• BIST 100

    10276,88%0,67
  • DOLAR

    32,34% -0,07
  • EURO

    34,74% 0,06
  • GRAM ALTIN

    2390,37% -0,26
  • Ç. ALTIN

    3880,65% 0,07

İslam dünyası ABD´ye karşı´: Türkiye ve İran, Kudüs etrafında birleşiyor

İslam dünyası ABD´ye karşı´: Türkiye ve İran, Kudüs etrafında birleşiyor

Rus uzmanlar, İstanbul´da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde alınan kararları ve olası sonuçlarını değerlendirdi.

 

Gazeteci İgor Gaşkov, hızla gelişen olaylardan, uzun süredir Washington ile ilişkilerde düşüş yaşayan Tahran ve Ankara´nın kazançlı çıktığını belirterek, “ABD Başkanı Donald Trump´ın Kudüs kararı, Amerika karşıtlarına Müslüman dünyasında liderliklerini ilan etme fırsatını veriyor” dedi. 

Müslümanların dünya genelinde toplu bir şekilde öfkelerini dile getirdiği bu durumda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın Kudüs savunucusu rolünü eline aldığını belirten Gaşkov, NATO´nun tek Müslüman üyesinin liderinin son günlerde ´resmi müttefiklerini korkutan anti-Amerikan açıklamalar yaptığına´ dikkat çekti.

´TÜRKLERE YAKINLIĞI İLE BİLİNEN FLYNN´İN İSTİFASI, ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE ETKİLİ OLDU´

Moskova merkezli Politik Teknolojiler Merkezi Direktörü Yardımcısı Aleksey Makarkin de Erdoğan´ın, ABD´nin 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında durduğu görüşünden hareket ettiğini söyleyerek, “Türklere yakınlığıyla bilinen Michael Flynn´in Trump´ın Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevinden istifa etmesi de oldukça negatif rol oynadı. Onun istifasından bu yana Washington ve Ankara arasındaki ilişkiler hızla kötüleşiyor” yorumunda bulundu.

´ANKARA, Şİİ-SÜNNİ İTTİFAKI İHTİMALİNE OLUMLU BAKIYOR´

Erdoğan´ın İstanbul zirvesi sırasında yaptığı ´yeni ittifak´ ilanını değerlendiren Gaşkov, “Böyle bir ittifak ancak yüzyıllardır İslam dünyasını parçalayan Sünni-Şii çatışmasının yumuşaması durumunda mümkün. Ankara, böyle bir ihtimale olumlu bakıyor, örneğin Şii İran´ın Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de İstanbul zirvesine onur konuğu olarak davet edildi” ifadelerini kullandı.

Günümüzde İslam dünyasına hükmeden infialin bölgenin bazı ülkelerini güçlendirirken geçici de olsa bazılarının zayıflamasına yol açtığını dile getiren Gaşkov, kaybedenler arasında Suudi Arabistan´ı göstererek, “Bu ülkenin yönetimi Sünni-Şii çatışmasının devamını istiyor. Tüm Müslümanların ABD ve İsrail´e karşı birleşmesi, Riyad tarafından tehlikeli algılanıyor” dedi. Tam da bu yüzden Suudi krallığın beklenmedik biçimde İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesindeki temsil düzeyini düşürerek İstanbul´a sadece bir bakanı gönderdiğini kaydeden Gaşkov, “Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu´nun bazı Arap ülkelerinin bu krizde korkak davrandığı yönündeki açıklaması fonunda sembolik bir adım” dedi.

´YENİ VELİAHT PRENS, SUUDİ ARABİSTAN´I MODERNİZE ETMEYE ÇALIŞIYOR´

Ortadoğu ve Orta Asya Araştırmaları Merkezi Direktörü Semyon Bogdasarov, Suudi Arabistan´ın Filistin sorununa ılımlı yaklaşımı iktidara veliaht prens Muhammed bin Salman´ın gelişiyle ilişkilendirdi. Bogdasarov, bu konuda şu değerlendirmede bulundu: “Bu genç politikacı ülkeyi modernize etmeye çalışıyor. Eski Filistin politikası onu ilgilendirmiyor. O, düşman olarak İran´ı görüyor ve tüm gücünü bu yönde yoğunlaştırmaya hazır.' 

Rus uzmanlar, Türkiye-İran yakınlaşması temelinde oluşturulan Sünni-Şii bloğunun, anti Amerikan protestolardaki gerilimden kaynaklanan geçici bir olgu olduğu kanısında.

´ÖFKELER SOĞUMAYA BAŞLAYINCA EKONOMİK FAKTÖR ÖNE GEÇECEK´

Şarkiyat Enstitüsü´nden Boris Dolgov, “İslam´ın her iki yönünün çıkarları çok farklı. Aralarındaki ittifak sadece duruma bağlı olabilir. Öfkeler soğumaya başlayınca ekonomik faktör öne geçecek. Mısır ve Ürdün gibi birçok Arap ülkesi, ABD´nin yardımına bağımlı. Aynısı, protestolara çok aktif katılan Filistin ulusal özerkliği için de geçerli. Diğer yandan bölgesel güç merkezleri İran ve Türkiye´nin güçlenmesi bir eğilim ve ABD bunu dikkate almak zorunda” dedi.

Müslüman politikacıların davranışının ‘Sadat kompleksi´ tarafından belirlendiğini dile getiren Aleksey Makarkin, eski Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sadat´ın İsrail ile yakınlaştığı için İslami radikaller tarafından 1981´de öldürüldüğünü hatırlatarak, “Bunun anısı, birçok politikacıyı istediklerinden daha radikal açıklama yapmaya zorluyor. Bu politikacı anti İsrail mücadelesinin kahramanı olarak gösteriliyordu ama İsrail ile barış imzaladıktan sonra teröristler tarafından öldürüldü. Arap dünyasının içinde, Filistin sorununun ne kadar öncelikli olduğu konusunda görüş ayrılığı var ama kimse gelişigüzel konuşmayı göze alamaz” dedi. 

Bu yüzden Sünni-Şii yakınlaşmasının tamamen, duruma göre yakınlaşma temelinde inşa edilen Tahran-Ankara ilişkilerine bağlı olduğunu belirten Gaşkov, “İran ve Türkiye, Suriye´deki etki alanlarını bölüştü, ortaklaşa Kürtlerin bağımsızlığına ve ABD´nin dış politikasına karşı çıkıyorlar. Donald Trump´ın Filistin ile ilgili kararı her iki ülkeyi birbirine daha da yakın yapıyor” dedi.



17° / 12.6°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor