Olga Kuznetsova
AB, Türkiye yönetimini, muhalif gazeteciler başta olmak üzere 30 kişiyi gözaltına almakla eleştirdi. AB’nin, gözaltıların “AB değerlerine ve standartlarına” aykırı olduğunu açıklamasının ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupalıların “kendi işlerine bakmasını” ve Türkiye’nin işlerine müdahale etmemesini tavsiye etti.
Konuyla ilgili yorum yapan Erdoğan, bu gözaltıların ifade özgürlüğü ihlaline bağlı olmadığını belirterek Türkiye’de demokratik değerler için bir tehdit olmadığını açıkladı.
Gözaltılar, Federica Mogherini’nin Türkiye ziyaretinde sonra ortaya çıktı. Ankara, AB’nin Türkiye’ye beklenmeyen ilgisinin Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşmasına denk geldiğine dikkat çekti.
Brüksel’in sert tepkisine neden olan gözaltılar, Erdoğan ile Erdoğan’ın ana muhalifi Fethullah Gülen arasında uzun zamandır süren çatışmanın devamı niteliğinde. Gözaltına alınan gazetecilerin çalıştığı hem Zaman gazetesi hem de Samanyolu yayın grubu, Gülen ile yakın ilişkilere sahip. Geçen yılın sonunda Erdoğan Türkiye yönetimine ve kendisine karşı yolsuzluk davası açıldıktan sonra, Gülen yanlılarını darbe girişimiyle suçlamıştı. “Komplo”ya iştirak eden polis ve yargı mensupları gözaltına alınmıştı, sonrasında ise tasfiyeler yaşanmıştı.
Bu kez eski İstanbul Terörle Mücadele Emniyet Müdürü Tufan Ergüder başta olmak üzere 13 farklı bölgedeki emniyet görevlileri gözaltına alındı. İstanbul Başsavcısı Hadi Salihoğlu, gözaltına alınanların hepsinin, terör örgütü kurmakla, sahtekârlık ve iftirayla suçlandığını açıkladı. Türkiye İçişleri Bakanı Efkan Ali, tutuklamalar sayesine yeni bir darbenin önlendiğini belirtti. AK Partinin iktidarda olduğu dönemde bu ifadeler klasik bir deyim hâline geldi. Fethullah Gülen yanlılarından önce hükûmete karşı komplo kurması ile askerler suçlanmıştı ve yüzlerce asker “Ergenekon” ve “Balyoz” davaları çerçevesinde gözaltına alınmıştı.
Türkiye yönetimi, Fethullah Gülen başkanlığındaki “paralel devletin” Türkiye’nin egemenliği için gerçek bir tehdit oluşturduğunu AB liderlerine birkaç defa anlatmaya çalışmıştı. Ancak Brüksel bu gerekçeleri kabul etmedi. Bu sebeple Ankara, “renkli devrim” tehdidine karşı mücadeleyi Avrupa’nın eleştirmesine aldırmadan devam etmeye karar verdi.
Konuyla ilgili yorum yapan Türkiye Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, “Dış güçlerin, farklı iç birimleri vasıtasıyla yaptığı dış müdahale girişimi ile karşı karşıya gelmiştik. Ancak bu girişim başarısızlığa uğradı” dedi.(Rusya, Kommersant.ru - 16 Aralık 2014)