Tarih: 28.11.2014 00:35

'Ülkemize Hoşgelidn' Diyoruz

Facebook Twitter Linked-in

Marta Ottaviani

Dinler Arası Diyalog İslam ile Değil Sadece Hristiyan Kiliselerinin Birbirleriyle Aralarındaki İlişkilerle Alakalıdır Ama Elbette Dinî Yapıların Dünyanın Ahlaki Meseleleriyle İlgili Olarak Birbirleriyle Konuşmaları Mümkündür.

Barış adına dinler arasında ortak bir çaba... Ve geçtiğimiz haftalarda kutsal mekânlar üzerinden Filistinliler ile İsraillilerin çatışma yaşadığı Kudüs meselesine ilişkin olarak sesini duyurması yönünde Papa`ya çağrı...

Türkiye`nin en üst dinî makamı olan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez`in Papa Francis`in Ankara ve İstanbul`a yapacağı ziyaretlerin arifesinde vurguladığı konulardan bazıları işte bunlardı.

MARTA OTTAVIANI: Sayın Görmez sizce Papa Hazretlerinin Türkiye ziyaretinin anlamı nedir?

PROF. DR. MEHMET GÖRMEZ: Papa`nın iki şapkası var. Birisi Vatikan Devlet Başkanı diğeri de Katolik dünyasının dinî lideri... Siyasi anlamda ziyaretin ne ifade ettiği siyasi analizciler tarafından değerlendirilmektedir. Bizim için bu ziyaret dünyada belli gücü ve temsilîyeti olan Katoliklerin dinî liderinin ülkemize gelmiş olmasıdır. Elbette Vatikan’ın ülkemize ziyareti ilk değildir. Papalık vazifesini yapan son iki zat da ülkemizi ziyaret etmiştir. Karşılıklı iyi niyet dileklerimizin yanı sıra dünyanın barış içinde yaşaması için ortak söz söylemek geleceğimiz açısından önemlidir.

OTTAVIANI: Papa`nın en son ziyareti 2006 yılında gerçekleşti ve bu ziyaret her iki taraf için de önemli ve anlamlı bir ziyaretti. Türkiye’de o günden bu güne neler değişti ve bu dinler arası diyalog ne tür gelişmelere uğradı?

GÖRMEZ: Dinler arası diyalog tabiri, İslam ile Hristiyanlık arasında kullanılan bir tabir değildir. Vatikan’ın kullandığı dinler arası diyalog tanımlaması daha ziyade Hıristiyan kiliselerinin birbirleri arasındaki diyaloğu içermektedir. Elbette dinî yapıların dünyanın ahlaki sorunlarıyla ilgili olarak birbiriyle konuşmaları mümkündür. Bu tür ziyaret ve ilişkileri bu mütevazı ve beşeri ilişkilerin ötesine taşımak bizi hakikatten uzaklaştırır.

OTTAVIANI: Siz geçen yaz aylarında IŞİD’e karşı İslam dünyasının en önemli söylemlerinden birini seslendiren bir şahsiyetsiniz. Haftalardır Kobani kuşatma altında ve farklı Avrupa ülkelerinden yüzlerce genç IŞID’e katılmaya devam ediyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

GÖRMEZ: Biz vicdani sorumluluğumuz gereğince hareket ediyoruz. İslam dünyasında yaşanan gelişmeler neticesinde, sağduyu çağrısında bulunduk. Bu çağrıya bölgemizdeki birçok dinî yapı katkı verdi. Ve büyük çalışma sonucunda İslam alimlerinden müteşekkil bir inisiyatif oluşturarak deklarasyon yayımlamış olduk. İslam’ın barış ve adaleti tesis etmek istediğini hatırlatarak her türlü şiddet ve çatışmanın İslami referansının olamayacağını net bir şekilde ifade ettik. Kobani`yi ise Suriye ve Irak’tan bağımsız değerlendiremeyiz. Yaşananlar bir bütündür. Bölgedeki istikrarsızlık örgütlerin birbiriyle çatışmasına dönüşmüştür. Şiddeti, terörü ve vahşeti kabul etmek asla mümkün değildir. Bütün bu bölgelerde bir insanlık trajedisi yaşanmaktadır. Biz İslam’ın kesinlikle şiddeti ve vahşeti önermediğini vurgulamaktayız.

OTTAVIANI: Türkiye’de geçen yıllarda Türk hükûmeti ile dinî azınlıklar arasındaki diyalog oldukça gelişti. Türkiye’deki Hristiyanların ibadet özgürlüğü var. Sizce bölgedeki yüksek tansiyonun olumsuz sonucu Türkiye’deki dinî azınlıklara er ya da geç yansır mı?

GÖRMEZ: Türkiye’de demokratikleşme çerçevesinde yapılan reformlar sonucunda dinî yapıların mağduriyeti giderilmeye çalışılmaktadır. Bizim tavrımız her zaman dinî özgürlüklerin önündeki engellerin kalkmasından yanadır. Hiç kimsenin ve hiçbir yapının dinden ve dinî anlayışından dolayı bir mağduriyet yaşaması kabul edilemez. Türkiye’deki toplumsal ve siyasi olgunluk bölgemizde yaşanan sıcak hadiselerin ülkemize yansımasına fırsat vermeyecektir. Bu açıdan oluşacak her türlü tehdit karşısında toplumun tüm kesimleriyle beraber bizler sağduyuyla karşılık veririz.

Askerlerin Mescid-i Aksa’ya postallarıyla girmeleri ve sinagoga düzenlenen saldırı gibi dinî hassasiyetleri rahatsız eden olaylara Vatikan’ın da tepki vermesi gerekir. (İtalya, La Stampa - 27 Kasım 2014)

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —