• BIST 100

    10045,74%-0,37
  • DOLAR

    32,43% 0,23
  • EURO

    34,81% 0,73
  • GRAM ALTIN

    2423,18% 1,82
  • Ç. ALTIN

    3886,52% 0,00

Orta Doğu´daki Çatışmaların Çözümü Için Westfalya Modeli

Orta Doğu´daki Çatışmaların Çözümü Için Westfalya Modeli

Otuz Yıl Savaşları´nın (1618-1648) ardından Orta Avrupa´da barışı tesis eden Westfalya modeli, Orta Doğu´da yeni bir antlaşma için bir yol haritası olarak kullanılamaz; “daha ziyade gelecekte bir barışı müzakere etmek için fikirler

 

Almanya´nın prestijli düşünce kuruluşu Korber-Stiflung kısa süre önce yerel, bölgesel ve uluslararası oyuncular ve onların akan kanı durdurmada veya bu çatışmaların çözümünün ardından sürdürülebilir barışın garantörleri haline gelmedeki rollerini incelerken Orta Doğu´daki çatışmalara dair barış inşa çabaları bağlamında bir Westfalya modelinin uygulanıp uygulanamayacağına dair bir soruyu gündeme getirdi. Ortada büyük bir soru söz konusu. Modeli derinlemesine açıklamak ise karmaşık bir iş olup Vakfın bu konudaki yayınlarını okumak gerekiyor – özellikle de Foreign Affairs dergisinin Ekim ayında “Orta Doğu için bir Westfalya Barışı: Eski bir Çerçeve Niçin İşe Yarayabilir?” başlıklı makalesinde net bir şekilde ortaya konduğu gibi. Buradaki kilit fikir; dini topluluklar arasında bir arada yaşama halinin, tüm tarafların “mutlak dini gerçekliği” tanımlama girişimlerine son vermesini gerektirdiği, öte yandan kolektif güvenlik ise diğer tarafları teskin etmek amacıyla güvenlik çıkarlarına dair yapıcı ve saydam bir diyalog gerektirmektedir. Sonuç olarak ortaya çıkacak lan barış ise, garantörler tarafından sağlanabilir. Bunlar arasında, anlaşmaların ihlal edilmesi durumunda müdahlae etme hakkına sahip olan bölgesel ve uluslararası oyuncular bulunmaktadır. Tüm bunlar ise, ilgili tarafların bu hedefleri yerine getirmek üzere gönüllü olarak bir arada çalışmasını veya bu koşulları anladıklarında ve kendi çıkarları bunu gerektirdiğinde tarafları şablonların dışına çıkarak düşünmelerini gerektirmektedir. 

Otuz Yıl Savaşları´nın (1618-1648) ardından Orta Avrupa´da barışı tesis eden Westfalya modeli, Orta Doğu´da yeni bir antlaşma için bir yol haritası olarak kullanılamaz; “daha ziyade gelecekte bir barışı müzakere etmek için fikirler ve teknikleri içeren bir araç kiti ve rehber” olarak görülmelidir. Bu sistemin örneğin Avrupa´da sağladığı şeylerden biri, egemen ulus devletlere öncülük etmesidir. Orta Doğu´da ise, mutlak merkeziyetçi egemenlik ilkesinden bir tür geri çekilme ve onun yerine, egemenliğe dair yeni fikirler gerektiren federal sistemlere meyletme hali söz konusudur. Orta Doğu´ya yönelik Westfalya modeli, Suudi-İran rekabetini ele almakta, Suudi monarşisi ile İslam dünyasındaki dini liderliği ve Habsburg İmparatorluğu ile onun Hıristiyan dini liderliğini kıyaslar, iki ülke arasındaki mezhepsel Şii-Sünni rekabetini ele almak üzere çevreleme ve güvence unsurlarını önerir. Bununla birlikte, Orta Doğu ve Körfez bölgesinde model uygulama olanaklarını inceleyen düşünürler, aynı zamanda bölgesel çatışmaların çözümünün bir ön koşulu olarak Suudi-İran rekabetini ele alma ihtiyacına ilişkin geleneksel yaklaşımın sıkıntıya değip değmeyeceğini ölçüp biçmekte ve yeni bir yaklaşım için zamanın gelip gelmediğini ve bu fikirlerin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tartışılmayı hak edip etmediğini sorgulamaktadır. 

Bu bağlamda, Suudi veliaht prens Mohammed bin Salman´ın, Daoud al-Sheryan ile İran´la diyalogun koşulları konusunda yaptığı bir söyleşideki tespitleri, ikili ilişkileri yeni ve daha karmaşık bir aşamaya taşıdı. Bu uçurum şimdi çok daha geniş görünüyor ve farklılıklar da daha derin ve daha çatışmacı bir hal almış durumda. Ve bu tespitler, reformcuları iktidardan uzaklaştırabilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri evvelinde İran´daki sertlik yanlılarının çaba sarf ettiği bir dönemde yapıldı.

 

Haberin devamı :  http://asam.org.tr/orta-dogudaki-catismalarin-cozumu-icin-westfalya-modeli/



16.8° / 12.2°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor