La Vanguardia
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan, Kırım`da faaliyet gösteren medya organlarının kapatılması konusunu telefonda ele aldılar. Bu kapatılma konusu, Ankara tarafından sert şekilde eleştirilmişti.
Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, yerel basına, 'Gerçekten de televizyon kanalı (ATR) konusu ele alındı. Türk tarafı her zaman Kırım`daki Tatarların hayatıyla çok ilgilenmiştir.' dedi.
Peskov, Rusya tarafından ilhak edilen eski Ukrayna Yarımada`sının nüfusunun yüzde 12`sini teşkil eden bu azınlığın durumu konusunda Rusya`nın her zaman Türkiye`ye 'tam bilgi' sunduğunu belirtti.
Konuya ilişkin olarak Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kırım`daki durumu, 'kabul edilemez' olarak niteledi ve Türkmence konuşan Tatarların 'bastırılmakta' olduğundan yakındı.
Litvanya`ya ziyareti sırasında Türk Dışişleri Bakanı, Türkiye`nin, insan hakları ihlallerini araştırmak için gayriresmî bir heyeti kısa sürede o topraklara göndermeyi öngördüğünü ifade etti.
Kırım Tatar azınlığı, Kremlin nezdinde konuşması için birkaç kez Cumhurbaşkanı Erdoğan`a başvurdu. Türkiye, Rusya`ya yönelik Batılı yaptırımlara katılmadı ancak her zaman Ukrayna`nın toprak bütünlüğünü savundu.
İki gün önce Tatarca yayın yapan tek televizyon (ATR), yayın izni talebini üç kez reddeden Rus yetkililer karşısında lisans alamadığı için yayınlarını durdurdu.
Bu durum, aralarında Tatarca Kırım Haber Ajansı QHA, çocuk televizyon kanalı 'Lale', radyo kanalı 'Maydan' ve 'Avdet' gazetesinin bulunduğu medya organlarının da başına geldi.
Bir yıl önce Kırım`ın ilhakından hemen sonra Rusya, tüm Yarımada medya kuruluşlarının 31 Mart 2015 tarihinden önce lisanslarını Rus yasalarına uygun olarak yenilemeleri gerektiği şartını getirdi.
Tatarlar, geçen yıl mart ayında Rusya`nın ilhakına karşı koydu ve Kiev`e sadık bulunuyorlar. Tatarlar, bu durum sonrasında Kırım lideri Serguei Axionov liderliğindeki yerel yetkililer tarafından bir taciz siyaseti yürütüldüğünden yakındılar.
Ukrayna Kültür Bakanı Viacheslav Kirilenko, ATR`nin ülkenin anakara bölümünde yayın yapabileceğini ve yayın frekanslarının 'geçici olarak işgal edilen Kırım topraklarını' kapsadığını belirtti.
Avrupa Birliği, bu hafta, neredeyse Kırım`daki bütün Tatar medya organlarının kapatılmasının 'ifade özgürlüğü ihlali' olduğunu vurguladı.
AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Moskova`nın kararının, Kırım Tatar topluluğuna yönelik 'zulüm ve gözdağı' göstergesinin bir parçasını teşkil ettiğini ifade etti.
Diğer yandan Uluslararası Af Örgütü, 'İdari prosedür adı altında ifade özgürlüğüne yönelik bariz saldırının bağımsız medyayı bunaltma, ayrılıkçı sesleri susturma ve Kırım`daki Tatar topluluğu korkutma niyeti olduğunu' belirtti. (İspanya, La Vanguardia - 03 Nisan 2015)