Tarih: 04.01.2017 14:13

Türkiye´nin Terörle Mücadelesi ve Batı´nın Sözde Müttefikliği

Facebook Twitter Linked-in

 

Türkiye, uzun yıllardır terörle mücadele eden bir ülke olmayı sürdürürken, mücadele ettiği terör örgütleri ise birbirinden çok farklı dinamiklere sahiptir. PKK, DAEŞ, DHKP-C ve FETÖ gibi terör örgütleri, eylemleriyle Türkiye´de en çok öne çıkan ve Türkiye´ye en fazla tehdit oluşturan terör örgütleridir. Halihazırda sahada yoğun bir şekilde PKK ve DAEŞ´e karşı sürdürülen silahlı mücadele ise diğer iki terör örgütüyle olan mücadeleden farklılaşmaktadır.

Türkiye´nin terör örgütleriyle olan mücadele süreci Batılı ülkelerin Ortadoğu´da izlemiş olduğu politikalar nedeniyle pek çok kez zarar görmüş ve görmeye de devam etmektedir. Bilhassa ABD´nin Irak´a yönelik her müdahalesi eninde sonunda Türkiye´ye yönelik yeni bir terör tehdidi ortaya çıkarmıştır. Çarpıcı bir örnek olarak, her Irak müdahalesi sonucunda PKK terör örgütünün kazandığı güç dikkat çekicidir.

PKK, Birinci Körfez Savaşı sonrası dönemde, Irak ordusuna 36. paralelin ötesine geçmesi yasaklandığı için, Irak ordusundan geriye kalan silahları ele geçirerek muazzam bir silah ve mühimmat envanterine kavuşmuştur. Ayrıca Türkiye´nin güneydoğusunda görev yapan Çekiç Güç tarafından da PKK kamplarına yardımlar götürülmesi o dönemki gazeteciler ve bölgede görev yapmış güvenlik güçleri tarafından pek çok kez dile getirilmiştir. 2003 yılında ABD´nin Irak´ı işgal etmesi, PKK tarafından bir fırsat olarak görülmüş ve Türkiye´ye yönelik tekrardan silahlı saldırıya geçmesine kapı aralamıştır. 2000´li yıllar Türkiye´nin PKK terörüyle hem mekânsal hem de teknolojik bağlamda yeni taktiklerle karşı karşıya kaldığı bir dönem olmuştur. El Yapımı Patlayıcılar (EYP) yoğun bir şekilde kullanılmış ve gerçekleştirilen saldırılar da kırsaldan kentsel alana doğru kaymıştır.

2015 yılında çözüm sürecinin bizatihi PKK tarafından terk edilmesiyle birlikte, PKK´nın eylemleri ağırlıklı olarak kentsel alanlara taşınmıştır. Ülkenin güneydoğusunda pek çok ilçe merkezi PKK ve uzantıları tarafından yeni savaş alanı olarak seçilmiştir. PKK 22 Temmuz 2015´ten bu yana saldırılarına ara vermezken, verdiği mücadeleyi sadece ülkenin güneydoğusu ile sınırlandırmayıp Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde de bombalı saldırılar düzenleyerek kentsel alanlarda hem sivilleri hem de güvenlik güçlerini hedef almıştır. Zaman zaman da tıpkı ABD, İran ve Rusya´nın Suriye´de sıkça başvurduğu ve savaş alanının popüler yöntemlerinden olan vekalet savaşına başvurmuştur. PKK´nın bu noktadaki vekili ise her ne kadar ayrı bir doğaya sahip olduğu iddia edilse de PKK´dan taşeronu konumunda olan Kürdistan Özgürlük Şahinleri olarak bilinen ve kısa adı TAK olan terör örgütüdür. ABD´nin Irak´ı işgal etmesiyle ortaya çıkan tehditler ise sadece PKK ile sınırlı bulunmamaktadır. 2003 sonrası dönemde bu kez Irak topraklarından Türkiye´ye yönelen terör tehdidi DAEŞ ile birlikte ikiye çıkmıştır.

PYD/YPG´ye Gidecek Olan Stinger Füzeleri

Haberin devamı : http://www.orsam.org.tr/index.php/Content/Analiz/5037?s=orsam|turkish




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —