Arap basınında yer alan haberlere göre, İran, Irak ve Afganistandan toplanarak Şam ve Lazkiye bölgesine getirilen binlerce Şii savaşçı, El Nusra Cephesi öncülüğündeki `Fetih Ordusunun ele geçirdiği bölgelerin yeniden kazanılması için başlatılacak operasyonda yer alacak.
Suriye ve Irakta mezhepçiliği alevlendirmekle suçlanan İranın bu son adımı, zamanlaması ve yaratabileceği sonuçlar itibariyle büyük dikkat çekti. Lübnanlı Ortadoğu uzmanı Ali Hüseyin Bakeer, Sputnike yaptığı açıklamada, İranın Suriyeye 7 binlerce savaşçı göndermesinin nedenlerini analiz etti.
İRAN, SURİYEDEKİ NÜFUZUNU KORUMAK İÇİN ZAMAN KAZANMAYA ÇALIŞIYOR
Bakeer, İranın Esadın eninde sonunda iktidardan gideceğini çok iyi bilmesine karşın ABD ile imzalanması hedeflenen nükleer anlaşmanın kaderi belli olana kadar bu devrilme sürecini ertelemeyi amaçladığını vurgulayarak, Zira Esad devrilir ya da en stratejik bölgeleri kaybederse, Suriyenin geleceğinde İranın etkisi olmayacak. Dolayısıyla İran, şu anda Suriyedeki nüfuzunu korumak için zaman kazanmaya çalışıyor diye konuştu.
TAHRANIN DESTEĞİ DAHA YIKICI SONUÇLARA YOL AÇAR
İranın Suriyeye yolladığı savaşçıların IŞİDten daha az tehlikeli ya da vahşi olmadığını kaydeden Bakeer, Tahranın eylemlerinin Suriyede krizin başladığı 2011 yılından bu yana çatışmaların uzamasına, radikalleşmesine ve mezhep savaşı haline gelmesine neden olduğunu belirterek, İranın Esadı desteklemeyi sürdürmesi ve bölgeye Şii savaşçı yollaması daha yıkıcı sonuçlara yol açacaktır uyarısında bulundu.
İranın Suriye krizinde strateji değiştirip daha proaktif bir tutum içine girdiği görüşüne de katılmayan Bakeer, Tahranın Suriye stratejisinde hiçbir değişim yok. Molla rejimi için Suriye, Akdeniz bölgesindeki doğu ülkelerinden oluşan Levant bölgesinde hala çok önemli bir konumda. Zira Tahran, İran rejimini diğer ülkelere ihraç etmek için 1980li yılların başından bu yana Suriyeyi bir platform olarak kullanıyor. Bu yolla Lübnan, Filistin gibi yerlerdeki Şii nüfusu üzerinde etkisini artırmak istiyor yorumunu yaptı.
İRAN, IŞİDİ BATI İLE ARTAN İLİŞKİLERİNİ SAĞLAMLAŞTIRMAK İÇİN KULLANIYOR
Lübnanlı uzman Bakeer, Tahran yönetiminin IŞİD politikasına ilişkin şunları söyledi: İranın IŞİD politikası, Suriyeyi zayıflatmak, ılımlı muhalif grupları yenilgiye uğratmak, sahadaki çatışmaları Esad-IŞİD arasında bir savaşa dönüştürerek, tüm dünyayı aynen şimdi olduğu gibi Esadı desteklemeye mecbur bırakmak üzerine kurulu. İran, IŞİDi Batı ile artan ilişkilerini sağlamlaştırmak için bir katalizör olarak da kullanıyor.
İranın Iraktaki stratejisine değinen uzman, Irakta IŞİD tehdidinin ortaya çıkmasında eski Irak Başbakanı Nuri el-Malikinin mezhepçi, dışlayıcı ve baskıcı politikalarının da etkili olduğunu belirterek söze başladı. Musulun Haziran 2013te IŞİD tarafından ele geçirilmesinin hem İran yanlısı Irak hükümetine hem de İranın bölgedeki nüfuz alanına yönelik açık bir tehdit olduğunu söyleyen Bakeer, İran için IŞİD ile mücadelenin etki alanını koruma meselesi olduğunu vurguladı.