• BIST 100

    10208,70%1,62
  • DOLAR

    32,39% 0,12
  • EURO

    34,68% 0,01
  • GRAM ALTIN

    2400,66% 0,21
  • Ç. ALTIN

    3877,87% 0,00

Kaçınılmaz, Tuhaf Dünya: Liberal Bir Dünya Düzenine Yönelik Olasılıklar

Kaçınılmaz, Tuhaf Dünya: Liberal Bir Dünya Düzenine Yönelik Olasılıklar

Yukarıdaki etmenler, Rusya´nın dış politikası konusunda oldukça öngörülebilir bir sonuca yol açıyor. Artan istikrarsızlık ortamında Rusya kendisini “herkese karşı herkesin savaşına” hazırlamalı ve liberal-sonrası dünya düzenini

Andrey Kortunov* 

Özet: Liberal dünya düzeninin geri dönülmez bir şekilde krize uğradığına dair iddia, sadece genel tabloyu değil Rusya´nın dış politikasına yönelik zorlukları da basitleştirmek isteyenler için oldukça uygun bir ortam sağlıyor. Rusya, sadece küreselleşme içindeki sorunları değil, kendisi için de yeni fırsatları görmeyi öğrenmeli. 

“Hakikatin meşhur bir liberal önyargısı vardır.” Stephen Colbert 

Rusya´nın dış politikasına dair herhangi bir ciddi tartışma, kaçınılmaz olarak, dünyadaki gelişmeler ve eğilimlere dair bir soruyla başlar. Bu günlerde, Rusya´nın dış politikasına dair neredeyse tüm çalışmalar, liberal dünya düzeninin sistemsel bir kriz içerisinde olduğu kavramına dayanmaktadır. Bazıları için bu kriz, tarihsel ölçekte bir trajedidir. Bazıları için ise, eski kehanetlerin uzun zamandır beklenen teyididir. Başkaları ise, bunu beklenmedik bir hediye olarak görür. Teşhisle ilgili hangi yöntem izlenirse izlensin, krizin temel semptomları şu şekildedir: 

Öncelikle, ABD´nin küresel hegemonyasının görece düşüşüyle yakından bağlantılıdır. Bu durum, küresel çaptaki GSYİH´daki payının azalmasıyla, Amerikan ekonomisindeki birçok sorunla ve mali sistemle, Washington´un başarılı olmayan müdahaleleri (Irak, Afganistan ve Suriye), dünya çapında Amerikan karşıtlığının artmasıyla ve ABD´nin kendisinin dünyadan giderek tecrit etmesiyle kendisini gösterdi. Pax Americana çağının sona erdiği yönünde bir sonuca ulaşıldı ve liberal dünya da, ABD hegemonyasının doğal sonucu olarak, geçmişte kaldı. 

İkinci olarak, bir siyasi ideoloji olarak sık sık liberalizmin krizinden söz ediliyor. Ümitle beklenen “demokratikleşmenin dördüncü dalgası” Doğu Asya´da ve özellikle Orta Doğu´daki liberal değerlerin egemenliğini kuramadı. Rusya ve diğer Sovyet-sonrası devletler hiçbir zaman Batı tipi “olgun” liberal demokrasilere dönüşmediler. Tam tersine, siyasi dönüşümlerinde bu modelden giderek uzaklaşıyorlar. 

Üçüncü olarak, krizin büyük bir göstergesi, dünyanın yönetilebilirliğinin azalması. Uluslararası kurumların (BM, Dünya Ticaret Örgütü, IMF, Dünya Bankası ve G-7) gücünün azalması, uluslararası hukukun temel ilkelerinin erozyona uğraması, silahlı çatışmaların sayısının artması ve küresel topluluğun bu çatışmaları ele alamaması, bugünün dünya sistemindeki büyük sorunların işaretleri. Bunların başat liberal paradigma içerisinde çözülmesi ise pek olası gözükmüyor. 

Dördüncü olarak, liberal dünya düzeni küreselleşmeyle bağlantılı. Bugün küreselleşme, kalkınmakta olan ve kalkınmış ülkelerdeki siyasi popülistler ve aydınlar tarafından kıyasıya eleştiriliyor. Korumacı, milliyetçi ve küreselleşme-karşıtı duygular her yerde yükselişte. Birleşik Krallık´taki Brexit sonuçları, Donald Trump´ın ABD´deki beklenmedik başarısı, kıta Avrupası´nda sağ eğilimli radikallerin bariz güçlenmesi, hepsi aynı zincirin halkaları. Küreselleşme dalgası giderek tükeniyor; dolayısıyla liberal dünya düzeninin ömrünün pek uzun olmadığını kabul etmek gerekiyor. 

Yukarıdaki etmenler, Rusya´nın dış politikası konusunda oldukça öngörülebilir bir sonuca yol açıyor. Artan istikrarsızlık ortamında Rusya kendisini “herkese karşı herkesin savaşına” hazırlamalı ve liberal-sonrası dünya düzeninin başlıca mimarlarından biri olmalı. Bu fikirlerin bugünün dünyasının gerçekliğini yansıtıp yansıtmadığına bir bakalım. 

Liberal Dünya Düzeninin Başlıca İlkeleri 

Liberal bir dünya düzeni tam olarak nedir? Kapsamı oldukça gevşek olan bu kavramın farklı boyutlarına işaret eden birçok tanım var. Liberal dünya düzeni genellikle uluslararası kurumların rolüyle, çok-taraflılıkla, insan haklarıyla, dünya siyasetinde “yumuşak gücün” artan rolüyle, uluslararası sorunların çözümünde güç kullanılmamasıyla bağlantılı görülüyor. Ben ise, liberal dünya düzeninin en az üç temel sacayağı olduğunu düşünüyorum.

Yazının devamı :  http://asam.org.tr/kacinilmaz-tuhaf-dunya-liberal-bir-dunya-duzenine-yonelik-olasiliklar/

 



17.7° / 12.2°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor