Tarih: 17.01.2014 08:38

Türkiye Kıyı Savunmasını Güçlendiriyor

Facebook Twitter Linked-in

Defense News

Türkiye, konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan güvenlik tehditleriyle -yasa dışı göç dâhil- mücadele etmek için başta Ege ve Akdeniz’de olmak üzere sahil savunmasını artırıyor.

Her yıl on binlerce göçmen, Türk topraklarından geçerek AB üyesi Yunanistan’ın doğu Ege’deki adalarının kıyılarına varıyor. Ancak 16 Aralık’ta Türkiye ve AB, AB üyesi devletlerin yasa dışı göçmenleri Türkiye’ye geri göndermesine olanak sağlayacak bir anlaşma imzaladı.

Bunun karşılığında Türkiye, AB’nin gelecek üç yıl içinde Türk vatandaşlarına dönük vize kısıtlamalarını azaltacağını umuyor.

Kıdemli bir donanma subayı, “Yeni şart, bizi, Ege Denizi’nde insan kaçakçılığına karşı daha fazla koruma sağlamaya itiyor. Sorunla mücadele için denetleme alet ve ekipmanlarını geliştirmeyi planlıyoruz. (…) Türkiye’nin coğrafi özellikleri, doğal olarak donanma programlarının kıyı savaşı özellikleriyle donatılmasını gerektiriyor. Türk donanmasının açık deniz operasyonuyla ilgili emelleri yok ve bu yüzden temel rolü kıyı savunması.” dedi.

Ağustosta Türk savunma elektronik sanayi uzman şirketi ASELSAN, Türkçe kısaltması ÇAFRAD Faz-1 olan stratejik birçok amaçlı faz dizinli radar tasarlama, geliştirme ve üretme ihalesini kazandı. Savunma analistleri bunu iddialı bir anlaşma olarak nitelendiriyor.

ÇAFRAD, İsrail Havacılık Sanayisi ve Elta tarafından mavi sular ve kıyı savaşı desteği için geliştirilen M-2258 ALPHA gelişmiş faz dizinli radara benzer olacak.

Türkiye’nin en büyük savunma sanayisi ASELSAN, ÇAFRAD üzerinde devlet bilimsel araştırma enstitüsü TÜBİTAK ile birlikte çalışıyor.

Donanma yetkilisi, “Türkiye’nin coğrafyası güçlü bir kıyı harbi yapısının tasarlanması ve inşa edilmesini zorunlu hâle getiriyor. Birkaç donanma silah programı, konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan tehditlere karşı iki yönlü yaklaşım özelliği taşıyor.” dedi.

Bu iki yönlü yaklaşım; hızlı botlar, devriye botları, kıyı radarları, çıkarma gemileri, deniz devriye uçakları, hafif savaş gemileri, denizaltılar ve başka amfibi platformlar ile terör saldırılarıyla mücadele için tasarlanan elektronik ve komuta kontrol sistemleri gibi destek birimlerini gerektiriyor.

Örneğin hükûmet, 2013’te, askerî yazılım uzman şirketi HAVELSAN ile Sahil Güvenlik için kıyı gözetleme radarlarının geliştirilmesine ilişkin bir anlaşma imzaladı.

Türkiye’nin firkateynleri ve denizaltıları açık sularda bulunsalar da ikmal ve destek gemilerinin eksikliği donanmanın uzun vadeli açık deniz görevleri yürütmesini güçleştiriyor.

Türkiye, aralık ayı sonlarında, ülkenin ilk havuzlu çıkarma gemisi (LPD) ihalesini İspanyol Navantia’nın ortağı Sedef Tersanesinin kazandığını duyurdu.

Sedef Tersanesi ile müzakereler, bir anlaşmayla -500 milyon ile 1 milyar dolar arası tahmin ediliyor- sonuçlanırsa Türkiye, dünyada İspanya ve Avustralya’nın ardından bu tip bir geminin operatörü olan üçüncü ülke olacak. (ABD Merkezli Defense News - 13 Ocak 2014)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —