Gustavsson, düşük doğum oranı ve artan emekli sayısı nedeni ile sağlıksız gelişen demokgrafik yapının dengede tutulabilmesi için yılda 64 bin sığınmacıya ihtiyaç duyulduğunu, giderek yaşlanan İsveç toplumunun bakım ihtiyacı için de sığınmacıların gerekli olduğunu ifade etti.
163 BİN SIĞINMACI KABUL EDİLDİ
© AFP 2016/ DİMİTAR DİLKOFF Sığınmacı krizinin İsveç´e maliyeti 60 milyar euro Deutsche Welle Türkçe servisinin haberine göre, 2015 yılında Avrupa´ya gelen bir milyondan fazla sığınmacının yaklaşık 163 bini İsveç´e yerleşti. İsveç böylece Avrupa´da kişi başına en fazla sığınmacı barındıran ülke konumunda bulunuyor.
Söz konusu sığınmacı akını bazı İsveçliler de endişe yaratırken, sağ popülist İsveç Demokratları partisi, daha sert iltica yasaları talep etmişti. 2016 yılında İsveç´e gelen sığınmacı oranı yüzde 80 azalmış durumda. Ancak Hakan Gustavsson´a göre, ülkesi yakın gelecekte iş gücü sıkıntısı yaşayacak. Yurt dışından gelen iş gücündeki azalmanın bir eksiklik olduğunu ifade eden Gustavsson, İsveç dışında doğan insanların bu ülkeye gelmesinin, her açıdan bir artı değer olduğunu dile getirdi.
´EN BÜYÜK SORUN UYUM´
Son on yılda nüfusu yaklaşık 800 bin kişi artarak 10 milyona yaklaşan İsveç´te bu artışın büyük kısmını göçmenler oluşturuyor. İsveç Kamu İstihdam Kurumu 2016 sonu itibari ile yaklaşık 30 bin sığınmacı sayısına ulaşılacağını ön görürken, 2017´de de 30 bin ila 50 bin arasında sığınmacının ülkeye gelmesini bekliyor. Kurumu bekleyen en büyük görev ise bu göçmen kitleyi iş piyasasına entegre edebilmek. Ülkede işsizlik oranı, içinde bulunduğumuz yılın üçüncü çeyreği itibari ile yüzde 6,3. Aynı oran yabancı bir ülkede doğmuş olanlar arasında ise yüzde 15. Sadece Afrika ve Asya ülkelerinden gelenler baz alındığında ise işsizlik oranı yüzde 29´a çıkıyor.
Hakan Gustavsson göçmenler arasında büyük bir kesimin yeterli bir eğitime sahip olmadığını ve bu yüzden İsveç iş piyasasına entegre olmakta zorlandıklarını belirterek, yine de bu insanlara ihtiyaç duyduklarını belirtti. Gustavsson göçmenlerin iş piyasasına adapte olabilmeleri için ellerinde bir sihirli değnek olmadığını, bunun ancak siyasi kurumların tamamının birlikte çaba göstererek sağlanabileceğini ifade etti.