• BIST 100

    10268,58%0,20
  • DOLAR

    32,23% -0,02
  • EURO

    34,78% 0,35
  • GRAM ALTIN

    2415,97% 0,96
  • Ç. ALTIN

    3877,27% -0,40

Orta Asya Hafızalardan Silinemez

Orta Asya Hafızalardan Silinemez

Yüzyıllardır göz korkutucu mesafeler ve uyumsuz politikalar, Avrasya topraklarının tecrit edilmiş bir ekonomik durgun su olmasına sebebiyet vermiştir. Bu; bölgeye ekonomik ve sosyal açıdan külfet doğurmuştur. Bugün, Avrupa’yı Uzak Doğu


General James L. Jones *

Orta Asya ve Kafkasların yirmi yıl önce başlayan –ve transatlantik topluluğun kritik bir paya sahip olduğu- dönüşümü, eksik ve belirsizdir. Kaydedilen ilerlemelere karşın halen birçok sorun varlığını sürdürüyor. Bu sorunlar ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, içlerinden en bariz olanları; etkisiz yönetişim, halk katılımından ve saydamlıktan yoksun siyasi sistemler, hukukun üstünlüğünde yaşanan eksiklikler, ve bölgesel işbirliği noksanlığı. Diğer meseleler arasında ise, uyuşturucu trafiği, terörizm ve Kafkaslar, Fergana Vadisi ve diğer bölgelerde etnisiteler arası çatışma yer alıyor. Petrolden sağlanan refaha karşın, yoksulluk yaygındır ve bölge, Asya, Sahra-altı Afrika ve Latin Amerika’nın büyük bölümünde görülen farklılaştırılmış ve dinamik büyümeden yararlanmamaktadır.

Dışarıdan bakıldığında ise bölge, Rusya, Çin, İran ve geniş Orta Doğu’yu içerecek şekilde rekabet içerisindeki nüfuz alanları ve baskılardan kaynaklanan bir dizi sorunla karşı karşıya bulunmaktadır. Afganistan ve Pakistan, istikrarsızlık kaynaklarıdır. Bağımsız Devletler Topluluğu, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü, Şangay İşbirliği Örgütü ve önerilen Avrasya Ekonomik Birliği gibi bölgesel mekanizmalar ise, entegrasyonu pek de başarılı bir şekilde kolaylaştırmamıştır ve Kafkaslar ile Orta Asya’da yaşayanlarla kıyaslandığında Rus ve Çinli sponsorları açısından çok daha önem kazanmaktadır. Bu ve diğer güçleri dengelemek için bölge ülkeleri dış aktörlerle bağlarına büyük önem atfetmiştir; Avrupa ve ABD’nin kendilerini yok saymasından korkmaktadır. 2014 yılında Afganistan’dan Koalisyon’un çekilmesine dair yapılan planlar, bu endişeleri daha da artırmaktadır.

Ancak, askeri çekilme, bölgenin yok sayılması veya göz ardı edilmesi demek olmamalıdır. Tam tersine, transatlantik topluluğu, Orta Asya ve Kafkaslarla daha anlamlı bağları ve ilişkileri teşvik etmelidir. Söz konusu bağlar, bölgenin gelişimi ve istikrarı için kritik öneme sahiptir ve gelecek yıllarda piyasa-dostu ekonomi politikaları, demokratik ve çoğulcu yönetişime doğru daha kalıcı bir ilerleme için belirleyicilik arz etmektedir. Seçimlerde oy tabanı yaratacak olan ticaret ve ekonomik entegrasyon, mülkiyet ve insan hakları, hukukun üstünlüğü, daha açık ve öngörülebilir bir hükümet, bölgesel işbirliği ve daha piyasa-dostu ekonomik büyüme, bu anlamda kilit önem arz etmektedir. Ülkelerin Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmak üzere attığı adımlar ise, bu anlamda teşvik edicidir.

Dolayısıyla, kıtalar-arası ticarete dair yeni olasılıklar da yeni fırsatlar yaratmaktadır. Yüzyıllardır göz korkutucu mesafeler ve uyumsuz politikalar, Avrasya topraklarının tecrit edilmiş bir ekonomik durgun su olmasına sebebiyet vermiştir. Bu; bölgeye ekonomik ve sosyal açıdan külfet doğurmuştur. Bugün, Avrupa’yı Uzak Doğu ve Güney Asya’ya bağlayan İpek Yolu’nun 21.yüzyıl versiyonunun yarattığı yeni aşamalar, söz konusu kıyaslamalı dezavantajı Avrupa, Doğu Akdeniz, Hindistan ve Çin arasında yeni, daha ucuz, daha hızlı ve çok daha güvenilir bir transit yola dönüştürme konusunda büyük bir potansiyel barındırıyor. Eğer söz konusu potansiyel Orta Asya ve Kafkaslarda yeni iş alanları yaratabilirse, dünyanın bu noktasında refahı ve umutları güçlendirmeye yardımcı olacak. ABD açısından, jeostratejik olarak kilit öneme sahip bir bölgeye daha fazla istikrar getirilecek – bir yandan da ülke içinde istihdam yaratılmasına yardımcı olacak şekilde mallarımız ve hizmetlerimiz için yeni ve canlı pazarlar yaratacak.

Dışişleri Bakanı Hillary Rodham Clinton, 2011 yılında yeni ortaya çıkan İpek Yolu’na ilk dikkat çeken kişiydi. O tarihten beri bu yolu yaratmak üzere çok fazla gayret sarf edildi – Orta Asya ve Kafkaslarda yeni karayolları, demir yolları, boru hatları ve elektrik bağlantıları inşaat halinde veya çoktan tamamlandı. Daha fazlası da planlanıyor. Asya Kalkınma Bankası, Avrupa Yeniden İmar ve Kalkınma Bankası ve bir dizi girişim, bölgenin ekonomik gücünü artırmak konusunda kilit roller üstlendiler. Amerika’nın bu vizyona olan desteği, Amerika’nın bölgedeki diplomasisini giderek daha fazla yönlendirir hale gelmelidir – Afganistan’dan birliklerimizi çekip radikalizm ile terörizmi önlemek için daha kapsayıcı ve uzun vadeli bir strateji ortaya koyma yollarını aradığımız bir süreçte Washington’un pozitif ve yapıcı bir gündem benimsemesi söz konusudur.

Dışişleri Bakanı John Kerry’nin bölgeye sürekli kişisel düzeyde müdahil olması, kritik önemdedir. Kendisi ve üst düzey albaylar, kişisel bağlantılar geliştirmek için yoğun çaba sarf etmişlerdir – Kazakistan’ın dışişleri bakanı Erlan İdrissov, geçtiğimiz ay, Özbekistan’ın dışişleri bakanı ise bu yılın başında Washington’u ziyaret ettiler; ve diğer bölgesel ülkelerdeki mevkidaşları da onların izinden benzeri ziyaretleri gerçekleştirdiler. Amerika ve Avrupa’nın söz konusu liderlerle refah, barış ve özgürlük temelli ilişkileri devam etmeli ve ABD’de her iki partinin de desteğini hak etmelidir. (Atlantik Konseyi)

* General James L. Jones, Jr., USMC (Emekli), Jones Group International’ın kurucusu ve başkanı olup, aynı zamanda Atlantik Konseyi Brent Scowcroft Uluslararası Güvenlik Merkezi’nin yönetim kurulu başkanıdır.

Kaynak: http://www.acus.org/new_atlanticist/central-asia-cant-be-forgotten



17.8° / 13.7°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor