• BIST 100

    10643,60%3,14
  • DOLAR

    32,20% -0,22
  • EURO

    34,90% -0,22
  • GRAM ALTIN

    2504,01% 1,55
  • Ç. ALTIN

    3989,88% 1,04

Tahran İle Ankara`nın Suriye Konusunda Hedefi Aynı

Tahran İle Ankara`nın Suriye Konusunda Hedefi Aynı

Türkiye’nin İran Büyükelçisi Rıza Hakan Tekin, Fars Haber Ajansı ile yaptığı konuşmasında, “Suriye konusunda Türkiye ile İran’ın nihai hedefi aynıdır ve iki ülke de kanlı eylemlerin durdurulması ve barışın Suriye’ye geri getiril

Fars Haber Ajansı

Türkiye’nin İran Büyükelçisi Rıza Hakan Tekin, Fars Haber Ajansı ile yaptığı konuşmasında, “Suriye konusunda Türkiye ile İran’ın nihai hedefi aynıdır ve iki ülke de kanlı eylemlerin durdurulması ve barışın Suriye’ye geri getirilmesini istiyorlar.” dedi.

SORU: İran ile ilişkileri geliştirmek için planlarınız nedir ve hangi alanlara daha çok ilgi duyuyorsunuz?

HAKAN TEKİN: İki taraflı ilişkilerin geliştirilmesi için özellikle de ekonomi ve ticaret sektöründe birçok kapasite ve potansiyeller mevcut. İki ülkenin nüfusu ve kabiliyetlerine bakıldığında, benzer durumda olduklarını görebiliriz. Türkiye, geçen 10 yılın içinde ekonomik alanda kayda değer bir büyüme yaşadı. İran da birçok konuda önemli adımlar attı ve ayrıca zengin yer altı kaynaklara sahiptir. Türkiye, İran’ın Batı’ya doğru giriş kapısı ve İran ise Türkiye’nin Doğu’ya ve özellikle Orta Asya’ya açılan kapısıdır. İlişkileri geliştirmekten söz edildiği zaman kastettiğimiz şey, sırf iki taraflı ve sınırlı ilişkiler değil de üçüncü tarafları da içermektedir.

Hedefimiz İran’la Serbest Ticaret Anlaşması; Tercihli Ticaret Anlaşmasını Biz Sadece İran’la İmzaladık.

İki ülke arasında ticaret hacmi, büyük oranda yükseldiyse de bize göre 14 milyar dolar, düşük bir rakamdır. İki ülke liderinin 30 milyar dolarlık bir hedefi belirlediklerini biliyoruz. Bu açıdan, imzalanan Tercihli Ticaret Anlaşması, bu bağlamda etkili rol oynayacaktır. Türkiye böyle bir anlaşmayı başka hiçbir ülkeyle imzalamamıştır. Bu, bir ilk olarak İran ile yapıldı. Bizim hedefimiz bu anlaşmanın serbest ticaret anlaşmasına dönüşmesidir.

Bölgesel konular ile ilgili iki ülke arasında bazı görüş farklılıkları olabilir; bu doğaldır. Çünkü bir aile içinde de farklılıklar var. Ama hiçbir zaman bu görüş farklarının iki ülke ilişkilerini etkilemesine müsaade etmedik. Bizim hedefimiz, söz konusu farklılıkların hepsinin aşamalı bir şekilde ortadan kaldırılmasıdır. Bu çerçevede diplomatik ziyaretler faydalı olabilir.

SORU: Türkiye İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, neden istifa etti? Bazı medya kaynakları bu istifanın gerekçesinin Suriye ve Mısır dâhil bölgesel konularda karşılaşılan başarısızlıklar olduğunu açıklıyorlar.

TEKİN: Tabii ki istifanın asıl hedefini Fidan’ın kendisi biliyor. Fidan bir devlet memurudur ve Meclis seçimleri yasasına göre bu seçimlere katılmak isteyen adayların 10 Şubat’a kadar istifa etmeleri lazım. Fidan da bu çerçevede istifa etti. Onun milletvekili olarak seçildiği zaman hükûmet veya partide daha yüksek mevkiye geçip geçmeyeceği konusuna da parti yetkilileri ve Başbakan karar verecektir. Ama bu istifanın bazı medya kaynakları tarafından gündeme getirilen yorumlardan dolayı olduğuna inanmıyorum. Fidan, birkaç sene Türkiye’nin en önemli kuruluşlarından birinde görev yaptı ve Türkiye`nin bölgesel ve bölge ötesi politikalarının yürütülmesi doğrultusunda gayret etti.

SORU: Medya ve hatta Batı kaynaklarında gündeme gelen haber ve yorumlara göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşar Esad’ın gitmesi konusunda acayip ısrarcı. Neden?

TEKİN: Neden İran Esad’ın kalması konusunda ısrarcıdır? Batılıların ne düşündüğü önemli değil. Suriye, bizimle 900 kilometre ortak sınıra sahip yan komşumuzdur. Binlerce kilometre uzaktan bakan Batılıların görüşü bizimkinden farklıdır. Çünkü biz bu bölgede bulunuyoruz ve ondan etkileniyoruz. Bizim politikamız, şahıslara göre değil de ilkelerimize göre belirlenir ve Suriye, Mısır ve bütün diğer ülkeler konusunda da iş böyledir. Türkiye, Suriye krizi patlak vermeden önce Esad ve hükûmetiyle yakın ilişki içindeydi. Mart 2011’de Suriye halkının ilk talepleri ortaya atıldığı zaman, biz hükûmeti ikna etmeye çalıştık. Ama Esad farklı bir yolu seçti ve nihayet bugün karanlık bir manzarayla karşı karşıyayız: Şöyle ki 300 bin Suriyeli hayatını kaybetmiş ve 8 milyonu da evsiz barksız kalmış; onlardan 1,8 milyonu ise Türkiye sınırındadır.

