Veronika Hartmann
Türkiye’nin sadece mavi bir gökyüzü, deniz ve güneş sunduğunu düşünenler yanılıyor. Türkiye’nin üzerinde bulunduğu topraklar binlerce yıl birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Mezopotamya medeniyetleri, antik Yunanlar, Romalılar, Persler, ilk Hristiyanlar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar vs. hepsi bu topraklarda iz bıraktı ve Türkiye’yi oluşturan mozaiği yarattı.
Türkiye’de sadece arkeoloji ve mimari bulacağınızı düşünüyorsanız da yanılıyorsunuz. Doğu ile Batı arasındaki ilginç kaynaşmanın yansımalarını sanat, mutfak, müzik ve günlük hayatta da görebilirsiniz.
Türkiye’yi ilk defa ziyaret edecek olanlar için bu çeşitlilik garip bir sürpriz gibi gelebilir. Bir Orta Doğu ülkesine seyahat ettiğini zanneden turist, gayet modern bir toplum ve ülkeyle karşılaşır.
Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkedir ve kıyıları çok değişik imkânlar sunar -dalma, sörf, gemicilik, balıkçılık vs-. Türkiye’de son yıllarda kış sporları da büyük ölçüde gelişti. Ülkenin doğusunda yer alan Palandöken kayak merkezi yılın büyük bölümünde kar görmektedir ve pistleri de görülmeye değerdir. Bursa yakınlarında da Uludağ kayak merkezi bulunmaktadır. Türkiye spor, tarih, sağlık, din, alışveriş, kültür, deniz, güneş ve kum için gitmeye değer bir ülke. Birçok Avrupalı Türkiye’yi basında yer alan haberlerden ve Almanya’da yaşayan Türkleri görerek değerlendirmekte. Ancak Türkiye’ye ilk defa gittiklerinde ne kadar yanıldıklarını görmekteler. Çünkü karşılaştıkları ülke kendilerine birçok seçenek sunan çok modern bir ülke.
Türkiye’nin ekonomisi son 10 yılda gelişti. Nüfusun yarısına yakını 24 yaşın altında ve bu durum toplumsal hayatı canlandırmakta ve renklendirmekte. Her sokakta müzik çalınan birçok kafe, bar ve restoran var. Şehirde her yerde canlı müzik duymak mümkün.(Fransa, Le Figaro - 12 Aralık 2014)