9367,77%3,72
34,58% 0,33
36,23% 0,01
2987,83% 0,88
4956,37% 0,00
Hem Türkiye´de hem Avrupa´da geçtiğimiz eylül ayı bugüne kadar yaşanan “En sıcak eylül dönemi” olarak meteoroloji tarihine geçti. Prof. Dr. Orhan Şen, “Bundan sonra eylül ayı ağustos gibi geçecek. Eylül ayı artık yaz dönemi olarak kabul edilebilir” dedi.
Temmuz ayından bu yana kuraklığın etkili olduğu Türkiye´de, yeni bir sıcaklık rekorunun kırıldığı açıklandı. Geçen eylül ayı bugüne kadar ölçülmüş en sıcak eylül dönemi olarak tespit edilirken, Avrupa´da da benzer tablo ortaya çıktı.
Türkiye´de bugüne kadar, en sıcak eylül ayı geride kalırken, hem ülke genelinde hem Avrupa´da en yüksek değerler kayıt altına alındı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan eylül ayı sıcaklık raporunda, dönemsel sıcaklık rekoru kırıldığı duyurulurken, 1981-2010 döneminde 20.5 derece olan ortalama eylül ayı sıcaklığının, 2020´de 3.4 derece artarak 23.9 dereceye kadar çıktığı belirtildi.
Adana´da rekor
Uzmanlar ortaya çıkan ortalama değerlerin, ağustos ayının değerleri olduğunu belirtirken, eylül ayı sıcaklık rekorunun Adana genelinde yaşandığını ifade etti. Öyle ki, Adana Kozan´da eylül ayı içinde 47.1 dereceye ulaşan sıcaklık değerinin yanı sıra, Ceyhan ve Dörtyol´da 44.5, Şanlıurfa´da 43.9, Boyabat´ta ise 43.1 derecelik değerler kayda alındı.
Raporda Marmara Bölgesi´ndeki eylül ayı ortalama sıcaklık değerlerinin 20 dereceden 23.2 dereceye çıktığı da belirtilirken, aynı dönem, en yüksek sıcak günün 37.3 derece ile Balıkesir´de tespit edildiği vurgulandı.
‘Okullar, çalışma hayatı ve turizm dönemlerinin revize edilmesi gerekebilir´
Ortaya çıkan tabloyu Milliyet gazetesinden Mert İnan´a değerlendiren İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü´nden Prof. Dr. Orhan Şen, Türkiye´nin Akdeniz ikliminden, yarı kurak iklime geçiş yaptığını belirterek, şunları söyledi:
“Yarı kurak iklimde bahar ayları kısalır ve bir aylık periyoda düşer. Yazları kavuran sıcakların olduğu, kışların ılık ve kurak geçtiği dönemlere şahit olmaya devam edeceğiz. Yarı kurak iklime geçmiş olmamız nedeniyle eylül ayı ağustos gibi geçiyor. Bundan sonra her eylül döneminin ağustos gibi geçeceğinin bilinmesini isterim. Bundan sonraki yıllarda eylül ayının da yaz dönemi olarak kabul edilerek, okullar, çalışma hayatı ve turizm dönemlerinin revize edilmesi gerekebilir.”
‘sıcaklığının artması binlerce yıldır var olan dengeleri bozdu´
Hızlı nüfus artışı, sera gazı salınımı ve betonlaşmanın ısı dengesini bozduğuna değinen Prof. Dr. Orhan Şen, “Atmosfer sıcaklığının artması binlerce yıldır var olan dengeleri bozdu. Türkiye´nin 1985 - 2035 yılları arasındaki kıyaslama modelinde yaz ayları için ortalama 2 derece sıcaklık artışı söz konusu. İklim değişikliği nedeniyle doğal afetler ve hortumlar özellikle Akdeniz kıyıları başta olmak üzere tüm bölgeyi etkileyecek. İklim yasaları ve önlemlerini hayata geçirmemiz lazım” dedi.
‘İklim değişikliği doğal afet sayılmalı´
İklim değişikliğinin de doğal afet sayılması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Orhan Şen şunları anlattı: “Çok az kişi tehlikenin farkında. İklim değişikliği insan sağlığını en çok etkileyen faktör. Aşırı sıcaklar beyin kanaması, tansiyon, dolaşım bozuklukları gibi birçok hastalığa neden oluyor. 1999 depreminde 20 bin insanımızı kaybettik. 2003 yılında Fransa´da aşırı sıcaklardan 20 bin insan yaşamını yitirdi. Küresel ısınma nedeniyle mevsimler 2´ye düşmüş durumda. Maalesef ara mevsimlerin sonu geldi. 19-20 derece olması gereken Eylül ortalaması sıcaklık değerleri 4 derece artmış durumda. İstanbul özelinde ise maalesef tablo berbat durumda. Yapılaşma sıcaklık değerlerinde 3 derecelik artışa neden oluyor. Gökdelenler, asfalt yollar ve yeşilin olmaması şehirde ‘ısı adası´ etkisi yapıyor. Daha fazla yeşil alan olsa İstanbul´da ısı daha az hissedilecek. Yaz aylarında bayıltan sıcaklara Eylül ayında da rastladık. Bu yaz Türkiye geneli çok sıcak ve kurak geçti.”