Suriye, kısa süre içinde insanlıktan anlamayan yabancı teröristlerin yuvasına dönüştü ve hâlâ akan kanlar durmak bilmiyor. Esad`ın bu olaylara rağmen Suriye’nin geleceğinde olumlu bir rolü olacağına inanamıyoruz. Bizce Suriye halkını Esad ile DAİŞ arasında seçim yapmaya zorlamamak lazım.” dedi.

İran ile Türkiye’nin Suriye ile ilgili Hedefleri Aynıdır.

Suriye krizini çözmek için gereken etkenler belli. Biz bu krizde askerî çözüm değil, siyasi yoldan yanayız. Askerî eyleme başvuran ilk taraf Suriye hükûmetiydi. Türkiye ile İran’ın görüşleri arasında birtakım farklılıklar var. Ama bizi umutlandıran şey, İran ile Türkiye’nin Suriye konusundaki nihai hedeflerinin aynı olmasıdır. İki ülke de akan kanın durmasını ve Suriye`de tekrar barışın sağlanmasını isterler. Bu nihai hedefe hangi yoldan ulaşabiliriz? Bu soruya bizim farklı yanıtımız var. Bütün bu olaylara rağmen eğer uluslararası toplumun kabulüyle Suriye’nin geleceğinde Esad’a da bir yer ayrılsa bölgede aşırıcılık dalgaları şiddetlenecek ve bu da IŞİD gibi örgütlerin rüyasıdır. Biz henüz umutluyuz ve bütün tarafların çıkarlarının temini ve akan kanların durması yönünde çabalıyoruz.

SORU: Türkiye ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasındaki ilişkiler ve özellikle petrol alım satımları konusu acaba Bağdat`ın siyasetleri çerçevesinde mi gerçekleşiyor? Ayrıca, IKBY’nin Türkiye’ye yaptığı petrol ihracatının parası Bağdat’a mı yoksa IKBY’ye mi ödeniyor?

TEKİN: Biz bu konuda Irak’ın merkezî devleti ile IKBY arasında bir ayrım gözetmiyoruz. Biz, enerji nakliyatının gerçekleştiği önemli ve stratejik Kerkük-Ceyhan boru hattına sahibiz. Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz ve enerji kaynaklarına ihtiyacımız var. Hangi taraftan olursa olsun -gerek İran, gerek Irak veya diğer ülkelerden- ihtiyacımız olan bu enerjiyi temin etmenin peşindeyiz.

İthal Edilen Petrolun Parasını hem Erbil’e hem de Bağdat’a Ödüyoruz.

SORU: İthal ettiğiniz petrolün bedelini nereye ödüyorsunuz?

TEKİN: Bu tutar, iki yere de ödeniyor. Çünkü biz Erbil’i Irak’ın bir parçası şeklinde görüyoruz ve ondan kopuk olduğunu düşünmüyoruz. Irak Anayasası, petrol ihracatının belirli bir kuruluş veya yer tarafından yapılmasını belirtmediğinden dolayı ödemeler iki yere de yapılıyor. Bu iş, Irak Anayasası çerçevesinde ve uluslararası hukuka uygundur. Bizimle IKBY arasındaki ilişkiler, Irak’ın merkezî hükûmetinden saklı değildir ve her zaman aramızdaki ilişkilerin şeffaf olmasına inanıyorduk.

SORU: Fethullah Gülen ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki çatışmalar nereye vardı?

TEKİN: Paralel devlet ve onun yabancı güçlerle bağlantıları konusunda önemli iddialar ortaya atıldı. Bağımsız bir teşkilat olan yargı gücü, bu konuyla ilgileniyor ve hangi karara varılırsa kabul edeceğiz.

Bazı Türk Televizyon Kanalları, İran-Türkiye İlişkilerinin Bozulması Yönünde Rol Oynuyor.

SORU: STV gibi bazı Türk televizyon kanalları İran-Türkiye ilişkilerinde gerginlik yaratmaya doğru gidiyor gibi gözüküyor. Siz, İran’da Türkiye Büyükelçisi olarak bu konuya dikkat ettiniz mi?

TEKİN: Evet; bu televizyon kanalı, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran ziyaretinin arifesinde iki ülkenin arasını bozmaya çalışıyor. Ancak Türk yetkilileri tarafından bu televizyon kanalıyla ilgili resmî bir dava açılmadığından bu konu takibe alınmadı.

Türkiye’nin Arap Baharını Desteklemesi, Müslüman Kardeşlerin Güçlenmesiyle Bir İlgisi Yok.

SORU: Ve son sözünüz…

TEKİN: Türkiye`nin Arap baharı akımının desteklenmesinin Müslüman Kardeşler ile bir ilgisi yok; yani biz, her ülkede halk tarafından seçilip iş başına getirilen her hangi bir akımla ilişki kuruyoruz. (İran, Fars Haber Ajansı - 16 Şubat 2015)



22.1° / 13.7°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor