Bize karşı olan nezaketi ve konukseverliğinden dolayı TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ömer Cihad Vardan'a teşekkürlerimi sunuyorum. 4 milyon metrekarelik bir alanda devasa tesislerden oluşan muazzam bir yapı. Hem TUSAŞ'ın ünitelerinin hem de TUSAŞ'la birlikte çalışan firmaların üretim tesislerinin birlikte yer aldığı devasa bir sanayi ve teknoloji kompleksi. Bu ortak komplekste ihtiyaç duyulan kamu ve özel bütün firma ve üniteler yer aldığı için çok güçlü bir alt yapı ve network oluşmuş durumda. TUSAŞ'ın başarısının bir sırrı da işte bu planlı alt yapıda gizli.
Milli muharip uçağımız KAAN'ı herkes biliyor. Bu gurur verici projede çok önemli gelişmeler var. Öncelikle uçağın görünmezlik özelliğini geliştirmek için yeni geometrik tasarım özellikleri eklenmiş. Pilot bu yeni geometrik tasarım özelliklerine göre radara yakalandığı an kokpitte bulunan bir cihaz yardımıyla havada en uygun pozisyonu alarak görünmez hale gelebiliyor. Evet bunun anlaşılması biraz zor. Ama geometrik tasarımların pilotun manevralarıyla entegre olduğu bir dijital sistem üzerinden uçağın görünmez hale gelebilmesi mümkün. Kısacası Türk mühendislerinin başaramayacağı bir şey yok. Halen ikinci prototipi yapılan KAAN uçağının görünmezlik kabiliyetinin artırılabilmesi için yeni üretilen boyanın uçağa uygulanması safhasına geçilmiş durumda. Bu boyanın radar ışınlarını absorbe etmesi özelliğinin yanında insan derisi gibi hiçbir boşluk olmadan uçağın bütün yüzeyini kaplaması gerekiyor. Zor bir iş ama yapıyorlar. Milli savaş uçağımıza kazandırılan diğer önemli bir yetenek ise gövde içinde bulunan silahların kapaklar açılarak ateş edildiğinde radara yakalanma ihtimalin ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü kapaklar açıldığında füzeler ateşlendiğinde havadaki cisimlerin yüzeyi artacağı için radarda görünme ihtimalleri de artmaktadır. Bunu önlemek için kapakların açılması ve füzelerin ateşlenmesi süresi radarların algılama sürelerinin altında yani 1 mili saniye içerisinde tamamlanacak şekilde dizayn edilmiş. 1 mili saniyede uçaktaki füze kapakları açılacak, füzeler ateşlenecek ve kapaklar kapanacak. Ne kadar etkileyici değil mi?
Bu proje sayesinde hava kuvvetlerimiz envanterinde bulunan bütün blok 30 kategorisindeki F 16 savaş uçaklarımız yenilenerek blok 70 seviyesine yükseltilmektedir. Müteakiben blok 50 kategorisindeki F 16 savaş uçaklarımız bu proje kapsamında yenilenerek blok 70 seviyesine yükseltilecekler. Özellikle merak ettiğim konu ABD'nin F 16 savaş uçaklarının kaynak kodlarını bize verip vermediğiydi. Yani biz F 16'ları ABD'den aldığımız kaynak kodlarını kullanarak mı yeniliyoruz yoksa almadan mı yenileyebiliyoruz? Detaya girmeyeceğim. Kaynak kodları almadan, tamamen milli imkanlarla ve milli teknolojimizle yeniliyoruz. Çünkü kaynak kodları kullanmamıza gerek kalmamış. İşte Türk mühendisliğinin gücü bu. Çok yaşa Türkiye'm.