• BIST 100

    10336,50%0,68
  • DOLAR

    32,26% 0,08
  • EURO

    34,70% -0,16
  • GRAM ALTIN

    2400,45% -0,35
  • Ç. ALTIN

    3903,08% 0,24

İstanbul, Afrika İçin Yeni “Merkez”

İstanbul, Afrika İçin Yeni “Merkez”

Afrika’nın geleceğin kıtası olduğu her geçen gün daha sık söyleniyor ve yatırımlar da buraya yoğunlaşıyor... Ancak Afrika`ya yatırım yapmak için en iyi üs bizzat bu kıtanın kendisi değil, beklenmedik şekilde Türkiye! Bunu biz deği

 

Micaela Cappellini

Lojistik, Türkiye’yi Sahra’nın Kuzey ve Güneyine Yönelik Ticaret İçin En İyi Üs Olarak Ödüllendiriyor.

Afrika’nın geleceğin kıtası olduğu her geçen gün daha sık söyleniyor ve yatırımlar da buraya yoğunlaşıyor... Ancak Afrika`ya yatırım yapmak için en iyi üs bizzat bu kıtanın kendisi değil, beklenmedik şekilde Türkiye! Bunu biz değil, Frost&Sullivan`ın uzmanları söylüyor.

Güney Afrika`nın sadece kısmen yerine getirilen sözlerini unutun. Kara Kıta`nın tamamına ulaşmak için İstanbul`dan daha iyisi yok. Nitekim FCA`nın (Fiat Chrysler Automobiles) da geçen hafta yeni Fiat Aegea`yı tanıtmak için yine İstanbul`u seçmiş olması bir tesadüf değil.

Türkiye`yi yönetim ama daha ziyade lojistik açıdan Afrika için genel merkez olarak seçen çok uluslu şirketlerin sayısı daha şimdiden bir hayli fazla: Örneğin Coca Cola, Asya ve Afrika`daki operasyonlarını İstanbul`dan yönetiyor; Intel, buradan dünyaya 22 milyon bilgisayar dağıtıyor ve Microsoft 79 ülkedeki operasyonlarını buradan organize ediyor. Bunların yanı sıra Ericsson, 3M, Unilever, Basf, Ge Healthcare gibi şirketler de anılabilir; Sanofi ise daha önce Dubai`de bulunan merkez bürosunu İstanbul`a taşıdı. Uzak Doğu`nun büyükleri dahi buraya geliyor: Örneğin Japon şirket Hitachi veya Çinli Huawei...

Frost&Sullivan`ın Güney Avrupa ve Türkiye sorumlusu Philipp Reuter, Türkiye`yi seçenlere bu ülkenin pek çok avantaj sunduğunu söylüyor: “Bunlardan ilki ulusal hava yolu şirketi Türk Hava Yollarının Afrika başkentleriyle bağlantı sayısı bakımından dünyanın bir numaralı şirketi olması. Ayrıca Güney Afrika`daki bir merkez, kıtanın sadece Sahra`nın güneyinde kalan kısmına ulaşıyor. Oysa İstanbul`dan Kuzey Afrika`ya da rahatlıkla ulaşılıyor. Bütün bunların yanı sıra Türkiye`de iş gücünün uluslararası standartlara daha yakın olduğu ve çalışanların genelde üç dil konuştukları da unutulmamalı.”

Ayrıca Türkiye`de bulunan bir genel merkez, Orta Doğu ve bu ülkenin uluslararası ekonomik ilişkilere nihai olarak açılmasıyla birlikte İran gibi diğer stratejik alanlar için de kullanılabilir. Bu da Ankara`yı hem Kahire hem de Dubai karşısında üst düzeyde kompetitif kılıyor.

Türkiye`nin lojistik rolü herkesin gözünün önünde. Bugün ülkenin başlıca limanlarından 6,6 milyon TEU`nun üzerinde mal transferi yapılıyor ancak bu rakamın 2025 itibarıyla tam dört katına çıkması bekleniyor. Bugün Türkiye`nin Afrika’ya yönelik ihracatı 13 milyar dolar düzeyinde; bundan sadece sekiz yıl önce 4,5 milyardı. Ancak daha 2010`da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu kıtanın potansiyelinin bilincindeydi. Kongo ve Kamerun ziyaretleri sırasında, Afrika ile ülkesi arasındaki karşılıklı ticaret hacminin en kısa sürede 30 milyar dolara ulaşmasını istediğini dile getirmişti. Philipp Reuter şunları hatırlatıyor: “Ankara, Libya’ya iki milyar doları aşkın ihracat yapıyor: Bu rakam, Almanya`nın üç, ABD`nin dört katı. Türkiye`nin Fas, Tunus, Cezayir ve Libya’ya yönelik ihracatının toplamı ABD`nin anılan ülkelere yönelik ihracatının üzerinde.”

Türk hükûmetinin dış politikası, bu ülkenin dünya sahnesinde Afrika kıtası için güvenilir bir merkez olarak yer almak istediğini gösteriyor. Ancak her şeyin başladığı bir sektör varsa o da Türkiye`nin artık dünya liderleri arasında kabul edildiği inşaat sektörü. Dünyanın beşinci çimento ve mermer üreticisi durumundaki Türklerin, mesela Fas`ta inşaat ve altyapı sektörlerindeki yatırımları 1,4 milyar doları aşmış bulunuyor. (İtalya, Il Sole 24 Ore – 25 Mayıs 2015)



20.8° / 14.1°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor