Tarih: 09.09.2015 15:19

Türkiye´de Avrupa Umudu

Facebook Twitter Linked-in

 

Hala Kodmani

Savaştan kaçan Suriyelilerin akın ettiği Gaziantep´te Almanya´nın kapılarını açtığını duyurması mültecileri Avrupa´ya doğru yola çıkmaya teşvik ediyor.

Gaziantep´te Hassan ailesi, Türkiye´de bulunan tüm Suriyeli mülteciler gibi yazın acı dizisi haline gelen 'Avrupa´ya ulaşmaya çalışan Suriyelilerin kâbus yolculukları'nı Arapça yayın yapan haber kanallarından izliyor. 'Böyle bir maceraya atılmak için insanlar çok çaresiz olmalı.' diyen evin hanımı, avukat eşi ve altı çocuğundan ikisinin çalışıp aileye bakabiliyor olmalarına şükrediyor.

Ülke genelindeki iki milyon Suriyeli mültecinin 400 binini ağırlayan Gaziantep´te Avrupa´ya gitme konusu tüm akıllarda ve sohbetlerde. Avrupa´ya gitmenin çeşitli yolları, maliyeti, şartları ve ülkeler hakkında bilgiler paylaşılıyor ve lazım olabileceği düşünülerek 'dürüst tacirlerin' irtibat bilgileri cüzdanlarda saklanıyor. Göç etme fikri artık bütün çevreler ve bütün yaş gruplarında duyuluyor. 24 yaşındaki Muhannad, Halepli bir ailenin yaşları 10 ila 14 olan üç çocuğunun bütün yıl Gaziantep´teki konfeksiyon atölyelerinde çalışıp para biriktirdiğini ve geçen ay gidebildiklerini anlatıyor. Kendisi de İslam Devletinin kontrolü altındaki Deyr el-Zor´daki ailesini kurtarabilmek için sığınmacı statüsüyle Almanya Konsolosluğuna yaptığı başvurunun cevabını bekliyor. Almanya´ya yerleşip mühendislik eğitimine devam etmek istiyor.

Derin Nedenler

Suriyeli mültecilerin Türkiye´den sonra göç yolundaki ikinci aşama olan Avrupa´ya yönelik göç hareketleri bu yaz hızlandı. Türk yetkililer, sadece temmuz ayında 50 bin kişinin Akdeniz´de yüzlerce bota akın ettiğini kaydediyor. Bu tehlikeli geçişlere en elverişli zamanın yaz dönemi olmasının dışında daha derin nedenler getirilebilir. Öncelikle savaşın beşinci yılında çözüm umudunun kaybolması Suriyelilerin başka yerlerde gelecek arayışına girmelerine neden oldu. iki-üç yıldır Türkiye´de olanlar, evlerine dönebilmek için bir şeylerin düzelmesini beklemeyi bıraktı.

Uygun ağırlama koşullarına rağmen -her hâlükârda komşu ülkelerden çok daha iyi koşullar bunlar- Türkiye´deki Suriyeliler özellikle maddi anlamda güvencesiz bir hayat yaşıyor. Hayat, kiralar pahalı. Mülteci barınma merkezlerinin dışında yaşayanların yüzde 85´i nadiren iş bulabiliyor veya düşük ücretle çalışıyor. Tüm sıkıntıları geride bırakıp uzakta yepyeni bir hayata başlama fikri, artık ulaşılabilir görünmesi sebebiyle de daha çekici geliyor. Avrupa´ya göç yollarının açılması Suriyelileri teşvik ediyor.

Coşku Seli

Göç adayları, Bodrum plajında ölü bulunan küçük Kürt çocuğun fotoğrafının birlikte yarattığı uluslararası seferberlikten önce de yaz boyunca Avrupa´nın kale duvarlarının mülteci akınının baskısıyla yıkıldığını gözlemledi. Almanya´nın Suriyeli mültecilere yönelik açıklamaları ise Gaziantep´teki bütün kahvehane ve parklarda duyuldu.

Almanya´nın mültecileri Avrupa Birliği´nde ayak bastıkları ilk ülkede sığınma talebinde bulunmalarını öngören Dublin Sözleşmesi´ni askıya alma kararı, Yunanistan aşamasında takılan çocuklarının aileleriyle birlikte Avrupa´ya gidebilmeleri için bileziklerini satan bir anneanneyi 'tacirlere verilmeyecek 3 bin avroluk tasarruf' diye sevindiriyor. Almanya Başbakanı Merkel, Suriyelilerden teşekkür mektupları alıyor ve popülaritesi tavan yapmış durumda. Almanya artık hiç gitmeyi düşünmeyenlerin bile ilgisini çekiyor.

Daha İyi Bir Dünya

Yolculuğun riskleri, medyaya yansıyan acı haberlere rağmen cesaretleri kırmıyor. Amaçlarına ulaşan on binlerce mülteci arasında ölü sayısı yüzde 5´i aşmıyor. Hava saldırılarından, evlerinin yıkımından veya bomba yüklü araç patlamalarından sağ kurtulan Suriyeliler bu oranı önemsemiyor. Anwar adlı bir Suriyeli mülteci, 'Bu yolculuk elbette ki kâbus gibi ancak sonrasında daha iyi bir dünyada uyanıyoruz oysaki Suriye´de sonu görünmeyen bir kara tünelde gibiyiz.' dedi.(Fransa, Liberation - 08 Eylül 2015)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —