• BIST 100

    10208,70%1,62
  • DOLAR

    32,39% 0,12
  • EURO

    34,68% 0,01
  • GRAM ALTIN

    2400,66% 0,21
  • Ç. ALTIN

    3877,87% 0,00

Uluslararası Riyakarlık

Uluslararası Riyakarlık

Son günlerde tüm uluslararası medya kaynakları, gazeteler, dergiler, TV kanalları ve İnternet sosyal medyası, Suudi muhabir Cemal Kaşıkçı´nın tüyler ürpertici ölümü hakkında yayınlar yapmakla meşgul. Kaşıkçı, Muhamad bin Salman´a

 

Dr. Elias Akleh 

Son günlerde tüm uluslararası medya kaynakları, gazeteler, dergiler, TV kanalları ve İnternet sosyal medyası, Suudi muhabir Cemal Kaşıkçı´nın tüyler ürpertici ölümü hakkında yayınlar yapmakla meşgul. Kaşıkçı, Muhamad bin Salman´a (MBS) ve onun baskıcı politikalarına muhalefet etmeye başlayana dek rejime sadık biriydi. 

MBS´nin 2015 yılında veliaht prens ilan edilmesiyle ve Yemen´e karşı savaş başlatmasıyla birlikte, eleştirel bir tutum takınan Kaşıkçı, Suudi Arabistan´ı terk etmenin daha güvenli olacağına karar verdi. İlk olarak Birleşik Krallık´a, ardından ABD´ye yerleşti. Kaşıkçı, yazılarında genç prensin politikalarını sert bir dille eleştirdi. Öldürüldüğünün, küçük parçalara ayrılarak kesildiğinin ve Türkiye´nin farkı kısımlarına farklı parçalarının gömüldüğünün İstanbul´daki Suriye başkonsolosluğuna giderek ise bir tuzağa düştü. 

Suudi kültürünü ve Suudi hanedanlığının uygulamalarını bilen birisi şöyle mantıklı bir sonuca varacaktır: Son dönemdeki olaylar ve kanıtlara bakıldığında, MBS, Kaşıkçı´nın öldürülmesi talimatını verdi. Suudi kraliyet ailesi, onların politikalarını eleştirme cüretinde bulunan suçlu ve siyasi aktivist olduğu iddia edilen herkese ölüm cezası verilmesi ve öldürülmeleri konusunda meşhurdur.  Başkent Riyad´ın sokakları, halkın gözü önünde ibret olsun diye yapılmış birçok kafa kesme vakasına tanıklık etmiştir. Rakamlar ise şu şekildedir: 2015 yılında 158, 2016 yılında 154, 2017 yılında 146, 17 Temmuz 2018 itibariyle 73. 

Her ne kadar kraliyet ailesi Kaşıkçı´nın cinayetine herhangi bir şekilde müdahil olduklarını veya bu cinayeti bildiklerini reddetseler ve cinayete dair baş şüpheli MBS´nin öncülüğünde yürütülen bir soruşturma yürütme sözü verseler de, Suudi Krallığı´na yönelik sert kınamalar ve cezalandırma çağrıları söz konusudur. Suudi Arabistan, uluslararası bankalar, şirketler, yatırımcılar, büyük medya kuruluşları ve dünya liderleri, MBS´nin ev sahipliğinde 23-25 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen ve “Çölün Davos´u” olarak bilinen geniş kapsamlı bir ekonomik konferans olan Suudi Gelecek Yatırımı Girişimi´nden çekilmeye başladıklarında bu tür çağrıların etkilerini hissetmeye başladı. Bu girişim, MBS´nin Suudi krallığını petrole daha az bağımlı kılmaya dönük iddialı “2030 Programı”nın bir parçasıdır. 

Dünya Bankası´ndan Jim Yong-kim, Uluslararası Para Fonu´ndan Christine Lagarde, New York Borsası başkanı Stacey Cunnmingham, HSBC CEO´su John Flint ve Credit Suisse ile Standard Chartered, Davos´a katılmama kararı aldılar. Uber, Mastercard, Virgin Group, JPMordan Chase, Ford Motor Comp., Viacom Inc gibi yatırım şirketlerinin yanı sıra Blackstone, BlackRock ve Bain Capital gibi özel sermaye şirketleri de Davos´tan çekiliyorlar. Bloomberg, CNN, New York Times, CNBC, The Economist, Financial Times ve Los Angeles Times gibi medya kuruluşları da katılmama kararı aldılar. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve UNESCO´dan Audrey Azoulay, cinayet konusundaki derin endişelerini ifade ettiler ve faillerin soruşturulması ve cezalandırılması çağrısında bulundular. Birçok lider, Kaşıkçı cinayetini kınadı ve krallığın kınanması gerektiği çağrısında bulundu. Birçok Avrupalı politikacı ve Amerikalı senatör, krallığa silah satışının askıya alınması çağrısında bulundu. 

Tek bir kişinin öldürülmesi konusunda çok fazla tantana, ancak Siyonistlerin yetmiş yıldır işgali altındaki Filistin´de kadınlar ve çocuklar dahil olmak üzere milyonların öldürülmesi, Suriye´ye karşı Amerikan / İsrail / Körfez devletlerinin sekiz yıldır sürdürdüğü savaş ve Yemen´e karşı üç yıldır devam eden Suudi / Emirlik savaşı konularında ölüm sessizliği... 

Siyonist Yahudi terör grupları ve milisler, tıpkı El Kaide ve IŞİD gibi, 1948 yılında Filistin´i işgal ettiler; sivil Filistinlilere karşı birçok katliam gerçekleştirdiler; yüzlerce Filistin kasabasını dümdüz ettiler; neredeyse 800.000 Filistinliye yönelik etnik temizlik gerçekleştirdiler ve sömürgeci İsrail devletini kurdular. 1967 yılında bu Siyonist İsrailli Yahudiler bir kez daha, bu kez daha fazla savaş suçu işleyip Filistin´in geri kalanını işgal ettiler, birçok kasabayı harap edip daha fazla Filistinliyi katlettiler, daha fazla yasadışı koloni kurdular. Her ne kadar bu İsrailliler Filistinlilerle barış antlaşması yapmış olsalar da, halen soğukkanlı bir şekilde Filistinlileri öldürüp etnik temizliklerine devam ediyorlar, topraklarını gasp ediyorlar ve BM Güvenlik Konseyi kararları ve tüm barış antlaşmalarını çiğneyerek kolonilerini yaygınlaştırıp yenilerini inşa ediyorlar. İsrail´in Filistinlilere ve Mısır, Ürdün, Lübnan ve Suriye gibi diğer Arap devletlerine karşı işlediği suçlar dur durak bilmiyor; tam tersine yoğunluk ve vahşilik bakımından sayıları artıyor.

 İsrail ve Onun Sözcüleri, Ancak Yalanlar ve Yön Saptırmalarla “Kendini Haklı Gösterebilir”

Yazının devamı : http://asam.org.tr/uluslararasi-riyakarlik



17.7° / 12.2°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor