Tarih: 25.08.2015 12:31

Mülteciler de Ülkenin Bir Parçası

Facebook Twitter Linked-in

 

Katherine Rydlink

Türkiye, En Fazla Sayıda Mülteci Kabul Eden Ülke Konumunda. Buna Rağmen Ülkede Yabancı Düşmanlığı Yok. Bir Kalkınma Ajansı Çalışanı, Türkiye´de Devasa Mülteci Akınıyla Nasıl Başa Çıkıldığına Dair Bilgi Verdi.

Alman makamları daha şimdiden Suriye, Afrika, Irak ve Balkan ülkelerinden yönelen mülteci akınından şikâyet etmeye başladı. Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, bu yıl için tahmin edilen sayıyı bir kez daha artırdı. Maiziere, 2015 yılında 800 bin kadar mültecinin Almanya´ya gelmesini beklediklerini söyledi. Bu sayı geçen yıla göre dört kat daha fazla.

Ancak bu, Türkiye ile karşılaştırıldığında yine de düşük kalıyor. Türkiye, en fazla mülteci kabul eden ülke. Ülkede her bin kişiye mukabil 21 mülteci var, Almanya´da ise bin kişiye mukabil üç mülteci bulunuyor. BM´nin tahminlerine göre Türkiye´ye yaklaşık iki milyon Suriyeli sığındı. Suriye sınırında bulunan Türk kenti Kilis´te bu hafta ilk kez mülteci sayısı kentin yerli nüfusunu geçti.

Türkiye, bu yüksek mülteci sayılarının üstesinden nasıl geliyor? Ayrıca Türkler Suriyelilerle nasıl geçiniyor? Nesrin Semen, üç yıldır Birleşmiş Milletlerin Dünya Gıda Programı (WFP) bünyesinde çalışıyor. 32 yaşındaki Nesrin Semen, milyonluk kent Gaziantep´te Suriyeli mültecilere yönelik gıda yardımını koordine ediyor, kamplarda yardım dağıtıyor, travma geçirmiş ve ümitlerini yitirmiş bir şekilde Türkiye´ye sığınan mültecilere yardım ediyor.

KATHERINE RYDLINK: Bayan Semen, Almanya´da mültecileri korkutmak için mülteci kampları ateşe veriliyor. Türkler de mültecilere kötü davranıyor mu?

NESRİN SEMEN: Hayır. Burada insanlar misafirperver. Bu, beni çok etkiliyor. Türk halkı, mültecileri çok sıcak karşılıyor ve mümkün mertebe onların entegre olmasına çalışıyor. Çoğu kent artık kendini Suriyelilere göre ayarladı. Suriyeliler şehir manzarasının bir parçası hâline geldi. Kısmen dil sorunuyla karşılaşılıyor ancak Suriyelilerin de levhaları okuyabilmesi için çoğu dükkânda Arapça yazılar var.

RYDLINK: Türkiye´nin ekonomik durumu şu sıralar kötü değil. Neden görev yeri olarak özellikle Türkiye´yi seçtiniz?

SEMEN: Türkiye bir üçüncü dünya ülkesi olmasa da ülkedeki yüksek mülteci sayısı tüm limitleri zorluyor. Neredeyse iki milyon Suriyeli Türkiye´ye sığınmış durumda. Mültecilerin çoğu, uluslararası yardım organizasyonlarının kamplarında, boş dükkânlarda yahut garajlarda yaşıyor. Uyudukları yerleri ancak çarşaflarla birbirinden ayırıyorlar. Türk hükûmeti, durumla artık yalnız başına mücadele edemediği için uluslararası toplumdan yardım talep etti.

RYDLINK: Türk hükûmeti mülteciler konusunda neler yapıyor?

SEMEN: Hükûmet, mültecilere ayda yaklaşık 35 TL para veriyor. Bu yaklaşık 11 avro ediyor ve Türkiye´deki hayat şartlarına göre çok düşük bir meblağ. Mülteciler, bu parayla çoğu zaman en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Çoğu mülteci, iç savaşta her şeyini kaybettiği için bir birikime de sahip değil.

RYDLINK: Bu konuda siz neler yapıyorsunuz?

SEMEN: Görev yaptığımız bölgelerde elektronik kart dağıtıyoruz. Bu kart, kredi kartına benziyor ve bununla mülteciler, belirli mağazalardan nakit para olmadan gıda satın alabiliyor. Her mülteci, Türk hükûmetinin dağıttığı paraya ilaveten bizden de yaklaşık 16 avro alıyor. Onlara ne yemeleri gerektiğini söylemiyoruz. Böylece mülteciler daha önce evlerinde ne yemişlerse onu pişirebiliyor. Bu şekilde yerel ekonomiye de katkıda bulunmuş oluyoruz.

RYDLINK: Suriye sınırına çok yakın bir yerdesiniz. Bulunduğunuz yer tehlikeli mi?

SEMEN: Şu an bulunduğum Gaziantep kenti tehlikeli değil. Gaziantep´ten önce Kobani´de de görev aldım. Kobani´de çatışmalara daha yakındık. Sık sık bomba ve hava saldırısı sesleri duyduk fakat şimdiye kadar pek korkmadım. Durum tehlikeli bir hâle gelirse zamanında uyarılıyoruz. Öyle anlarda çok daha kötü şeyler yaşamış insanlara yardım etmek benim için daha önemli. Çoğu, kötü şeyler yaşamış olsa bile yine de evlerine dönmeyi arzuluyor.

RYDLINK: Siz de evinizden epey uzaktasınız.

SEMEN: Doğru ve bu her zaman kolay olmuyor. Elbette benim durumum tamamen farklı. Ben kaçmak zorunda kalmadım, gönüllü olarak buradayım fakat mülteciler memleketlerini, ailelerini ve arkadaşlarını özlediklerinde onları anlayabiliyorum. (Almanya, Der Spiegel-Internet, 21 Ağustos 2015)

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —