Tarih: 08.05.2023 09:39

Yapay zeka ile hayat kurtarırken çalışan mahremiyetini korumak mümkün

Facebook Twitter Linked-in

Ciner Medya ABD Grubu Temsilcisi Ali Çınar, ABD Kongresi'nde de yapay zeka ve çalışan mahremiyeti konusunda başlayan çalışmaların ardından New York merkezli Inteseye'ın kurucusu Sercan Esen ile konuştu.

ABD'de 200'ün üzerinde teknoloji liderinin, yapay zeka çalışmalarının durdurulması için bir dilekçe kampanyasına imza atması ile beraber ABD Kongresi'nde de yapay zeka ve çalışan mahremiyeti konusunda tartışmalar başladı.

Ciner Medya Grubu ABD Temsilcisi Ali Çınar, New York merkezli iş kazalarını yapay zeka yardımıyla önlemeyi hedefleyen bir platform olan Instenseye'ın kurucusu Sercan Esen ile konuştu.

Intenseye'ın yapay zeka teknolojisi şirketlere ve çalışanlara nasıl faydalar sağlıyor?

En temelde, Intenseye yapay zekâ teknolojilerini kullanarak faaliyet gösteren, 7/24 kesintisiz bir şekilde iş sağlığı ve güvenliği ekiplerine destek olarak çalışanların hayatını kurtarmaya yardımcı olan bir yapay zekâ platformu. Üretim tesisleri ve depolarda var olan kameralara bağlanarak gerçek zamanlı yapay zekâ analizleri yapıyoruz ve bu sayede yaşanabilecek riskli durumları tespit ederek gerçek zamanlı bildirimlerle iş sağlığı ve güvenliği (İSG) uzmanlarına potansiyel riskleri haber verebiliyoruz. Bu analizleri çalışanların biyometrik verilerini kullanmadan ve saklamadan, onların mahremiyetini koruyarak yapıyoruz. Platformumuz, KVKK’ya yüzde 100 uyumlu şekilde çalışıyor.

Türkiye'deki iş kazalarını önlemek amacıyla yaptığınız çalışmalar nelerdir?

İSG ekipleri, 2022 yılında teknolojik çözümümüzü kullanarak toplamda 1,687,441 güvensiz durum ve davranış tespit etti. Intenseye olarak veri analizini otomatize ediyoruz. Kullanıma hazır, yüksek doğruluk oranına sahip 45'ten fazla İSG odaklı yapay zeka modeliyle aslında İSG ekiplerinin de omuzlarındaki yükü hafifletmiş oluyoruz.

Diğer yandan Türkiye'de de yaptığımız iş birlikleri ile iş yerlerinin, İSG süreçlerini iyileştirmelerine katkıda bulunuyoruz. Bu kapsamda son olarak TİSK ve TİSK Mikrocerrahi Vakfı iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz "Türkiye'nin Sıfır Kazaya Yolculuğu" projesi sayesinde TİSK üyeleri de iş sağlığı ve güvenliği süreçlerini iyileştirme imkânı buluyor. intenseye platformunun yapay zekâ algoritması, TİSK ekosistemindeki fabrikaların kameralarına kolayca entegre edilerek gerçek zamanlı güvensiz durum bildirimleri ile yaşanabilecek iş kazalarının önüne geçilmesine katkıda bulunuyor.

Aynı zamanda aldığımız çeşitli ödüller de daha fazla hayat kurtarma çabalarımızın karşılık bulduğunu kanıtlıyor.

The Stevie Awards tarafından düzenlenen, "Stevie Awards for Great Employers (SAGE)" ve "The International Business Awards (IBA)" 2022 ödül programlarında Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ve TİSK Mikrocerrahi Vakfı (TİSK MCV) iş birliği ile hayata geçirdiğimiz Sıfır Kazaya Yolculuk projemiz 4 kategoride birden ödüle layık görüldü. Projenin başarısını teyit eden bu ödüller, Türkiye’deki işletmelere yenilikçi teknolojilerle daha sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları kazandırmak adına yaptığımız iş birliklerinin ne kadar yerinde olduğunu göstermesi açısından bizleri teşvik ediyor.

Dünyada ve Türkiye'de iş kazaları ve İSG hakkındaki bilinç ne durumda?

Geleneksel yöntemlerle iş kazalarını önlemeye çalışmak artık yeterli değil. Uyum prosedürlerini yönetmek için çok fazla evrak ve riskli eylemleri anlamak için sınırlı verilerle kazaların azaltılabileceği son noktaya gelmiş durumdayız. ABD'deki İş Güvenliği ve Sağlığı İdaresi (OSHA) ve Birleşik Krallık'taki Sağlık ve Güvenlik Kurulu’nun (HS&E) verilerine göre, genel İSG istatistikleri son on yılda düz bir seyir izlemeye başladı. Kaza sayısı azalsa da kaza sayılarındaki düşüş hızı yavaşladı. ABD'de toplam kaydedilebilir kaza sıklığı (TRIR) 2003'te 5,0'dan 2018'de 2,8'e düştü. Ancak düşüş hızı son yıllarda pek değişmedi.

Aslında bunun çok basit bir nedeni var. İş kazalarının, yalnızca çok uzun zamandır kullanılan ve yeniliklere adapte edilmeyen regülasyonlara uyum göstermekle önlenemeyeceği artık çok açık bir şekilde gözüküyor. Kısaca özetlemem gerekirse, iş sağlığı ve güvenliği anlayışı zaman içinde üç ana dönemden geçti:

1.İSG regülasyonlarına uyum
2.İSG yönetim sisteminin geliştirilmesi
3.İşletmelerde pozitif bir İSG kültürünün yerleştirilmesi

İşletmeler önce iş sağlığı ve güvenliği süreçlerini, yalnızca yasal olarak zorunlu bir standart olarak gördüler. Elbette standartlara uyum göstermenin, kazaların önlenmesi için tek başına sürdürülebilir bir çözüm sağlamadığı kısa sürede anlaşıldı. Bu nedenle İSG standartlarına etkili ve verimli bir şekilde uyum sağlamak için yapılandırılmış bir sistem geliştirdiler. Böylelikle İSG uzmanlarının tekrar eden günlük işlerini biraz hafifleterek sahadaki İSG risklerine odaklanmaları amaçlandı. İlk beklentilerin aksine, kaza sayısında azalma olsa da kazalar tamamen ortadan kaybolmadı.

Sonrasında İSG risklerini daha da azaltmak için İSG kültürü kavramı ortaya atıldı. İş sağlığı ve güvenliği riskleriyle başa çıkmak için, ancak a’dan z’ye bütün işletmenin belli bir İSG kültürünü paylaşması gerekliliği anlaşıldıktan sonra aslında bu alanda teknoloji kullanımına yönelik ilgi de artmaya başladı.

Endüstri 4.0 tüm sektörlerde radikal dönüşümlere imza atarken, İSG alanında da giyilebilir teknolojiler ve yapay zeka kullanımı ile yeni bir teknoloji çağı başladı. Koruyucu ekipman veya forkliftin üzerine takılan sensörlerle İSG risklerini tespit etmek üretim tesisleri için hem uygulaması zor hem de maliyetli bir çözüm olduğundan burada yapay zeka ve bilgisayarla görü (computer vision) intenseye’ın öncülüğünde önemli bir çözüm olarak ortaya çıktı. Yapay zekanın, işyerlerini 7/24 analiz etmek, gerçek zamanlı bildirimler ve veri odaklı içgörüler oluşturmak için tesislerdeki mevcut kameraları kullanarak bu küresel sorunun üstesinden gelmek için sunabileceği çok şey var. Yapay zeka ile çalışanlara daha güvenli ve mutlu bir çalışma ortamı sağlarken aynı zamanda üretkenliği arttırıyoruz ve riskleri sıfıra indirmek için proaktif bir yaklaşım sunuyoruz. Sadece İSG alanına odaklanan bir yapay zeka platformu olarak bu alanda öncüyüz diyebilirim.

Yapay zekanın İSG alanında sunduğu fırsatlar nelerdir?

Yapay zekanın 7/24 gerçek zamanlı analiz yapabilmesi aslında görünmeyen risklerin görünür olmasını sağlıyor; bu sayede İSG ekiplerinin risklerin önem seviyesini ve sıklığını anlamaya yardımcı oluyor. Yapay zeka teknolojisiyle kazaların yoğunlaştığı alanları saptamak, ek İSG önlemleri veya eğitimi gerektiren alanlarının belirlenmesine de yardımcı oluyor. Ayrıca, iş birliği içinde olduğumuz işletmelerin tesislerinden aldığımız veriler gösteriyor ki alınan alarmların yaklaşık %40’ı gece vardiyasında alınıyor. Çalışan sayısı geceleri az olmasına rağmen, süpervizör eksikliği, daha fazla risk alınması gibi nedenlerle tehditler artıyor. Süpervizörler 7/24 tesislerde olamıyor belki ama yapay zeka olabiliyor. Ayrıca platformumuz üzerinden alınan alarmlarla ilgili görevler oluşturmak ve önleyici aksiyonlar almak mümkün. Yapay zeka İSG ekiplerine tekrar eden günlük işleri dijitalleştirerek alarmlara dair veriler üzerinden sağlam bir kök neden analizi yapma şansı sağlamış oluyor.

Örneğin geçtiğimiz aylarda platformumuza eklediğimiz “Dijital Denetim” modülümüzle İSG süreçlerinin rutin işlemlerini otomatize etmek mümkün. Günde yaklaşık 4 saat süren bu prosedürü yapay zekaya bırakarak İSG ekiplerinin daha fazla hayat kurtarmaya yoğunlaşmalarına imkan tanıyoruz.

Gerçek zamanlı verilere dayalı bir güven ortamı oluşturma konusunda da yapay zeka ciddi bir potansiyele sahip. Yapay zekanın yakaladığı veriler, ön saflarda çalışanların İSG yönetimi konusunda söz sahibi olmasına katkı sağlıyor.

Böylesine kapsayıcı ve olumlu bir yaklaşım, karar vericiler ile ön saflardaki personel arasında yapıcı bir diyaloğu teşvik ederek şeffaf bir çalışma kültürü ve güven ortamı oluştur

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —