Tarih: 24.07.2013 17:01

Türkiye Neden Başarılı?

Facebook Twitter Linked-in

Jeffrey D. Sachs *

Geçtiğimiz günlerde Türkiye`ye yaptığım ziyaret bana ülkenin son on yıldaki büyük ekonomik başarısını hatırlattı. Ülkede ekonomi hızla büyüdü; eşitsizlik azalırken yenilikler de artıyor.

Türkiye`nin başarıları, komşuları düşünüldüğünde daha da önem kazanıyor. Batısında ve güneyinde Avro Bölgesi krizinin merkez üssünde bulunan Kıbrıs ve Yunanistan var. Güneydoğusundaki savaş mağduru Suriye`den 400 bine yakın mülteci Türkiye`ye sığındı. Doğusunda Irak ve İran var. Kuzeydoğusunda ise Ermenistan ve Gürcistan. Dünya üzerinde bundan daha karışık bir bölge bulmanız zor.

Türkiye buna rağmen bölgede büyük değişiklikler olurken dikkate değer bir sıçrayış yaptı. 1999-2001`deki kötü gidişatın ardından ekonomi 2002-2012 arasında yılda ortalama yüzde 5 büyüdü. Bankaları 2000-2001`deki ekonomik krizden aldığı derslerle son on yılın ani yükseliş ve düşüşlerinden etkilenmedi. Eşitsizlik giderek azalıyor. Hükûmet ise her seferinde oyunu artırarak art arda üç genel seçim kazandı.

Türkiye`nin yükselişinin çok da çarpıcı bir yanı yok. Türkiye`nin komşuları gibi petrol ve doğal gaz rezervleri yok ama bunu sanayi ve hizmet sektörlerindeki rekabetçiliğiyle telafi ediyor. 2012`de 36 milyondan fazla turist çeken Türkiye, dünyanın gözde turistik mekânlarından.

Ankara`ya yapılan kısa bir ziyaret bile bu olumlu yönleri görmeye yeter. Havaalanı, yollar ve altyapı birinci sınıf. Yüksek hızlı ray sistemi Ankara`yı ülkenin diğer bölgelerine bağlıyor. İleri mühendisliğin büyük kısmı yerli. Türkiye`nin inşaat şirketleri dünya rekabetinin içerisinde ve Orta Doğu ile Afrika`da giderek daha çok ihale alıyorlar.

Türkiye`nin üniversiteleri de yükselişte. Afrika ve Asya`dan öğrenci çeken Ankara bir yüksek öğrenim merkezi.

Türkiye sürdürülebilir teknolojilere de büyük yatırım yapmaya başladı. Ülke rüzgâr, jeotermal ve diğer yenilenebilir enerjiler açısından zengin ve yeşil enerji alanında küresel bir ihracatçı olma olasılığı yüksek.

Türkiye`nin farklı alanlardaki yenilikçi sanayi, inşaat ve hizmet sektörleri, ABD ve Batı Avrupa`daki pazar fırsatlarının giderek Afrika, Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Asya`ya yayıldığı bir dönemde ülkenin çok işine yarıyor. Bu yeni fırsatları başarıyla değerlendiren ülke ihracatının yönünü giderek yüksek gelirli Batı pazarları yerine güney ve doğusundaki gelişmekte olan ülkelere çeviriyor.

Peki Türkiye bunu nasıl başardı? Başarının en önemli nedeni, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Yardımcısı Ali Babacan`ın önderliğindeki ekonomi ekibinin temel prensiplere sadık kalarak uzun vadeli düşünmeleri. Erdoğan kısa vadeli istikrarsızlık ve banka krizlerinin ardından 2003`te iktidara geldi. Erdoğan-Babacan stratejisi, bankacılık sektörünü adım adım yeniden yapılandırmayı, bütçeyi kontrol altına almayı ve altyapı, eğitim, sağlık ve teknoloji gibi sektörlere yoğun ve istikrarlı bir yatırımı kapsıyordu.

Yürütülen akıllı diplomasi de bir diğer yardımcı etken. Türkiye aşırılık yanlısı bir bölgede hep ılımlı bir ses oldu. Bölgesindeki büyük güçlere karşı mümkün olduğunca açık ve dengeli bir diplomasi uyguladı. Bu bir yandan ülkenin iç dengesini korumasını diğer yandan da yıkıcı jeopolitikanın ağır yükü ve tehlikesi olmaksızın yeni pazarlara girerek dostluklar kurmasını sağladı.

Türkiye`nin başarısının ardında devletin ve toplumun becerisi yatıyor. Bu da yıllardır yapılan yatırımın ve Osmanlı dönemine uzanan bir geçmişin etkisi. Diğer ülkeler bu başarıları kolaylıkla kopyalayamazlar ama yine de 'teşviklere' ve kısa vadeli düşünmeye dayalı bir dünyada sıkça gözardı edilen önemli bir ders çıkarabilirler. Uzun vadeli büyümeyi sağlayan ihtiyatlı mali politikalar, bankacılık sektörünün yeniden düzenlenmesi; altyapı, beceri ve ileri teknolojiye hem devletin hem de özel sektörün cesur yatırımlar yapmasıdır. (Merkezi Prag Olan Yorum Ağırlıklı İnternet Sitesi Project-Syndicate)


* Jeffrey David Sachs (d. 5 Kasım 1954, Detroit, Michigan), ABD`li ekonomisttir. Latin Amerika, Doğu Avrupa, Eski Yugoslavya, Eski SSCB ve Afrika hükümetlerine verdiği ekonomik danışmanlıklarla tanınır. Sachs, halen Columbia Üniversitesi`nde Earth Institute (Dünya Enstitüsü) başkanı ve profesördür. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon`un ve ondan önce de Kofi Annan`ın özel danışmanlığını yapmıştır. BM Milenyum Projesi`nin direktörüdür. Yoksulluğun azaltılması, borçların silinmesi, hastalıkların kontrol altına alınması gibi konularda uluslararası çalışmalarıyla tanınır. TIME tarafından açıklanan Dünyanın En Etkili Kişileri listesine birden çok defa giren tek akademisyendir.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —