• BIST 100

    10276,88%0,67
  • DOLAR

    32,34% -0,07
  • EURO

    34,74% 0,06
  • GRAM ALTIN

    2390,37% -0,26
  • Ç. ALTIN

    3880,65% 0,07

Kongo`nun zengin madenleri, savaş ve sömürü

Kongo`nun zengin madenleri, savaş ve sömürü

Kongo, küresel hammadde hırsızları için tarihin her döneminde kolay lokma oldu. Hatta Belçika Kralı İkinci Leopold, 1870 yılında Kongo’yu özel mülkü ilan etti. Batı Avrupa büyüklüğündeki Kongo’nun altın, pırlanta ve bakır madenler

Humphrey Hawksley - Ulrich Leidholdt *

Demokratik Kongo Cumhuriyeti`nin doğusundaki dağlarda, Fidele Yalala, alet torbasıyla kaygan bir yardan aşağı iniyor. İndiği yerde Nyabibwe madenlerinin Kilimbi kuyusunun girişi var. Madenci fenerini yakıp giriyor. Peşinden diğer madenciler, birer birer omuzlarını kısıp başlarını eğerek, tahta kirişler ve payandalarla tutturulmuş, tavanından sular damlayan karanlık ve daracık tünele giriyorlar.

Tünelin dibinde kayanın başladığı yerde Fidele Yalala çalışmaya başlıyor. İşi, elindeki ilkel aletlerle dağdan kalay yontmak. 'Zor iş' diyor. 'Elimizde sadece bir fener, bir çekiç ve bir iri çivi var. Bu tüneli ellerimizle kazdık.'

Yalala`nın başında koruyucu başlığı elinde eldivenleri yok. Tünelin havası ağır ve tozlu ama en azından burada savaş ve vahşet yok.

Savaş, köle ve çocuk sömürüsü

Dışarının sıcağında tehlikeler madendekinden çok daha büyük. Afrika`nın bu köşesinde onlarca yıldır yaşanan savaşlarda milyonlarca insan öldü.

Bu topraklarda çıkan, kalay, tantal, altın, koltan gibi elektronik alet yapımında kullanılan değerli metallerden elde edilen kârların çoğu bu savaşlara akıtıldı. Bu gün bile madenler, çıkarılan ürünü küresel şirketlere satarak güçlerini koruyan farklı milisler tarafından denetleniyor.

Aldıkları hammaddenin izini kolayca sürebilecek olan küresel elektronik şirketleri, ürünlerine savaş, köle ve çocuk emeği sömürüsü lekesi sürülmediğini garanti edemeyeceklerini açıkça kabul ediyorlar. Enough Project (Yeter Projesi) adlı kampanyadan Fidel Bafilemba bunun yeterli olmadığını söylüyor. 'Olay madenlerin buradan gelme ihtimali değil, kesinlikle buradan gelmesi' diyor.

Küresel müdahele

Bafilemba masaya bir taşınabilir bilgisayar, bir cep telefonu ve bir kablosuz yönlendiricisi koyuyor. Her birinde bölgeden çıkarılan madenler var. Dayanıklı bir elektrik iletkeni olan altın bilgisayarın bağlantı noktalarında açıkça görülüyor. 'Madenler refah ve gönenç getirebilecekken, bir lanete dönüşüyor' diyor Bafilemba. 'Bu ülkede madenler ölüm getiriyor ve işte bu yüzden içinde biraz insanlık kalmış herkesin `buna bir son vermek lazım` demesi gerekiyor.'

Bafilemba`nın umudunun gerçekleşebileceğine işaret eden gelişmeler var. Amerika Birleşik Devletleri`nde kabul edilen yeni bir yasa (1502 sayılı Dodd-Frank yasası) çatışma bölgelerinden elde edilen mineralleri kullanan bütün şirketlerin Securities and Exchange Commission adlı denetleme kuruluna kaydolmasını şart koşuyor.

Avrupa`da ise 34 üyeli Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü çatışma bölgelerinden çıkan madenlerin alım satımı konusundaki kuralları sıkılaştırma hazırlığında. Nyabibwe madeni ve oradan ekmeğini kazananlar bu gelişmelerden etkilenmeye başlamış bile. Nyabibweli kalay tüccari Kubisilwa Shihi 'Fiyatlar düştü ve hala sattığım kalayın parasını tahsil edemedim' diyor.

'Bize dünya piyasasıyla hiç bir ilgisi olmayan fiyatlar dayatılıyor' diye ekliyor.

Shihi`den aldığı kalayların parasını ödemeyen şirket bölgenin yönetim merkezi Bukavu`da. Nyabibwe`den 75 mil kadar mesafede fakat yollar o kadar kötü ki otomobille ulaşmak dört saat alıyor. Şirketin Müdürü Cirimwami Benjamen bizi kalayla dolu dizi dizi mavi varillerin satılmayı beklediği bir avluda karşılıyor. 'Amerikalılar alımı durdurdu' diyor.

'Borçlarımız var, para ödememiz lazım. Stokumuzu alıcak bir Çin şirketi bulduk.'

Boykot etkili

Binlerce kilometre uzakta çıkarılan yasalar burada insanların yaşamları üzerinde büyük etki yaratıyor. Kongo hükümetinin madencilik kurallarıyla ilgili yetkilisi Albert Mulikuza 'Boykot insanlara acı çektiriyor ama gerekli' diyor. 'Savaş ve çilenin sonunun başlangıcı göründü.'

