Cabir Nur Sultan
Abdürrezzak Muhtar, Libya’nın Türkiye Büyükelçisi. Libya’nın temsilcisi olması hasebiyle birçok konuyu tartışmak üzere Ankara’daki ofisine gitmek istedik. Kendisiyle konuşmak istediğim sıcak konuların başında, Türkiye hükûmetinin Libya’nın iç işlerine müdahalesi ve Libya devletinden uzak bir şekilde bazı unsurları desteklemesi hakkındaki söylentiler vardı.
Büyükelçi söze şöyle başladı: “Bunlar spekülasyon ve dedikodulardan ibaret, aslı astarı olmayan sözler. Türkiye bütün Libyalılara kapılarını açtı ve onlara her türlü kolaylığı gösterdi. Bu sözler sırf iftiradan ibaret. Türkiye bütün ideolojik yaklaşımlardan uzak bir şekilde öncelikli olarak karşılıklı ekonomik ilişkiler ve her alanda iş birliği için çalışıyor. Görevim gereği Ankara’da bulunduğum iki seneden fazla süre içerisinde bu duruma vakıf oldum. Türkiye’nin öncelikli düşüncesi bütün alanlarda ekonomik yatırımlar yapmak. Libya hükûmeti Türkiye hükûmetiyle geniş bir alanda iş birliğine imkân veren stratejik anlaşmalar imzalamıştır.
Erdoğan Libyalıların Yardımına Koşuyor
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile on kereden fazla görüşme imkânı buldum. Beni görür görmez “Bu zor geçiş dönemini atlatmanız için size nasıl yardım edebiliriz? Bütün imkânlarımızı sizin için seferber edelim. Her alanda Libya ile iş birliğine hazırız.” diye söze başlardı.
Hakikaten Libya Genel Ulusal Kongre üyelerinin yanı sıra bütün bakanlıkları kapsayan ve çok sayıda Libyalı üst düzey yetkililer Türkiye’ye birçok resmî ziyarette bulunmuşlardır. Yüksek öğretim, bilimsel araştırmalar, iskan ve imar alanında ondan fazla anlaşma imzalanmıştır. Türk hükûmeti rekor zamanda yerleşim projeleri yapmayı teklif etmiş; hizmet şirketleri de çeşitli alanlarda Libya hükûmetinin fiilen harcadığından daha az fiyatlarla çeşitli alanlarda iş teklifinde bulunmuştur. Örnek olarak Türk hükûmeti İstanbul Belediyesi aracılığıyla çöp sorununu ele alan bir proje teklif etmiştir. Bu proje atıkları değerlendiren beş fabrikayı, Libya cadde ve sokaklarının ve limanların temizlenmesini ve çöplerin evlerden hatta camilerden alınmasını kapsamaktadır. Bu projenin hizmetlerinden bütün Libya şehirleri yararlanmaktadır. Ayrıca Türk hükûmeti, 12 ayı geçmeyen rekor bir zamanda okullar, polis merkezleri, parlamento binası ve asker ve polisin genel yönetim merkezleri gibi hükûmet kurumlarının bakımını da üstlenmiştir. Fakat maalesef bütün bu hayati projeler yürürlükte olan kanunlar sebebiyle uygulanamamıştır. Mesela bugün çöp problemine Libya’nın sarf ettiği meblağ 500 milyon dolardan fazladır. Bu kanunların çoğu eski rejim döneminde çıkarılmış olup değişmemiştir. Kişinin elini kolunu bağlar ve engeller. Baştan dondurulması; yeni döneme uyumlu ve ülkeyi ileri götüren kanunlar çıkarılması gerekirdi.
Temiz ahlaklı, cömert Libya halkının, şiddetli zamanlarda kendisine destek çıkan dostlarının tutumunu inkâr etmesi mümkün değildir.
Bazı sorumsuz yayın organlarının, Türkiye’nin Libya’nın iç işlerine karıştığına dair yaptığı yayınlar, iki ülke arasındaki iyi ilişkilere zarar vermekte, duran projelerin yeniden başlamasını olumlu bir yöne çevirememekte, ortak bir özveriyle herkesi razı edecek çareler sunamamaktadır. Gerçekten de iki ülkenin yararına olacak şekilde Türk şirketlerinin yeniden Libya’ya hızlı bir şekilde dönmesi için çalışan birçok pratik öneri sunulmuştur. Türkiye’ye çok gidip gelmekle tanınan bazı şahsiyetler, ülkenin çıkarı için; iki dost ülke arasında en iyi bir iş birliği şeklini tesis etmekte pay sahibi olmak için Türkiye’de önde gelen şahsiyetlerle olan iyi ilişkilerini fonksiyonel hâle getiriyorlar. (İngiltere merkezli El Kuds El Arabi - 15 Temmuz 2014)