzun süredir 'Rusya`nın demokratik bir ülke olma yolunda gittiğine dair iyimser bir varsayıma dayandığı' öne sürüldü.
Bunun sonucunda da, AB`nin 2013`te Ukrayna ile ortaklık anlaşması için görüşmeler başlattığında Rusya`nın buna ne denli karşı olduğunu anlayamadığı belirtildi.
`Haksız ve gayrımeşru`
Raporu hazırlayan komitenin başkanı Lord Tugendhat, 'İngiltere`de ve AB`de sağlam bir analitik kapasite bulunmaması, kriz öncesindeki ortamın feci bir şekilde yanlış okunmasına neden oldu' dedi.
Raporda, İngiltere`nin de AB`nin de uzun vadede Rusya`nın nasıl idare edileceği konusunda stratejik bir cevabının bulunmadığı kaydedildi.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı`nın bir sözcüsü de 'kimse Rusya`nın Ukrayna`nın doğusundaki haksız ve gayrımeşru müdahalesinin çapını önceden tahmin edemezdi' diye konuştu.
Lordlar Kamarası komitesinin raporu, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk`ın İngiltere Başbakanı David Cameron`a AB`nin Ukrayna`nın doğusunda devam eden şiddete nasıl yanıt vereceğinin tartışılması çağrısında bulunmasını izliyor.
Ukrayna`da Rusya yanlısı ayrılıkçılar ile ordu arasındaki çatışmalar aylardır devam ediyor. 5400`den fazla kişinin yaşamını yitirdiği çatışmalarda Rusya, ayrılıkçılara destek sağlamakla suçlanıyor. Rusya hükümeti ise bu iddiaları reddediyor.