• BIST 100

    10219,59%0,01
  • DOLAR

    32,21% 0,01
  • EURO

    34,77% -0,24
  • GRAM ALTIN

    2427,07% -0,70
  • Ç. ALTIN

    3925,56% -0,46

Şehir Savaşları Neden Zor?

Şehir Savaşları Neden Zor?

Güvenlik uzmanları, artan dünya nüfusu ve kentleşme oranları dikkate alındığında yakın gelecekte yaşanacak çatışmalarda kentsel alanların öne çıkacağını önemle vurgulamaktadır.

 

Güvenlik uzmanları, artan dünya nüfusu ve kentleşme oranları dikkate alındığında yakın gelecekte yaşanacak çatışmalarda kentsel alanların öne çıkacağını önemle vurgulamaktadır. Bu yüzden ordular, yaşanmış çatışmalardan ders alıp hem teçhizatlarını hem de talimnamelerini gelecekteki çatışmalar için güncellemektedir. Talimnameler her ne kadar ordular için önemli olsa da askerin sahada çarpışmaya girdiği coğrafya ile talimnamelere konu olan coğrafya arasında zaman zaman farklılıklar bulunabilmektedir. Çünkü öngörülemezlik ve bilinmezlik gibi etkenler her çatışma ortamını özel hale getirmektedir.

Teröristler Sivilleri Kullanıyor

Kırsal alanda yürütülen hemen hemen her türlü savaşta ordulara sağlanan yakın hava desteğinin kentsel alandaki savaş şartlarında yok denecek kadar azalması ve hatta imkânsız hale gelmesi sahada ilerleyen piyade güçleri açısından ateş desteğinden yoksun olma anlamına gelmektedir. Yakın hava desteğinin kullanıl(a)mamasının birinci sebebi bölgede yoğun insan nüfusunun bulunmasıyken; ikinci sebebi de teröristlerin nasıl bir silah envanterine sahip olduklarının net olarak bilin(e)memesidir. Çünkü kentin sokaklarında ve caddelerinde operasyon yürüten askerlere destek sağlayacak olan helikopterlerin açık hedef haline gelmesi ihtimal dâhilindedir. Ayrıca kentsel alanlarda çatışma kısa mesafelerde meydana geldiği için sahadaki güçlerin yakın hava desteğinin dost ateşine maruz kalma tehlikesi de bulunmaktadır.

Kentsel alanda var olan yoğun sivil nüfus, teröristlerin sivillerin arasına karışarak bu ortamdan yararlanmasına neden olurken güvenlik güçlerinin işini de dost-düşman ayrımı yapma noktasında zorlaştırmaktadır. Bu noktada ise istihbarat ve hedef tespit/teşhis mekanizmasının kesintisiz işlerliği öne çıkmaktadır. Kentsel alandaki operasyon coğrafyası siviller ile iç içe bulunduğu için vurulması gereken hedefin çok iyi tespit edilmesi gerektiği aşikârdır. Eğer içeride yerel bir temas ya da saha elemanı (insan istihbaratı) yoksa operasyon coğrafyasına dair istihbarat akışından mahrum kalınabilir. Bu mahrumiyet operasyon coğrafyası üzerinde uçurulacak insansız hava araçları (İHA) veya keşif uyduları ile telafi edilmeye çalışılsa da, bu telafi mekanizması sadece taktik bağlamda bir istihbarat sağlayacaktır. Ayrıca DAEŞ ile mücadele sürecinde de görüldüğü üzere, yüz milyonlarca dolar harcayarak uzaya gönderdiğiniz uydunuzun sıradan bir otomobil veya kamyon lastiğinin yakılması sonucunda ortaya çıkan yoğun siyah duman nedeniyle zaman zaman görüntü alması engellenebilmektedir. Bu yüzden, operasyon coğrafyasında istihbarat için sadece teknolojiye güvenmek de iyi bir çözüm değildir.

Hâlihazırda Suriye´de devam eden çatışma süreci iç savaş olarak ortaya çıkmış ve günümüzde farklı aktörlerin yer aldığı bir sürece dönüşmüştür. Çatışmalar hem kırsal hem de kentsel alanda meydana gelirken yaşanan çatışma sürecinin özellikle asimetrik ve hibrit seviyelerde cereyan ettiği görülmektedir. Savaş alanındaki aktörlerin sahip olduğu savaş teknolojisi ise savaş alanını şekillendirme noktasında oldukça önemli bir değişken haline gelmiştir. Suriye´nin kuzeyinde Ayn el-Arab´ta yaşanmış çatışmaları, devam eden Fırat Kalkanı Harekâtı´nı ve el-Bab operasyonunu, DAEŞ´e karşı Musul´da yürütülen mücadele sürecini ve muhtemel Rakka operasyonunu dikkate aldığımızda kentsel alanda savaş meselesinin Ortadoğu´daki savaş alanında yaşanan dönüşümü anlamamız açısından önemli olduğu görülmektedir. 

Koalisyon Güçlerinin Rolü

 

Haberin devamı için : http://www.orsam.org.tr/index.php/Content/Analiz/5041?s=orsam|turkish



18.1° / 10.5°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor