Tarih: 14.01.2014 08:13

Türkiye`nin Dönüşümünün Etkisi

Facebook Twitter Linked-in

The Star Malaysia

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti iki ülkenin ortak olarak sahip olduklarının teyit edilmesi ve gelecek iş birliği imkânlarının keşfedilmesi için mükemmel bir fırsat.

Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yeni bir dönemin başlangıcını müjdeliyor. Bugün Mandarin Oriental Oteli’nde gerçekleştirilen Tun Abdul Razak Seçkin Konferansı’nda “Asya-Pasifik ve Türkiye’nin Dönüşümü” üzerine konuşacak.

Türkiye’nin Asya-Pasifik bölgesinden uzaklığı sebebiyle konuşmanın başlığı kulağa garip gelse de bu ifadenin aslında bir mantığı var.

Bir dönem Uluslararası Malezya İslam Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak görev yapan ve daha sonra Dışişleri Bakanlığına getirilen Ahmet Davutoğlu’nun stratejik derinlik teorisinden ilham alan Erdoğan, bütün bölgelerle Türkiye’yi bağlantı içine sokarak ülkeyi yeni küresel piyasa gerçeklerine uyarladı.

Aynı yolu takip eden Türk Hava Yolları, başarıyla Türkiye’yi dünyanın pek çok yerine bağladı.

Bütün bunların sonucu olarak sadece son on yılda kişi başına düşen gelir yüzde 400 arttı ve Çin’in büyüme oranına yakın bir gelişme kaydeden Türkiye, düşük enflasyon rakamlarıyla yükselen ekonomilerden biri hâline geldi.

Bu açık politikayla Türkiye kendisini stratejik bir münzeviden bölgesel ve uluslararası bir yıldıza dönüştürdü.

Hatta Türkiye, Brezilya ile iş birliği yaparak İran’ı nükleer programı konusunda iş birliğinde bulunmaya teşvik etti.

İran kendisini felce uğratan yaptırımlardan kurtulmak isteği kadar Türkiye’nin Tahran’ı dünyayla ilişkilerini normalleştirme teşvikleri sayesinde de uluslararası toplumlara elini uzattı.

Göstergelere bakılırsa Türkiye’nin teşvikleri başarılı oluyor.

Erdoğan’ın Kuala Lumpur’da Asya Pasifik’in dönüşümü üzerine yaptığı konuşmayla Türklerle iş birliği yapmak imkânı da doğmuş oluyor.

2010 yılında Türkiye bir zamanlar ülkenin bölgeye olan uzaklığı sebebiyle imkânsız olarak değerlendirilen bir şeyi gerçekleştirerek Asean ile Dostluk ve İşbirliği Anlaşması imzaladı.

Türkiye Asean’la ilgili şüpheleri gidermekle kalmadı; aynı zamanda gelecekte Asean’ın Diyalog Ortağı ve Doğu Asya Zirvesi’nin de üyesi olmak istiyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde 2014-2015 döneminde hem Malezya hem de Türkiye`nin bir sandalye kazanmaya çabalıyor olması sebebiyle iki ülke bölgesel ve uluslararası alanda pek çok konu üzerinde, özellikle aşırı uç gruplar, terörizm ve İslamofobi konularında birlikte çalışabilirler.

2015’te Asean Başkanı olacak olan Malezya, Asean Başkanı’nın G 20 üyesi olması hasebiyle G 20’nin eşiğine gelmiş olacak.

Bütün bu ortak özellikler sebebiyle stratejik olarak Malezya ve Türkiye bölünmek değil bir arada çalışmak kaderini paylaşıyorlar.

Bu noktada önemli olan Türkiye ve Malezya’nın Asean, Doğu Asya Zirvesi ve İslam İşbirliği Örgütü dışındaki platformlarda da birlikte çalışabileceği konusunda Erdoğan ve yönetimine bir şans vermek.

Aslında Türkiye ve Malezya BM Güvenlik Konseyi reformları gibi zor konularda da birlikte çalışabilirler. BM Güvenlik Konseyi’ndeki güç dağılımı formülü 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana değişmedi. (Malezya`da yayınlanan The Star Malaysia, 10 Ocak 2014)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —