Tarih: 20.06.2019 09:23

‘Ortadoğu´da kontrollü krizden ucu açık krizlere giden yeni gerilim stratejisi´

Facebook Twitter Linked-in

 

ANKASAM Ortadoğu Uzmanı Cenk Tamer, Trump yönetiminin İran´ı saf dışı bırakmak için Ortadoğu´da kontrollü krizden ucu açık krizlere giden yeni bir tırmanma ve gerilim stratejisi geliştirdiğini belirtti. Tamer´e göre, Washington´un krizler üzerinden yürüttüğü bu strateji, tüm dünyadaki ABD karşıtı cepheyi daha da güçlendiriyor.

ABD ordusu Umman Körfezi´ndeki son gelişmelerin ardından Ortadoğu´ya ek 1000 asker daha gönderme kararı aldı. İran´la gerilim sonrası alınan bu kararın bölgedeki krizi tırmandıracağı yorumları yapılırken, savaş riskini de beraberinde getirdiği belirtiliyor.ı

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Ortadoğu Uzmanı Cenk Tamer, Sputnik´e yaptığı değerlendirmede, İran´ın petrol satışında büyük önem arz eden Hürmüz Boğazı ve Umman Denizi´nde son günlerde sistematik olarak krizin yükseltildiğini ifade etti. 

Tamer´e göre, ABD körfezdeki tankerlere İran Devrim Muhafızları Ordusu´nun  (DMO) saldırdığını belirterek İran´ı hedef göstermeye ve olası askeri müdahaleye zemin hazırlamaya çalışıyor. “Büyük ihtimalle Trump yönetimi, Hürmüz Boğazı´ndaki gerginliği bahane ederek Ortadoğu´daki gücünü artırmayı hedefliyor” diyen Tamer, şöyle devam etti:

‘KÖRFEZ ÜZERİNDEN YAŞANAN TIRMANMA SAVAŞ RİSKİNİ DE BERABERİNDE GETİRİYOR´

“Geçtiğimiz aylarda İran´ın boğazı kapatma tehdidinde bulunmasının ardından ABD bölgeye büyük savaş gemilerini göndermişti. Daha doğrusu Kızıldeniz dahil olmak üzere tüm Ortadoğu´dan sorumlu 5. deniz filosunu Hürmüz Boğazı ve çevresinde konuşlandırmıştı. Yine geçtiğimiz Mayıs ayında Irak´taki Şii milislerce gerçekleştirildiği iddia edilen Yeşil Bölge´deki saldırılar sonucunda ABD, Bağdat ve Erbil´deki diplomatik misyonlarını tahliye etmiş, buna ilaveten bölgeye bin 500 asker gönderme kararı almıştı. Hürmüz Boğazı´ndaki son saldırılardan sonra ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan´ın Ortadoğu´ya ilave 1000 asker sevk edeceklerini açıklaması da bu senaryonun bir kez daha tekrarlanacağını gösteriyor. ABD ve İran arasında Körfez üzerinden yaşanan bu tırmanma büyük bir savaş riskini de beraberinde getiriyor. Nitekim Rusya da ABD´nin bölgeye ilave asker gönderme kararlarını provakasyon olarak görüyor. Bu bir anlamda ABD´nin İran´ı savaşa zorlamasına eşdeğer.” 

‘İRAN´A KARŞI 2 MİLYONUN ÜZERİNDE ASKERE İHTİYAÇ OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR´

ANKASAM Uzmanı Tamer, buna karşılık İran´ın ABD´nin bu tuzağına düşme ihtimalinin de yüksek olduğunu ifade ederken, “Nitekim son 1 ay içerisinde özellikle Irak´taki Amerikan üslerine Şii milislerce gerçekleştirilen saldırılarda önemli bir artış yaşandı. Saldırıların failleri veya arkasında kimin olduğu çoğu zaman bilinmiyor. Fakat Trump yönetimi, bu eylemleri İran´a mal etmek için fırsat kolluyor. DMO´nun terör örgütleri listesine alınmasının asıl sebebi de budur. Washington, bu provokatif eylemleri DMO´nun planladığını iddia ederek dünya kamuoyunda İran´ı başarısız bir devlet konumuna sürüklemeye çalışıyor” dedi. 

Bunun bir sonraki adımının ise Irak örneğinde görüldüğü gibi askeri müdahale olabileceğini belirten Tamer, “Fakat ABD, yüzölçümü açısından Irak´ın neredeyse 3 katı olan İran´a askeri müdahaleyi göze alamıyor. Daha açık bir ifadeyle 2003 yılında Irak´ta 100 bin askerle güvenliği sağlayamayan ABD´nin bu kez İran´ı işgal etmek için 2 milyonun üzerinde askere ihtiyacı olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca ABD, İran´a askeri müdahale durumunda seferber edilmeye hazır 1.5 milyona yakın Besiç milis gücüyle karşı karşıya kalacak. Pentagon, İran´ın bu milisleriyle asimetrik savaş yürütecek kadar askerinin olmadığını biliyor” değerlendirmesinde bulundu.

‘WASHİNGTON DEAŞ´IN BESLENECEĞİ YENİ KRİZ SAHASI OLARAK İRAN´I DÜŞÜNÜYOR OLABİLİR´

Tamer´e göre, ABD açısından kontrol edilemeyen bir işgal, Irak örneğinde görüldüğü gibi radikal terörizmin yeniden tırmanmasına yol açabilir. Fakat IŞİD´in kontrollü olarak başka bölgelere kaydırılmak istendiğinin de bilindiğini kaydeden Tamer, “Bu bağlamda Washington, DEAŞ´ın besleneceği yeni kriz sahası olarak İran´ı düşünüyor olabilir” görüşünde. Nitekim ABD´nin büyük Ortadoğu projesinin de “parçalanmış bir İran” öngördüğünü ifade eden Tamer, “Bu açıdan bakıldığında İran´la ucu açık bir kriz, ABD açısından çok da dejavantajlı olmayabilir. Kısacası İran´ı saf dışı bırakmak için Trump yönetimi, Ortadoğu´da kontrollü krizden ucu açık krizlere giden yeni bir tırmanma ve gerilim stratejisi geliştiriyor. Bu doğrultuda ABD, çok kutuplu dünya arayışında olan aktörleri hizaya çekmeye çalışıyor. Fakat Washington´un krizler üzerinden yürüttüğü bu strateji, tüm dünyadaki ABD karşıtı cepheyi daha da güçlendiriyor” dedi.  



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —