Philippe LERUTH
Yurt dışındaki Türkler, 'ülkede kalan Türkler için Avrupa`ya açılan bir pencere' oldu. Vatanını terk edenler ülkede kalanların başka ülkeleri keşfetmelerini sağladı.
Ankara`daki Hacettepe Üniversitesi Avrupa Birliği Araştırmaları Merkezi Müdür Yardımcısı Murat Erdoğan özellikle Türk göçmenlerin başlıca durağı olan Almanya`ya yapılan göçle ilgili araştırmalar yaptı.
LERUTH: Belçika`ya yapılan ve 50. yıl dönümü olan bu göçten bugün nasıl bir sonuç çıkarabiliriz?
ERDOĞAN: Sonuç tamamen kazançlı. Her şeyden önce giden insanların hayat şartları ülkede kalanlara göre çok daha iyiydi ancak Türk ekonomisi de bu göçten kazanç sağladı. 1996 yılında yurt dışından ülkeye iki milyar dolar girdi. Geçen yıl bu rakam beş milyar dolara çıktı.
LERUTH: Gittikleri ülkeye entegrasyonları nasıl gerçekleşti?
ERDOĞAN: Gittikleri ülkeye göre değişiyor. Fransa veya Belçika, Almanya`ya göre yurt dışından gelen insanları ağırlama deneyimine daha önceden sahipti. İlk başta entegrasyonla ilgili çok fazla endişe duyulmadı. Prensip olarak Türk işçiler birkaç yıllığına oradaydı. Kendilerini soyutlamışlardı. Bara gitmiyorlardı çünkü alkol kullanmıyorlardı, restorana gitmiyorlardı çünkü domuz eti yemekten endişe ediyorlardı ve hafta sonları kiliseye de gitmiyorlardı. Sonra giderek yurt dışından çağrılan işçilerin insan olduğu anlaşıldı. 90`lı yıllarda Neonazilerin Türklerin evlerine yaptıkları saldırılar veya 11 Eylül 2001 tarihinden sonraki İslamafobi gibi zor şartlara rağmen bugün büyük çoğunluğu entegre olmuş durumda. (Belçika, L`avenir - 30 Haziran 2014)