Tarih: 12.08.2013 11:51

Ya Dolar Yıkılarsa?

Facebook Twitter Linked-in

Çin, Amerikan süper gücünün en büyük alacaklısı. Bu durum uzun zamandır Pekin’in yönetim zirvesinin uykularını kaçırıyor.


Astrid Freyeisen

Batı`nın en büyük ekonomik blokları olarak adlandırabileceğimiz Avrupa Birliği (AB) ve ABD, mali problemlerden çıkış yolu bulmada giderek daha fazla zorlanıyor. Astronomik boyutlardaki borç stoku aynı zamanda, dünyanın en büyük ikinci ekonomik gücü olan Çin açısından da büyük risklerle dolu. Çin’in 3 trilyon 320 milyar doları bulan döviz rezervi hızla artmaya devam ediyor. Çin, rezervlerinin dörtte üçünü dolar, dörtte birini ise euro tahviline yatırmış. Ama bu zenginlik Çin’e zorlatıcı güç kazandırmıyor. Çünkü dolar ve euronun yıkılması durumunda Çin’in de muazzam servet kaybına uğraması söz konusu olur.

Çin yönetimi endişeli

Rakamlar ve bağımlılıklar, kimsenin yakasını kurtarmasının mümkün olmadığı kadar büyük. Çin’in elinde bir trilyon dolarlık Amerikan hazine bonosu var. Çin, Amerikan süper gücünün en büyük alacaklısı. Bu durum uzun zamandır Pekin’in yönetim zirvesinin uykularını kaçırıyor. Başbakan Ven Ciabao daha 2009 yılında kritik gelişmeye dikkat çekmişti. ABD’nin en büyük alacaklısı olduklarını söyleyen Ven Ciabao Başkan Obama’nın politikalarını yakından izlediklerini ve Amerikallılara borç verdikleri muazzam paranın akıbetinden endişe duymalarının normal olduğunu söylemişti.

Bu gibi çağrılar para etmediği için Çin yönetimi sesini yükseltmeye başladı. Pekin’deki derecelendirme şirketi Dagong ilk kez geçen yılın sonlarına doğru ABD’nin kredi notunu düşürdüğünde, bu adım Batı medyasında fazla yankılanmamıştı. Reyting şirketinin yönetim kurulu başkanı Guan Cianzhong kredilendirme usullerinin revize edilmesi gerektiğini söylüyor. ABD`nin para basmak suretiyle Çin`in elindeki dolarların değerini tehlikeye atması Çinli reyting kuruluşunun kredi notunu düşürmesinde önemli rol oynamıştı.

Büyümeye mahkûm ekonomilerin çaresizliği

Pekin’deki reyting operasyonu Çin yönetiminin ABD’yi rota değişikliğine zorlamak için yaptığı çaresizce bir teşebbüstü. Oysa kredi notunu nasıl hesapladığı bilinmediği için Pekin’deki derecelendirme kuruluşu ABD tarafından tanınmıyor. Batılı ülkelerin borç krizi Pekin açısından son derece vahim bir durum yaratıyor. Çin, yüzde altının üzerine çıkan enflasyondan da finans krizini sorumlu tutuyor.

Şanghay Üniversitesi’nin tanınmış iktisat profesörlerinden Pan Yingli, on yıl daha enflasyonu yenemeyeceklerini ve büyüme hızının düşük olduğu Batılı ülkelerin, bütün dünyayı etkileyen gevşek para politikasını sürdüreceğini söylüyor. Profesör Yingli hammadde fiyatlarının artmasından da Çin’in daha fazla etkilendiğini, çünkü refah toplumu olma yolundaki ülkesinin yüksek büyüme hızını sürdürebilmek için daha fazla hammadde ithal etmek zorunda kalacağını, sözlerine ekliyor.

“Tutsak gibiyiz”

Çin’in önde gelen ekonomi dergisi Caijing, Amerikan hazine bonolarının muteber yatırım aracı olma özelliğini şimdilik koruduğunu yazdı. Şanghay Dış Ticaret Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Xu Haining de aynı görüşte:

“Çin, ikilem içinde. Sanki tutsak gibiyiz. Aslında ABD’nin kreditörü olmamayı tercih ederdik. Ama o kadar borç verdik ki. Çin son derece nahoş bir durumda… Amerika hep aynı Amerika… İçte ve dışta borçlanmadan edemiyor. Amerikalıları desteklemekten başka çaremiz yok. Çoğu bunun iyi olmadığını söylüyor. Ama ne yapabiliriz ki. Hiçbir alternatifimiz yok... Çin ihracatçı ülke olup Dolar kazanabilmek için çok çalıştı. Şimdi bütün kazandıklarını kaybetsin mi?”

Alacaklı, borçlunun elinde oyuncak

Internet bloglarında da Çin’in, borçlularının oyunları karşısında aciz kaldığını vurgulayan mesajlar yayınlanıyor. Bir blogda bu senaryo şöyle tarif ediliyor:

‘Amerikan hazine bonosu alabilmek için karın tokluğuna çalışıyor ve çevrenin canına okuyoruz. Amerikalıların ürettiklerinden fazla tüketmelerine ve bankalarının burada daha fazla para kazanmasına yardımcı oluyoruz. Dünyada bizden kötü alacaklı olmaz. Amerikan hazine bonoları bize pahalıya mal olacak. Atom bombasından farkları yok. Elden çıkaramayız, çünkü değeri düşer, ceremesini Çin çeker. Peki, en büyük kabak kimin başına patlayacak, ülkeyi idare edenlerin mi yoksa sade Çinli’nin mi?’

'Ahmak yerine konan, yine vergi mükellefi'. Çinlilerin çoğunluğu önemli meselelerde böyle düşünüyor. Ona göre de öfkesi büyüyor. (dw)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —