Müsilaj sorununun yaşandığı Marmara Denizi´ne dair yeni bir bilgi daha edinildi. 110 metre derinde rastlanan hidrojen sülfürün, 34 metre derinliğe kadar çıktığı görüldü.
Çınarcık Çukuru´nda ölümcül gaz oluştuğuna ilişkin tespitin ardından Marmara´dan bir kötü haber daha geldi. Deniz salyasına çözüm aramak için R/V Alemdar II araştırma gemisiyle Marmara Denizi´ne açılan İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü uzmanları, Karamürsel´de daha önce 110 metre derinde rastlanan hidrojen sülfürün, 34 metre derinliğe kadar ulaştığını gördü.
Bilimsel seferin lideri kimyasal oşinograf Prof. Dr. Nuray Çağlar, 'İzmit Körfezi´ne yabancı olmayan bu gazın 110 metrelerden şimdilerde 34 metreye kadar çıkması bizi düşündürüyor. 34 metrede litrede 2 miligram olan hidrojen sülfür 157 metreden sonra 4.5 miligrama kadar çıkıyor' dedi.
Marmara Denizi´ni etkisi altına alan deniz salyasına çözüm yollarını arayan bilim insanlarının açık denizde yaptığı son sefer, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü tarafından Türkiye´nin en büyük ve donanımlı araştırma gemisi R/V Alemdar II ile gerçekleşti.
Benzer sonuçlar çıktı
Enstitü tarafından uzun yıllardır takip edilen 45C kodlu 1270 metre derinliğindeki Çınarcık Çukurundaki istasyonda gelişmiş oşinografik ekipmanlarla yapılan ölçümlerde canlı yaşamını yok eden hidrojen sülfür tespit edilmişti.
Milliyet gazetesinden Gökhan Karakaş´ın haberine göre seferin lideri kimyasal oşinograf Prof. Dr. Nuray Çağlar, iklim değişikliğinin etkilerinin de gözlendiği istasyonda hidrojen sülfürün tespit edilmesinin ardından gittikleri İzmit Körfezi´nde de benzer sonuçlar elde ettiklerini belirtti.
Prof. Dr. Çağlar, İzmit Körfezi´nin Karamürsel açıklarındaki İZ-17 isimli ölçüm istasyonunda gelişmiş cihazlarla yaptıkları araştırmalarda 34 metreden itibaren hidrojen sülfür belirlediklerini söyledi. Körfezin orta baseni olan Karamürsel açıklarındaki 150 metre derinliğe gönderilen cihazların 34 metreden sonra hidrojen sülfürü tespit ettiklerini vurguladı.
Prof. Dr. Nuray Çağlar, “Körfezde hidrojen sülfürün varlığı yeni değil. 1999 depreminin ardından 1 yıl süren çalışmalarımızda 110 metreden sonra varlığını tespit etmiş ve bilimsel makale olarak sunmuştuk. R/V Arar ile 30 istasyondan aldığımız örneklemelerle hidrojen sülfürden bahsetmiştik. İzmit Körfezi´ne yabancı olmayan bu gazın 110 metrelerden şimdilerde 34 metreye kadar çıkması bizi düşündürüyor. 34 metrede litrede 2 miligram olan hidrojen sülfür 157 metreden sonra 4.5 miligrama kadar çıkıyor” dedi.
´Bozulma hızlanacaktır´
Ölçüm istasyonunda ayrıca müsilaj tabakalarının da yüzeyden dibe doğru çökeldiğini gözlemlediklerini söyleyen Prof. Dr. Nuray Çağlar, “Organik madde yani müsilaj çözülürken sudaki çözünmüş oksijeni tüketiyor. İzmit Körfezi, Marmara denizi sularıyla yenileniyor ama hidrojen sülfür ortadan kalkmıyor. Henüz yazın başında olmamız ilerleyen süreçte bozulmanın hızlanacağını işaret ediyor. Oksijensizlik artabilir hatta kalıcı olabilir” uyarısını yaptı.