Enough Project`ten Fidel Bafilemba da bu görüşte. Boykotun etkili olduğunu söylüyor. Fakat kalay sektörünün baskı grubu ITRI aynı fikirde değil. ITRI genel olarak ticaret sınırlamaları dayatılmasına karşı olduğunu söylüyor ve bu tür önlemlerin kaygı duyulan faaliyetleri engellemeyip, asıl korumayı amaçladığı insanlara zarar verdiğini savunuyor.

Bu arada Londra merkezli Dünya Altın Konseyi de çatışma bölgelerinden altın almama ölçütünü hayata geçirme hazırlığında.

Zedelenen itibar

Nyambibwe`deki kalay madeni 'yeşil' sertifikalı yani ordu ya da bir milis grup tarafından kontrol edilmeyen ve çocuk çalıştırılmayan az sayıdaki madenden biri.

Yüzü kuyunun tozundan kapkara kesilmiş madenci Fidele Yalala 'Emin olun yeşil bir maden bu' diyor bir satıcı edasıyla. 'Bunu açıkça görebilirsiniz. İnsanlar gelip görebilir ve yeniden buradan maden almaya başlayabilir.'

Hakikaten gelirler mi acaba?

Teknik bakımdan madenin çevresindeki şeffaflık bu madenin yasal bir şekilde küresel piyasaya girebileğini gösteriyor. Ama bu madende bile aslında işçiler hala çok kötü koşullarda çalışıyorlar. Başka yerlerde de bir çok başka madende, özellikle altın madenlerinde çalışma koşulları uluslararası standartların çok altında.

Birleşmiş Milletler, Batılı hükümetler ve kampanya grupları Kongo`nun maden zenginliğinin dünya nezdinde muteber olabilmesi için daha atılması gereken çok adım olduğu konusunda hemfikir.

Varlık içinde yokluk çeken ülke: Kongo

Kongo, hammadde hırsızları için tarihin her döneminde kolay lokma oldu. Hatta Belçika Kralı İkinci Leopold, 1870 yılında Kongo’yu özel mülkü ilan etti. Batı Avrupa büyüklüğündeki Kongo’nun altın, pırlanta ve bakır madenleri, Kral Leopold adına yağmalandı, talan sırasında milyonlarca Kongolu can verdi. Kongo’nun yazgısı, bağımsızlığın kazanıldığı 1960’tan sonra da pek değişmedi.

Uluslararası Kriz Grubu’nun (ICG) Kongo uzmanı Jason Stearns, General Joseph Mobutu’nun çeyrek asırlık iktidarını ülke tarihi açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriyor: “Mobutu, rüşvet ve yolsuzluğu yasallaştırdı. Anayasanın 15’nci maddesine, ‘kamu çalışanları ve askerler kendi kaynaklarını kendileri yaratır’ diye yazdırdı. Devlet görevlileri, kendi halkını sömürmeye girişti. O yüzden vatandaşa hizmet fikri, Kongo’ya çok ters.”

Sömürü çarkı yıllarca işledi

Yıllar süren savaş ve iç savaş sonrası iktidara gelen Devlet Başkanı Laurent Kabila ve oğlu Joseph Kabila döneminde de sömürü ve talan çarkı işlemeye devam etti. 60 milyonu bulduğu tahmin edilen Kongo halkı, insanlık dışı koşullar altında ve açlık sınırındaki ücretler karşılığında bu çarkın işlemesini sağladı.

Kongo’nun sahip olduğu doğal varlıkların önemini hatırlatan Alman Açlıkla Mücadele Örgütü yöneticilerinden Gregor Dörken şunları söylüyor: “Kongo yalnızca yeraltı kaynakları açısından değil, kereste ve diğer yerüstü zenginlikleri açısından da Afrika’nın sayılı ülkeleri arasında. Bunlardan yararlanılabilse, Güney Afrika’dan sonra kıtanın en zengin ülkelerinden biri olur. Kaynaklardan alınacak vergi, halkın yararına, sağlık ve eğitim giderlerine ayrılmalı. İşte o zaman hem ülkeye hem de insanlara yardım edilmiş olur.”

Kongo’nun komşularından Uganda da askerlerini ya da milisleri kullanarak Kongo topraklarından altın çıkarıyor. Geçmiş yıllarda altın ihracatçısı ülkeler arasında bulunmayan Uganda’nın 2004 yılında 60 milyon dolarlık altın ihraç ettiğini söyleyen Dörken, aynı zaman diliminde Kongo’nun ihracatının ise 9 milyon dolarda kaldığına işaret ediyor.

BM’nin verileri

Birleşmiş Milletler tarafından 2003 yılında hazırlanan bir rapora göre ise merkezi dünyanın muhtelif ülkelerinde yer alan 43 holding, Kongo’dan haksız kazanç elde ediyor. Listenin başında Güney Afrikalı madencilik firmaları Ashanti ve Beers geliyor. Ardından ABD, Rusya ve Avustralya’dan madencilik firmaları Phelps Dodge, Alrosa ve Anvil geliyor. Çin, Kongo madenlerinde binlerce işçisini doğrudan çalıştırıyor. Birleşmiş Milletler raporunda adı geçen firmalar arasında Alman Bayer holdinge bağlı H.C. Starck da yer alıyor. Uluslararası gözlemciler, iyi bir planlama ve organizasyonla, Kongo’nun Afrika’nın önde gelen ülkeleri arasında yer alabileceğine dikkat çekiyorlar.

* Humphrey Hawksley BBC, Ulrich Leidholdt Alman Devlet Radyosu muhabiridir.



17° / 11.3°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor