• BIST 100

    10643,58%3,14
  • DOLAR

    32,20% -0,22
  • EURO

    34,90% -0,22
  • GRAM ALTIN

    2504,01% 1,55
  • Ç. ALTIN

    3989,88% 1,04

Türkiye`ye Yönelik Tehlikeler

Türkiye`ye Yönelik Tehlikeler

Türkiye bir kez daha iyi bir trend yakaladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2003 yılında Türkiye’yi daha demokratik bir hâle getirmek ve hukuk devletini güçlendirmeye giriştiğinde, 2000’li yıllarda daha önce Doğu Avrupa ve dünyanı

Rainer Hermann

Türkiye bir kez daha iyi bir trend yakaladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2003 yılında Türkiye’yi daha demokratik bir hâle getirmek ve hukuk devletini güçlendirmeye giriştiğinde, 2000’li yıllarda daha önce Doğu Avrupa ve dünyanın geniş kısımlarını etkisi altına alan demokrasi dalgasını izledi. Ancak geçen yıllarda gittikçe otoriter bir diktatör hâline gelmeye başladığında çevresi de değişti: Moskova’da Vladmir Putin ülkesinde soğuk rüzgârlar estiriyor. Budapeşte’de Viktor Orban özgürlükleri kısıtlıyor ve Atina’da yeni hükûmet reformlardan artık uzak durmaya çalışıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca 2013 yılının yaz aylarında meydana gelen Gezi Parkı protesto gösterilerinden beri “yabancı güçlerin” hükûmetini devirmeye çalıştığını iddia ediyor ve bu nedenle sert yöntemlere başvurduğunu ileri sürüyor.

Kim ya da ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı durdurabilir? Muhalefet partileri bunu büyük ihtimalle yapamaz çünkü ne ikna edici programları ne de karizmatik liderleri var. Yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan tekrar değişecek mi? Sonuçta Abdullah Gül haziran seçimlerinde aday olacak. Gül, 2007 yılında cumhurbaşkanı olmadan önce Dışişleri Bakanı olarak dönemin Başbakanı Erdoğan’ı reformlar ve demokratikleşme rotasına yönlendirmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan elde ettiği seçim başarılarını, Türklerin yeni refah durumlarını kendisi ve siyasetiyle ilişkilendirmelerine borçlu. O hâlde ekonomik canlanmanın sonlanması mı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı durduracak? “Brookings” düşünce kuruluşunda çalışan siyaset bilimcisi Kemal Kirişçi, bu konuyla ilgili yorumda bulunarak “Cumhurbaşkanı Erdoğan şanslı. Petrol fiyatları yarıya düştü, böylece cari açık azalmaya başladı ve AB’ye yönelik ihracat tekrar arttı.” dedi. Ayrıca görünüşe bakılırsa Türk firmaları savaş nedeniyle yok edilen Kobani kentini tekrar inşa edecek.

Kirişçi, başka bir tehlikeye daha dikkati çekiyor: Siyasi istikrarsızlık ülkede şiddete yol açarsa DAİŞ de şiddetin oluşmasına neden olabilir ekonomi kötüleşebilir. Suriye’deki savaşın Türkiye’ye sıçraması, Türkiye açısından en büyük tehlikeyi arz ediyor. MİT, Türkiye’deki Batılı büyükelçiliklerine yönelik saldırıların gerçekleşebileceğine dair uyarıda bulunuyor. Alınan bilgilere göre 3 bin DAİŞ savaşçısı Türkiye’ye sızmaya hazır. Terör saldırıları düzenlenirse ülkede şiddet dalgaları oluşabilir ve yatırımcılar geri çekilir. Böyle bir durumda Türk ordusunun yeniden ülkedeki güvenliğin sağlanması açısından garantör olacağı bir durum meydana gelebilir.

Suriye’deki tehdidin artmasıyla Türkiye yeniden Avrupa’ya yaklaşabilir. Şu sıralar Ankara, Batılı hükûmetlerle neredeyse hiç iş birliğinde bulunmuyor. Ankara ve Moskova enerji siyaseti çerçevesinde daha yakın bir iş birliğinde bulunursa bunun Avrupa’nın enerji güvenliği açısından ağır sonuçları olur. Kirişçi bu nedenle Türkiye’nin Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTIP) ve iyileştirilmiş bir Gümrük Birliği aracılığıyla Batı ile daha yakın bir konuma getirilmesi gerektiğini öneriyor. Kadir Has Üniversitesinin 2014 yılında yaptığı bir anket çalışmasına göre AB’ye girmeyi arzulayan Türklerin sayısı yüzde 52’den yüzde 71’e çıktı. ABD’yi tehdit olarak gören Türklerin sayısı ise yarı yarıya azalarak yüzde 36’ya indi. Görünüşe bakılırsa güvenlik arayışı, Türkiye’yi Transatlantik topluluğuna geri itiyor. (Almanya, Frankfurter Allgemeine Zeitung - 16 Mart 2015)



22.5° / 13.8°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor