9724,5%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
SSCB'nin dağılmasından sonra Moskova'nın yörüngesinden çıkan 3 Baltık ülkesi, Letonya, Estonya ve Litvanya, AB ve NATO üyesi olurken; Mihail Saakaşvili'nin Cumhurbaşkanlığı döneminde (Ocak 2004 - Kasım 2013) Gürcistan, hem ABD hem de AB ile ilişkilerini bir hayli geliştirmeye muvaffak oldu.
Azerbaycan'ın Karabağ bölgesini işgal etmiş ayrılıkçı güçlerin başında bulunmuş Robert Koçaryan (1998-2008) ve Serj Sargsyan'ın (2008-2018) yönettikleri Ermenistan, bir zamanlar Azerbaycan devlet başkanı İlham Aliyev'in sık sık vurguladığı üzere "Rusya'nın ön kalekolu" fonksiyonunu yerine getirirken; Mayıs 2018'de sokak hareketiyle Sargsyan'ı devirmeyi başarmış Nikol Paşinyan, ülkesini Moskova'nın yörüngesinden uzaklaştırmak için tüm riskleri göze alarak elinden gelen her şeyi yapıyor.
Azerbaycan'ın, kendi topraklarını Ermeni işgalcilerden kurtarmak amacıyla 27 Eylül - 8 Kasım 2020 tarihleri arasında yürüttüğü 44 günlük askeri operasyondan sonra 19 Eylül 2023'te gerçekleştirdiği 1 günlük teröre karşı mücadele operasyonunun hızla başarıya ulaşmasında, özellikle Türkiye ve İsrail'den temin ettiği modern silahların belirleyici rolü olduğunu herkes itiraf ederken; Bakü yönetimi, kendi ordusunu NATO standartlarına getirmeyi hedeflediğini ve Türkiye silahlarına önem vereceklerini vurgulamıştı.
Ancak Azerbaycan devlet başkanı İlham Aliyev'in, 18 Aralık'ta Rusya'nın iki önemli medya kurumuna verdiği demeçte, Rusya'dan yeniden silah almayı planladıklarını ifade etmesi ilginç karşılandı.
Evet, (Azerbaycan) almayı planlıyor. Ancak en az son 3 yıldan bu yana Rusya'dan silah alınmasına ilişkin yeni kontratların imzalanmadığını söylemem gerekir. Bildiğim kadarıyla, malum nedenlerden dolayı Rusya, uluslararası silah pazarından geçici olarak çekilmiştir. Hatta 4 yıl önce imzalanmış kontratlar, Rusya'nın ricası üzerine ertelenmiştir. Artık kontratların gerçekleştirilemez olduğunu bildiğimiz halde biz bu adımı attık. Onun için ben bu sürecin objektif nedenlerden dolayı geçici olarak durdurulması şeklinde değerlendiriyorum.
Savaşın bitmesinin üzerinden yaklaşık 50 ay geçmesine rağmen Azerbaycan ile Ermenistan arasında bugüne kadar Barış Anlaşması'nın imzalanmaması, bölgeyle ilgili endişeleri artırırken; devlet başkanı Aliyev'in silah almak için yeniden Rusya'nın kapısını çalmasının anlamı ne olabilir?
Öyle ya, Batı yaptırımlarının her geçen gün daha da sıkılaştığı ve ticari operasyonlardan tutun da banka operasyonlarının tamamının kontrol altında tutulduğu Rusya ile silah ticaretine yeniden başlamak Azerbaycan için hiç mi risk taşımaz?
Veya o riskler varsa, Azerbaycan'ın bunları göze alma pahasına Rusya'yla silah ticaretini yeniden başlatmak istemesi, "vefa"nın sadece bir semt ismi olmadığını kanıtlamak için olabilir mi?
Yoksa işin derinliğinde bizlerin sezemediği daha farklı angajmanlar mı söz konusu?
Independent Türkçe'nin sorularını Bakü'den emekli Albay ve askeri yorumcu Üzeyir Caferli yanıtlladı:
Üzeyir Caferli'ye göre, Rusya'dan yeniden silah alınması konusunun gündeme gelmesinin birkaç nedeni var:
Bunların başında, Rusya ekonomisinin zayıfladığı bir ortamda Azerbaycan'ın, Rus silah sanayisinin ayakta durmasına destek verme isteği bulunmaktadır. Bana göre esas neden de budur. Çünkü Rusya silahlarına dünya pazarlarında ilginin olmadığını biliyoruz. İki ülke arasındaki müttefiklik anlaşması bulunduğu için Rusya, Azerbaycan'ı da kendi potansiyel müşterileri arasında göstermeye çalışıyor. İşte ondan dolayı ben bu işe takılıp kalma yanlısı değilim. Ukrayna'da düşündüklerini uygulayamaması, Rusya ekonomisini felç duruma getirirken sembolik de olsa silah ihracatçısı konumunu korumaya çalışıyor ve Azerbaycan'ı da kendi yanında görmek istiyor. Rusya silahının hangi durumda olduğunu biz 44 günlük savaşta da gördük. O silahların günün taleplerine uymadığının canlı şahitleriyiz.
Suriye'de Esad ailesinin iktidarının devrilmesinin, Rusya'nın önümüzdeki dönemde en yakın müttefiklerini kaybetme tehlikesine işaret ettiğini ifade eden Caferli, "Veya Ermenistan'ın KGAÖ'den çıkmaya çalışması ve attığı adımlara Rusya'nın evvelki yıllarda olduğu gibi sert yanıtlar verememesi, önceki etki mekanizmalarını kaybettiği anlamına geliyor" dedi.
Üzeyir Caferli, sözlerini şöyle sürdürdü:
Azerbaycan bugün hangi ülkelerden silah aldığını saklamıyor. Bunlar İtalya, Türkiye, Pakistan'dır. Farklı ülkelerle bizzat Savunma Bakanı ve yardımcıları gerekirse temasları yürütüyorlar. Bu durum, önceki yıllardan Rusya'dan alınmış silahların yüzdesinin bir hayli düştüğünü ortaya koyuyor.
Bugün Rusya yönetiminin öve öve bitiremediği Oreşnik füzesi, aslında Sovyet zamanında icat edilmiş Pioner veya başka ismiyle Prometheus'tu; onu azıcık geliştirmişler. Rusya devlet başkanı, Oreşnik'e karşı kullanılabilecek hava savunma sisteminin olmadığını söylese de burada doğruluk payı bulunmuyor.
Caferli, "Günümüzde Rusya askeri sanayisi zor durumda olmasına rağmen, yaptırımlardan bir nebze kurtulmak için İran, Kuzey Kore gibi birkaç ülkeyle işbirliğini geliştirmek zorunda kalmıştır. Azerbaycan'ın Rusya'dan yeniden silah alma niyetinin, Rusya'ya destek mahiyeti taşıyacağını düşünüyorum. Burada kapsamlı silah alışverişinin söz konusu olma ihtimali çok zayıf" ifadelerini kullandı.
Rusya ile Azerbaycan arasında silah ihracatı-ithalatı alanında ilk anlaşmanın imzalanmasının üzerinden yaklaşık 22 yıl geçti (Şubat 2003'te, baba Aliyev'in zamanında imzalandı).
Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev, 2020 yılında Rusya'nın Azerbaycan'a en büyük silah sevkiyatçısı olduğunu ifade etti.