Tarih: 13.01.2017 11:01

Türkiye Daha İyi Bir Muameleyi Hak ediyor

Facebook Twitter Linked-in

 

The Washington Post

Amerika´nın dostları ve müttefikleri haklı olarak Başkan seçilen Donald Trump´ın göreve başlamak üzere 20 Ocak´ta yemin etmesiyle birlikte Amerika´nın küresel olarak kendini yeniden nasıl konumlandıracağını yakından takip ediyor.

Kolektif güvenliğimiz, birçok sıra dışı, karmaşık ve ciddi tehditle karşı karşıya. Terör olaylarındaki artış, aşırılıkçılık ve yasa dışı kitlesel göç gibi tehditler denetimsiz kaldığında transatlantik topluluğu bütünüyle istikrarsızlaştırma potansiyeline sahip.

Bu sorunlarla başa çıkabilmek için sebeplerini analiz etme ve etkin bir şekilde ele alma olmak üzere doğru çözümler formüle etmeliyiz ve bunları kararlılıkla uygulamalıyız. İleriye baktığımızda bir planlama yapmaz ve ona bağlı kalmazsak başarılı olmayı bekleyemeyiz.

Ortakları ile yeniden güven tesis etmek amacıyla ABD için Türkiye söz konusu tehditler bakımından ön cephede yer alan bir ülke olarak güzel bir başlangıç noktası olur. Ne yazık ki Türkiye ile ABD arasındaki ikili ilişkilerde ciddi bir gerilim yaşanıyor. Türkiye´de bizler hem içeriden hem dışarıdan kendi tasarlamadığımız bir baskıyı yaşarken buna karşılık hayati meselelerde eleştiriliyor, ihmal ediliyor ve önemsenmiyoruz.

Burada Türkiye´de kamuoyunda ve siyasette yaşanan hayal kırıklığı çok açık. Bu neden oldu?

Bunun ana nedeni ABD´nin Suriye´de ikizi PKK gibi Türkiye içerisinde aralıksız olarak meydana gelen hain terör saldırılarını gerçekleştiren ve destekleyen bir terör örgütüyle -YPG/PYD- çalışma konusundaki ısrarı.

Dahası Türkiye´den daha fazla DAEŞ´in hedefi olan başka bir ABD müttefiki yok ve Türkiye, İslamiyet ile alakası olmayan bu şeytani örgütle mücadelede diğer tüm ülkelerden daha fazla riske girdi ve mücadeleye daha fazla katkıda bulundu.

Tüm bunlar olurken Türkiye´nin stratejik müttefiki ile YPG/PYD arasındaki ahlaken iflas etmiş iş birliğine katlanması beklendi. PKK, terör kampanyasına devam etmek için her zamankinden daha fazla cesaret bulurken Türk halkı haklı olarak bazı zor sorular soruyor.

Öte yandan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ABD´nin bu acemice yapılmış darbe girişimini kınaması dört gününü, üst düzey bir temsilci göndermesi ise 40 gününü aldı.

Bizler demokrasimiz ve anayasal düzenimiz tekrar tehdit altına girmesin diye aldığımız önlemler nedeniyle haksız bir şekilde eleştirilirken darbe girişiminin ardındaki isim Fethullah Gülen, Pennsylvania´da yaşıyor ve terör ağı FETÖ´nün milyarlarca dolarını serbestçe yönetiyor. Darbe girişiminin kurbanı olan Türk halkı, haklı olarak cevaplar ararken bize hukuk süreci, geçerli sebepler ve delile dayanan standartlar konusunda dersler veriliyor.

Biz Türkiye´de bu ulusal güvenlik meseleleriyle boğuşurken Amerikan karşıtlığını körüklemekle suçlanıyoruz. Esasen ABD´nin ilişkilerimizi zehirleyen meselelere eğilmemesi dolayısıyla Türklerin ittifakımızın faydaları konusunda her zamankinden daha fazla şüpheci olduğu aşikar. Ancak Türkiye´de Amerikan karşıtlığı hiçbir zaman radikal olmadı ve daha çok Avrupa´da görülen ideolojik hatlara benziyor ve bu, çaresi olmayan bir şey değil. 

Türkiye ve ABD, transatlantik ittifakın iki jeopolitik ucunda yer alan ve hayati öneme sahip NATO müttefikleri ve bugüne kadar müşterek güvenliğimize yönelik birçok tehdidin üstesinden geldiler. Birbirimizi dinlediğimiz, birbirimizin hassasiyetlerine saygı gösterdiğimiz, gerekli olduğunda desteğimizi gösterdiğimiz ve üstünlüklerimizi dengelediğimiz sürece anlamlı bir değişime yol açmak amacıyla bunu tekrar yapabiliriz.

Birbirinden ayrılamaz müttefikler arasındaki ilişkilerin yeniden düzenlenmesi, aslında sürekli değişen stratejik ortamın ihtiyaçlarına daha fazla cevap verebilmenin yanı sıra gidişatı düzenlemek için gereken bir yol haritası olarak da kullanılabilir ki bu da bu yüce uluslarımızın hedefleri ve çıkarlarına hizmet edecektir.(ABD.The Washington Post-11 Ocak 2017)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —