Tarih: 19.07.2017 16:47

Tüekiye Demokratik Değerleri Savunuyor

Facebook Twitter Linked-in

 

 

T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN

--Batılı Liderler Bir Tercih Yapmalı: Ya Teröristlerin Yanında Olursunuz Ya Da Türk Halkının--

Bugün Türkiye´deki 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yıl dönümü. Tam bir yıl önce milyonlarca Türk vatandaşı, ülkemizin Anayasa´sını askıya almaya çalışan, masum sivilleri vuran ve Parlamentoyu bombalayan darbecilere karşı birleşik bir cephe oluşturmak için siyasi, kültürel ve etnik farklılıklarını bir kenara koydu. Hep birlikte, Türkiye halkı silahlı bir grubun demokrasi, özgürlük ve yaşam tarzlarını çalmasına izin vermeyi reddetti.

Bu saldırının bertaraf edilmesi sırasında 250 kişi hayatını kaybederken 2.193 kişi yaralandı. Hükûmetimin Fethullah Gülen´i ve takipçilerini -kanıtların başarısız darbenin arkasında olduğuna işaret ettiği- adalet önüne getirmek için devam eden çabaları yalnızca Türkiye´de değil, dünyanın her yerinde demokrasi için önemlidir.

1960 ile 1997 arasında en az dört seçilmiş hükûmet ordu tarafından görevlerinden zorla uzaklaştırıldı. On yıllar boyunca, seçilmiş yetkililer kendilerini özgürleştiremedi. Millet de geçmişteki seçilmiş temsilcilerinin kötü muamelelerini tam olarak unutabilmiş değil. Daha kötüsü askerî darbeler, Türk halkının devlet kurumlarına olan güvenini ciddi biçimde zayıflattı.

Lideri olduğum Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 2002´de iktidara geldiğinden beri ordu içindeki bazı grupların zararına olacak şekilde, seçilmiş yetkilileri güçlendirmek için reformlar uyguluyor. Böylece Türk halkının kamu kurumlarına olan güvenini yeniden tesis etmeyi başardık. 15 Temmuz´da silahlarını masum sivillere çevirenler siyaset, ekonomi, sağlık, adalet, dış politika ve temel haklar alanında kaydedilen on yıllık ilerlemeden oluşan sert bir duvara çarptılar. Halk ile hükûmetleri arasındaki bu bağ, demokrasimizin direncinin nihai ölçütü ve hayatta kalmasının en güçlü teminatıdır.

Darbenin bertaraf edilmesi, demokrasi tarihinde bir dönüm noktası oldu, diktatörlerin yönetiminde yaşayan bütün insanlar için bir ümit ve ilham kaynağı olacak. Ne yazık ki Türkiye´nin müttefikleri bilhassa Batı´daki dostlarımız, olanların önemini tam olarak idrak edebilmiş değil. Çok sayıda Batılı hükûmet ve kurum vatandaşlarımla dayanışmalarını ifade etmek yerine bekleyip krizin nasıl sonuçlanacağını görmeyi tercih etti. İkiyüzlülükleri ve çifte standartları, özgürlük için her şeylerini riske eden Türk milletini derinden rahatsız etti.

Türkiye´nin Gülen´e -ABD´de yaşayan bir Türk vatandaşı- sadık kamu yetkililerini tespit etme ve kovma çabalarının aynı grupların eleştirilerine maruz kalması, Batı´nın ülkemin demokrasisine ve güvenliğine bağlılığı konusunda sorulara yol açtı. Üstüne üstlük Gülen´in liderliğindeki FETÖ´nün onlarca üst düzey liderine, ülkemizin sözde dostları ve müttefikleri tarafından sığınma hakkı verildi. Türkiye´nin dostluğuna yapılan, ikili ilişkiler ve aynı şekilde temel değerlere aykırı olan bu ihaneti allayıp pullamanın bir yolu yok. Bugün Batılı liderler, teröristlerle dayanışma içinde olmak ile Türk halkının teveccühünü yeniden kazanmak arasında bir tercih yapmalı.

Aynı şekilde, görece daha küçük ulusal güvenlik tehditleriyle karşı karşıya olan bazı ülkeler de aynısını yapmışken Türkiye´ye olağanüstü hâl ilan ettiği için yöneltilen eleştirileri haklı göstermek mümkün değil. Yıllar içinde Kürdistan İşçi Partisi (PKK) neredeyse 50 bin kişiyi öldürdü.

Üyeleri on yıllardır kamu kurumlarına sistematik olarak sızmış ve buralarda yükselmiş olan FETÖ gibi son derece kapalı örgütlerle mücadele etmek kolay değil. Şimdi de aleyhlerinde video görüntüleri de dâhil somut deliller olmasına rağmen yargı sürecini yavaşlatmaya çalışıyorlar.

Adalete bağlılığımızı sürdürüyoruz. Türkiye, işten atılmalarına itiraz eden eski kamu görevlilerinin davalarını incelemek üzere bağımsız komisyonlar oluşturdu. Gayemiz, hukuk kapsamında suçluları yargılarken gelecekteki saldırılara karşı ülkemizin direncini artırmaktır.(The Guardian-15.07.2017)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —